Ahi derbendi'nin İnegöl ovası'na ulaştığı yerde bulunan Kurşunlu beldesi'nin Osmanlı hükümdarlarından Yıldırım Beyazıt (1389-1402) devrinden itibaren önem kazandığı görülmektedir. Çünkü burası, tarihi ipek yolunun Bursa -ayağını oluşturan ve "ulu yol" adını alan kervan yolu ile Konya ile İznik arasında haberleşmeyi sağlayan en kestirme "posta yolu"nun kesiştiği noktayı oluşturmaktadır.

Haberleşme açısından stratejik bir konuma sahip olan bu yere, Yıldırım Beyazıt, kubbeleri, kurşunla kaplı bir kervansaray ve bir de zaviyeli mescid inşa ettirmiştir. Bu eser, o dönemden İnegöl coğrafyasında ayakta kalabilen ve günümüze aynen intikal eden tek mimari yapıdır . İşte çatı ve kubbeleri kurşunla örtülü bu mimari yapıyı , sinesinde barındıran yerleşim alanına "Kurşunlu" adı verilmiştir.

Yakın civarında yer alan ve halk arasında "Bakacak tepesi" adı verilen yerde de bir emniyet ve güvenlik noktası oluşturulmuştur. Güvenlik noktasına yerleştirilen emniyet ve güvenlik görevlisi, "Bakacak -dedesi" olarak halk arasında anılmaktadır. Aslında bu zat, asker niteliği taşıyan "yaya birliği"ne mensup bir güvenlik elemanıdır. Zamanla bu güvenlik noktasının çevresinde küçük bir köy oluşmuş ve adına da "Yeğan Gazi Karyesi" denmiştir.

Muhtemelen Yavuz Sultan Selim devrinde "derbend" ve "derbendci"lerle ilgili düzenlemeler yapılırken yakın civarda yer alan Bey karyesi / Boyacı karyesi, Çay karyesi, Yegan Gazi karyesi, "Kurşunlu" adıyla yad olunan kervansaray ve zaviyeli mescid etrafında birleştirilmiş ve bu yeni yerleşim alanına, "Güde" adı verilmiştir. Tahrir defterlerinde kaydı bulunmakla birlikte "Güde" ismi, halk tarafından pek benimsenmemiş; "Kurşunlu" adı, yaygın olarak kullanılmıştır. "Güde" adı, Kurşunlu halkının yaz mevsimlerinde çıktıkları yayla ve mezraanın adı olarak yaşatılmıştır.

İNEGÖL COĞRAFYASINDA DERBENTLER VE DERBENTÇİLER

Cumhuriyet öncesi, dışarıdan İnegöl kasaba merkezine ulaşabilmek için yakın çevresinde yer alan "bel" veya "derbend" adı verilen dağ geçitlerini aşmak gerekmektedir.

Bunlar doğudan batıya doğru saat yelkovanının hareketi istik?metinde şu şekilde sıralanmıştır: Ahi derbendi-Sınır beli-Domaniç derbendi-Muzal derbendiAğıllıkaya derbendi-Boğazova derbendi-Kıran derbendi-Ulular derbendi ve Ermeni beli/Akbıyık beli.

Yukarıda isimderi sıralanan geçitlerin bir kısmı, "dağ üstü geçidi"dir ki bunlara, "derbend" adı verilmiştir. Diğer bir kısmı ise" vadi taban geçidi" şeklindedir.Bunlara da "bel" adı verilmiştir.Yörenin sosyal ve ekonomik hayatında önemli rolü olan bu geçitlerin bir kısmında derbendci teşkilatı kurulmuştur. Tarihi süreç içinde söz gelimi, Ahi derbendi'nde ve Domaniç derbendi'nde askeri nitelik taşıyan "yaya-birlikleri" ile takviye edilmiş; özel derbendci teşkilatları kurulmuş ve de işletilmiştir .

Kurşunlu beldesi ile Muzal/Gündüzlü köyü, İnegöl coğrafyasında yer alan en önemli "derbendci köyler"dir. Bu köyler, mali yönden özel bir statüye sahiptirler ."Tekalif-i divaniye" adı verilen bir kısım devlet vergisinden muaf tutulmuşlardır. Buna karşın devletçe belirlenen bir program dahilinde üzerinde veya yakınında bulundukları "derbend" veya "bel" adı verilen geçitleri korumakla yükümlü tutulmuşlardır.

Yavuz Sultan Selim'in gerçekleştirmiş olduğu İran, Irak, Suriye ve Mısır seferlerinde, özellikle, Anadolu'da patlak veren celali isyanlarında, İnegöl coğrafyasında yer alanbu derbendler büyük önem kazanmıştır.

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR