Kaybedenler kısmında değerlendirsek de; ben MHP'nin aldığı 32'lik oyun büyük bir başarı olduğu düşüncesindeyim.
2 seçim kaybeden ve aday olmayı düşünmeyen bir isme, Genel Başkan zorlaması ile adaylığı diretip; sonra da bu oy oranına yükselmek başarısızlık olarak görülmemeli.
İnegöl'ün meselelerinden uzak, projelerini sunma noktasında sıkıntı yaşayan ve rakipleriyle tartışmaya dahi gitmeyen Fidan, bence çok iyi oy aldı.
Hem manav hareketini, hem cemaati, hem de CHP seçmenini yanına alınca MHP belki de İnegöl'de tarihinin en büyük oy oranını yakaladı. Fakat kazanamadı.
Kazanamaması başarısızlık olarak değerlendirilebilir. Zaman zaman bir araya geldiğim bazı meclis üyesi adaylarına -İsmail Karaman, Müfit Besler gibi- kazanmalarının çok zor olduğunu; İnegöl'de AK Parti'yi şu aşamada yıkmanın imkansıza yakın olduğunu aktarmaya çalıştım.
Bir de erkek partisi olarak değerlendirilen MHP'liler, İnegöl'de 50 kadın seçmen olduğunu unutarak; sadece erkeklerin desteği ile bu işin bitebileceğini düşündüler.
Oysa kadınların Tayyip Erdoğan sevgisini hesap edemediler.
MHP için şunu da ifade edeyim. Saadet Partisi gibi düşünüp sakın ha bir sonraki seçimde 'Biz 32 ile başlıyoruz. Biz ana muhalefetiz' diye düşünmeyin. Sıfırdan başladığınızı hesap edin.
Bir de eğer seçimi kazanmayı düşünüyorsanız mutlaka kadınlara ulaşmayı çalışın. Yoksa erkeklerde birinci de olsanız; kadınlar noktasında çok arkalarda olduğunuz için kaybedersiniz.
CEMAAT İNTİHAR ETTİ
40 yıldır bir hizmet hareketini taraflı tarafsız herkesin alkışlayacağı, kızsa dahi takdir edeceği bir noktaya getir; 4 ayda bir çuval inciri berbat et.
Cemaat bu seçimin hem Türkiye genelinde, hem de İnegöl'de kaybedenidir. Okul ve dershanedeki öğretmenlerini dahi sandık başlarına yollayan ağabeyler, bu seçimde büyük tokat yediler.
Cemaatin 'Son genel seçimde de, referandumda da ben olmasaydın bir hiçtin' anlayışı 30 Mart akşamı yıkılmıştır.
30 Mart seçimleri cemaatin geriye gidişini daha da hızlandırır. Zaten kendilerine güven duymayan CHP ve BDP seçmenlerinin yanı sıra AK Parti seçmeni de yanlarına bile yaklaşmayacak; -SP ve MHP'liler de çok yakın değillerdi zaten- hatta destek, himmet, burs, kurban isteyenlerin de kovulma görüntülerine şahit olacağımız günler çok uzak değildir.
Cemaat, dershanelerin kapatılması ile can damarlarını kaybetmenin yanı sıra; yurtlarına, okullarına, evlerine de öğrenci bulmakta ciddi manada zorlanacak.
MİT'in başındaki Hakan Fidan'a; ardından 17 Aralık operasyonu ile hükümete kurulmaya çalışılan tuzak, bir anda cemaatin düştüğü bir tuzak haline geldi.
Seçim sonuçlarını kabul etmeyen, verileri ısrarla yanlış giren cemaat, seçim sonrasında da tutumunu değiştirmeyecek gibi.
Sonları pek hayra alamet değil. Gülen yaşadığı müddetçe küçülseler de var olurlar. Ama Gülen sonrası cemaat diye bir şeyin kalacağına ihtimal vermiyorum.
SEÇİM KURULLARI DA KAYBETTİ
Son olarak seçimin bir kaybedeni de YSK başta olmak üzere İl ve İlçe Seçim Kurulları'dır. Günlerdir hala oyları sayan YSK ve bu kurulların tekrardan gözden geçirilmesi gerekiyor.
İnegöl'de 4 gün sonuçları açıklayamayan İlçe Seçim Kurulu'nu da anlamış değilim. 5 yıllık süreçte sadece oda başkanları seçimleri, genel ve yerel seçimler ile referandumda çalışan İlçe Seçim Kurulu, seçim sonuçlarını 4 gün sonunda nihayet açıkladı.
5 yılda 1825 günün topu topu 30 gününde çalışacaksın, onun haricinde bir iş yapmayacaksın; hala da 4.günün sonunda seçim sonuçlarını anca açıklayacaksın. Pes doğrusu...
.