27 Mayıs darbesini yapan cuntacıların özel olarak kurdukları mahkeme'de Menderes ve taraftarlarından 463 kişi yargılandı.

9 ay 27 gün süren yargılama süreci sonunda Menderes'le birlikte 14 kişinin idamına, 31 kişinin de ömür boyu hapsinse karar verildi.

Diğer mazlumlara 6 ay ile 20 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Sıra idam hükmünün uygulanmasına gelmişti. Birçok devlet, idamların durdurulması için girişimde bulundu.

Cemal Gürsel başkanlığındaki Milli Birlik Komitesi; Celal Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu dışındakilerin idam cezasını affetti. Celal Bayar'ın cezası yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi.

Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961 tarihinde sabaha karşı idam edildi. Fatin Rüştü Zorlu abdest alarak idam sehpasının yanında iki rekat namaz kılmıştı ve cellada lüzum duymadan idama yürümüştü.

İNTİHAR TEŞEBBÜSÜ MÜ?

Aynı gün gün Adnan Menderes'in başarısız bir intihar teşebbüsünde bulunduğu açıklandı. Bu da Menderes'in itibarını bitirme planlarının bir parçası idi.

Bir gün sonra, doktor heyetinden sağlam raporu alındıktan sonra Adnan Menderes de idam edilecekti.

Darbeciler, Menderes'i idam etmeden önce uyguladıkları sistematik baskı ve zulüm ile zaten idam etmişlerdi.

Bir tane örnek verelim:

Menderes, tutuklu bulunduğu odadan görevliye "Beyefendi, benim avukatım nerede?" diye sormuş. Adnan Bey'in görevli ile konuştuğunu gören nöbetçi ise "Gir hücrene" diyerek Menderes'i tokatlamıştı.

Darbeciler, o derece Menderes'e kin duyuyorlardı ki; Hatta idamına saatler kala sözde "Prostat Muayenesi" yaparak Menderes'i soymuşlar ve aşağılamışlardı.

Menderes "İstirham ediyorum, yapmayın" diyor; ancak onlar da Menderes'e "Utanmayın, utanmayın" diye seslenip idam öncesi ıstırap çektiriyorlardı.

MENDERES'İN SON ARZUSU

Menderes, yapılan Prostat Muayenesi işkencesinden dört buçuk saat sonra asılacaktır.

İdama götürülürken Menderes, tutulduğu yerden idam sehpasına kadar hiç kimsenin yardımı olmadan kendi başına yürüdü. Menderes'in darağacına götürülürken, usule uygun olarak bilekleri arkasına bağlanmıştı.

İmralı Adasının etrafında ve içinde sıkı emniyet tedbirleri alınmıştı. İmralı'da asılmadan hemen önce usulen bir arzusu olup olmadığı soruldu.

Dini telkin için orada bulunan hoca ile yalnız kalarak görüşmek istediğini söyledi. Ancak darbeciler "kanunlar buna müsaade etmiyor" diyerek bu arzusunu yerine getirmemişlerdi

Bu isteği ret edilen Menderes bir sigara istedi. Verilen Yenice sigarasını içerken şunları söyledi:

- Dünyadan ayrıldığım şu anda, ailemi ve çocuklarımı şefkatle andığımı kendilerine bildirin. Vatanı ve milleti Allah refah içinde bıraksın.

Adnan Menderes'in idam sehpasında son sözleri şunlardı: ''Kimseye dargın değilim. Kırgınlığım yok. Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim. Bu anda karımı ve çocuklarımı şefkatle anıyorum''

O günün şahitleri analtıyor. Menderes, sehpayı görünce hiçbir tepki vermedi. Ölüme hazırlamıştı kendisini. Sehpaya da çok rahat çıktı. İlmeği boynuna geçirirken resmi çekildi. Öğleden sonra idi, saat 13.00'ü geçmişti.

Başsavcı Altay Ömer Egesel, idam fermanını okuduktan sonra dalga geçer gibi "Ya Menderes, gördün mü, nerelere kadar düştün" dedi. Menderes oralı olmadı hiç, başka alemde gibi idi o an.

Daha sonra hoca Menderes'e, 'tekbir getirelim' dedi. Beraber tekbir getirdiler.Cellat yardım etti sehpaya çıkarken. Menderes cellada; "Sehpayı çekebilirsiniz" dedi. Çektiler veinfaz ettiler. Fırtına çıktı, yağmur başladı. Milletin göz yaşlarına sanki gök de eşlik ediyordu.

Menderes'in elbette hataları ve günahları vardı. Ancak, Mahkemede iddia edilen hiçbir suçlama idam edilmesini gerektirmiyordu. Ama mahkeme de iddialar da bahane idi. Hükmü çok önceden verilmişti. İdam edilecekti...

MENDERES SONRASI

Menderes'in idamından 29 gün sonra yapılan 1961 seçimlerinde Demokrat Parti'nin devamı olduğu söyleyen Adalet Partisi, yüzde 34,8 oy oranı ile 158 milletvekili çıkardı. Yüzde 36,7 oy alan CHP birinci parti olmuştu.

Bunu takip eden 1965 seçimlerinde Adalet Partisi, 52,87 oranında oy aldı ve tek başına iktidara geldi.

11 Nisan 1990'da TBMM tarafından Adnan Menderes ve onunla birlikte idam edilen arkadaşlarının itibarları iade edildi.

29. vefat yıldönümü olan 17 Eylül 1990 tarihinde İmralı'dan dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve yüzbinlerce vatandaşın katıldığı bir törenle İstanbul'da Vatan Caddesi'nde kendisi için yapılan anıt mezara taşındı.

Menderes'in 1958 yılında hizmete açtığı bu caddenin adı 1994 yılında dönemin belediye başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teklifiyle Adnan Menderes Bulvarı olarak değiştirildi.

Menderes'in adı, İzmir'deki uluslararası havalimanına, Aydın'da kurulan üniversiteye İstanbul'daki Adnan Menderes Bulvarı'na ve Adana'da ise kendi yaptırdığı Seyhan Barajı'na verilerek yaşatılmıştır. En önemlisi Menderes'in adı milletin yüreğinde yaşamaktadır.

MENDERES'İN SON MEKTUBU

Menderes'in idamının yıl dönümü vesilesi ile derlediğimiz bu yazımızı, Menderes'in son Mektubu ile bitirelim:

"Sizlere dargın değilim, sizin ve diğer zevatın iplerinin hangi efendiler tarafından idare edildiğini biliyorum. Onlara da dargın değilim. Kellemi onlara götürdüğünüzde deyiniz ki, Adnan Menderes, hürriyet uğruna koyduğu başını 17 sene evvel almadığımız için sizlere müteşekkirdir. İdam edilmek için ortada hiçbir sebep yok. Ölüme karar-i metanetle gittiğimi, silahların gölgesinde yasayan kahraman efendilerinizce acaba söyleyebilecek misiniz ?"

"Şunu da söyleyeyim ki, milletçe kazanılacak hürriyet mücadelesinde sizi ve efendilerinizi yine de 1950'de kurtarabilirdim. Dirimden Korkmayacaktınız. Ama simdi milletle el ele vererek, Adnan Menderes'in ölümü sizi ebediyete kadar takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Ama buna rağmen merhametim sizlerle beraberdir."

Sevapları ve günahları ile hataları ve hizmetleri ile O bu milletin gönlünü fethetmişti. İdam edilen Türkiye Cumhuriyeti'nin sadece başbakanı değil, insan hakları, demokrasi mücadelesi ve halkın vicdanı idi.

.