''GÖÇ''...1950

Bu fotoğraf, LIFE dergisi fotoğrafçısı Jack Birns tarafından 1950 yılında Edirne Tren Garı'nda çekilmiş.

Kadınların hepsinin üzerinde kürk olmasının nedeni ise; Bulgaristan'ın göç eden Türklerin yanlarına sadece elbiselerini almalarına izin vermesi.

Ömürlerinde hiçbir zaman kürk giyme fırsatı bulamayacak olan bu kadınlar, ellerindekini satıp parasıyla kürk alıyorlardı ki;Türkiye'ye geçtiklerinde kürkü satarak en azından bir miktar paralarını kurtarmış olabilsinler..,

Dünya tarihinin en üzücü sahnelerinden biri de 1950'li yıllarda Bulgaristan Türklerinin maruz kaldığı insanlık dışı muameledir. Bu süreçte taşınmaz mallarının bir çoğunu arkasında bırakan Bulgaristan Türkleri taşınabilir mülklerini yanlarında götürmek istemiştir; ancak faşizan bir yönetime sahip Bulgar hükümeti Türklerin yalnızca kıyafetleri ile gitmesine izin vermiştir.

Gidecekleri yurtta kendilerini neyin beklediğini bilmeyen Bulgaristan Türkleri hem daha sıcak tutması hem de her yerde satıldığında iyi para etmesi hasebiyle kürk satın alarak Türkiye'ye gelmişlerdir.

Kürklerle zengin bir hanım portresi çizilse de aslında fotoğrafın ardında bir dram vardır.

KÜPE TAKMA ADETİ

Küpe takma adetinin aslında İslam öncesi Türklere dayanan kadim bir adet olduğunu iddia ediyor.

Ekşi Sözlük yazarı ''basbag'' erkeklerde küpe takmanın eski Türklerde yaygın bir adet olduğunu söylüyor. Bunun ise belirli bir amaca yönelik olduğunu şu satırlarla iddia ediyor:

Herhangi bir sebeple ailede tek oğul olursa delikanlının kulağına bir küpe takılırdı.

Askerde komutan küpeli askeri görünce onu tehlikeli görevlere vermezdi çünkü Türk töresi ona bu yetkiyi vermezdi. Soyu içerisinde sonuncu erkek olan kişi ise kulağında iki küpe taşırdı. Türk töresi, soyunu sürdürebilmesi için onu bilhassa korurdu... Küpe, böylesine sert ve kesin törenin hüküm sürdüğü Türk topraklarında bir ailenin neslini sürdürebilme imkanını koruması açısından cengaverler için toplumsal bir nişan görevi görmüştür.