Zatına layık şekilde Hamdu Sena Allah'a, sınırsız salat ve selam Yüce Resulullah'a...

70'ler, 80'ler, 90'lar..X kuşağı, y kuşağı, z kuşağı

Değişik tanımlamalar yapılıyor, özellikleri ayrı ayrı inceliyor. Sosyolojinin konusuna giren nesillerin ayırt edici özellikleri eğitimin de konusunu oluşturuyor. Sosyoloji aslında problem ortaya çıkmadan önce meseleyi enine boyuna izah edebilmesinin yanında çözümler de getirebilmelidir. Ama henüz sosyal bilimlerimiz bu farkındalıkta değiller.

Tespitlerde gecikiyoruz. Nerde ne şekilde hatalar yaptığımızı az çok biliyoruz lakin meselenin çerçevesini çizerken ayrılıklara düşüyoruz. Kimi meselenin bilimin ışığında ele alınması ve tüm sistemi bilimsel verilerden yürütmek gerektiğini söyler. Kimisi geleneksel yöntemleri takip etmek gerektiğini söyler.

Önceden 80'ler 90'lar diyerek kuşak farkını 10 seneyle ayırırken şimdi bu fark her çocukta bir kuşak farkına döndü. 3-4 seneyle yaş farkı olan kardeşler arasında bile kuşak farkı oldu. Zaman hızla akıyor. Eğitim felsefemizi yeniden geliştirip piyasaya sürünceye kadar iş işten geçmiş olacak.

Nerede hata yaptığımızı tespit ederek derhal özenli bir çalışmaya girmeye mecburuz. Eğitim nerde başlıyor? Eğitimci nerde hatalar yapıyor? Çözüm yolu nasıl olmalı?

MASUMİYET: Evvela şunu bilmek gerekiyor: çocuklarımızın masumiyetleri bozuldu. Biz bozduk. Anne baba olarak ta öğretmenler olarak da. Bir söz veriyorsanız çocuğunuza ama tutmuyorsanız, yeri gelecek nasıl ebeveyn bunlar söz veriyorlar tutmuyorlar diyecek. Önce size sonra çevresine güvensiz olarak toplumda sorunlu birey olacak. Bu Masumiyetin kaybedilmesidir. Masumiyet kaybedilince isyan başlar.

ACZİYET: Çocuğunuzun size muhtaç olduğunu kritik zamanlarda göstermelisiniz. Kendisini her şeyin sahibi yapmasın. Prensim, prensesim demekten vazgeçin. Onları şımartmayın. Her dediğimi yapacaksınız anlayışını istemiyorsanız tabiiki. Acziyet kaybolursa kibir olur.

MUHABBET: Büyüklerine, öğretmenlerine, arkadaşlarına sevgiyi ve saygıyı menfaat duygusu gütmeden yaşatmalısınız. Çocuk sevmenin güzelliğini onlara yardım ederek, fedakarlık yaparak anlamalı. Muhabbet kaybolursa ruhunun inceliğini, Rabbine yaklaştıracak feyzini kaybeder.

Bunları tamir etmenin yolu ise hizmet etmekle olur.

Hizmet eden kişi çevresine yardımcı olmanın verdiği etkiyle onlara bir şeyler katmanın tadına varır. İsyan etmez.

Çevresindeki insanlara menfaat gütmeksizin yardım eden çocukta kibir olmaz.

İhtiyaç sahiplerine gönüllü olarak hizmet eden kişinin gönlü zenginleşir ve hem insanlığa hem Rabbine karşı muhabbet gelişir. Ona feyz kapıları açılır.

Geç kalmadan hizmet etmenin güzelliklerini çocuklarımıza tattıralım.

Muhabbetle kalın.