Lazimi ve Müteaddi aslında Arapçada iki fiilin ismidir.Örneğin "Ali geldi,Ali gitti ,Ali yedi" gibi örnekler lazimi fiilin örnekleridir.Ama "Ali getirdi,Ali götürdü,Ali yedirdi" gibi örnekler müteaddi fiilin örnekleridir.

Burada amacımız dilbilgisini ilgilendiren fiilleri anlatmak değildir.Gayemiz Ali örneğinde de gösterdiğimiz gibi ikinci bir kişiye ulaşabilmek yani sadece kendimiz için yaşamamaktır.

Arapçadaki bu iki fiile benzeterek anlatmaya çalıştığımız iki tür hayat vardır:

1-Lazimi Hayat:Yani kendi içine dönük, kimseye faydası olmayan bencil bir hayat sürmek,

2-Müteaddi Hayat:Başka insanlara ulaşmaya çalışmak.Sadece 'Rabbena hep bana ' demeyen kendisi için istediği şeyi diğer insanlar için de istemek.

Konuyu İslam ışığında değerlendirdiğimiz zaman tabiri caiz ise dinimiz bize müteaddi bir hayat yaşamamızı ister.Hatta ayet ve hadislere baktığımız zaman lazimi bir hayatın insanı kurtaramayacağını,dolayısıyla da Cennete götüremeyeceğini bildirir.

Lazimi türü Müslümanlıkta kişi ucuz ve masrafsız bir hayat yaşar veya öyle yaşamak hesabına gelir.Örneğin, tesbih çekerek,koku sürünerek,tuzla yemeğe başlayarak v.b. ucuz işlerle görevini yaptığını zanneder.Üstüne üstlük yaptığı basit ve ucuz amelleri mevzu hadislerle de destekleyerek kendisini muttaki bir müslüman zanneder.

Haftada bir defa gittiği mahalle sohbetlerinde uçtulu kaçtılı hikayeler dinleyerek ve gelsin çaylar gitsin pastaların olduğu ortamlarda da ruhen de görevini ifa etmiş olmanın huzurunu yaşar.Ne kimseye faydası dokunur ne de kimsenin sıkıntısı onu ilgilendirir.Kendince yaptığı en büyük hayır, Cuma namazı çıkışında attığı bir lira veya bakkal ve marketlerde bulunan hayır kumbarasına paranın üstü olan 3-5 kuruş atarak görevini yapmanın mutluluğunu yaşar.

Müteaddi türü Müslümanlığa baktığımız zaman öncelikle sahabenın şu örneğini görüyoruz.Sahabiler birbirleriyle karşılaşırken "Ey Cennetimi sırtında taşıyan adam" diye birbirlerine hitap ederlerdi.Yani 'sen olmazsan ben Cennete giremem.Benim Cennete girmem sana ve senin gibi Müslümanlara yapacağım iyiliklerle mümkündür' demek istiyorlardı.

Sahabenin hayatı örneklendirdiğimiz gibi müteaddi türü bir Müslümanlıktı.Çünkü onların Müslüman oluş tipi Kur'an ve Resulullah'ın (sav) gösterdiği şekildi.Yani kısaca birkaç örnek vermek gerekirse onlar şu düsturlara göre yaşıyorlardı.

--"Ey iman edenler! Allah'a ve Peygamber'e hainlik etmeyin.

Bile bile kendi (aranızdaki) emanetlerinize de hainlik etmeyin."(Enfal,27).

-"Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve yerden sizin için çıkardıklarımızdan Allah yolunda harcayın. ..(Bakara,267)

-"Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size, çirkinliği ve hayasızlığı emreder. Allah ise size kendi katından mağfiret ve bol nimet va'dediyor. Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir"(Bakara,268).

-"Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz"(Ali İmran,130),

-"Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin..."(Nisa,29).

-"Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun."(Nisa,135).

-"Ey iman edenler! içki (ve benzeri şeyler), kumar,dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir.Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz."(Maide,90).

-"Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır"(Ahkaf,7).

-"O (Allah'tan hakkıyla korka)nlar, bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar, insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever.(Ali İmran,134)

-"Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler ve kötülükten vaz geçirirler, hayır işlerinde de yarışırlar. İşte bu özellikleri taşıyanlar Allah katında Salihlerdendir"(Ali İmran,114).

-"İnsanların hayırlısı (en iyisi), insanlara faydalı olandır? (Hadisi şerif),

-"Kim, Müslüman kardeşinin bir sıkıntısını giderirse Allah'da kıyamet gününde onun bir sıkıntısını giderir".(Hadisi şerif).

VE SONUÇ:" Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden Cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber mü'minler, "Allah'ın yardımı ne zaman?"diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı.

İyi bilin ki, Allah'ın yardımı pek yakındır"(Bakara,214).