Tarih boyunca sürekli devam eden ibadetlerden birisi de kurbandır. Hz.Adem'den (as)son peygamber Hz.Muhammed'e (sav) kadar devam eden ibadetlerin başında kurban gelmektedir. Kurbanın şekli zamana göre farklılık arz etmiş ise de amaç ve gayesi hiç değişmemiştir. Kurbanın amacı Allah'a yakın olmak,O'nun rızasını kazanmak ve gerektiğinde de en sevdiğimiz şeyi O'nun uğruna feda etmenin adıdır.

Kurbanın tarihine baktığımızda ilk kurban olayını Hz.Adem'ın (as) iki oğlu olan Habil ile Kabil arasında görüyoruz.Habil en iyi koyununu Allah için kurbanlık seçerken Kabil tam tersine yetiştirdiklerinin en kötüsünü sunmaya kalkışmış ve Allah Habil'in kurbanını kabul etmiştir.Bu durumu Kur'an-ı Kerim şöyle açıklamaktadır:" (Ey Muhammed!) Onlara, Adem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, "Andolsun seni mutlaka öldüreceğim" demişti. Öteki, "Allah ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder" demişti"(Maide-27).Kabilin en büyük hatalarından biriside kurbanının neden kabul edilmediğini düşünüp tövbe etmesi gerekirken,düşmanlığını ilerletmiş , kardeşini ölümle tehdit etmiş ve öldürmüştür.

Kurban için en önemli olaylardan biride Hz.İbrahim'in (as) oğlu Hz.İsmail'i (as) Allah'tan aldığı emir üzere kurban etmek istemesiydi. Bu olay tamamen bir imtihandı ve en sevdiği şeyi Allah yolunda feda edip etmeme imtihanıydı. Hz.İbrahim (as) bu imtihanı başarıyla vermişti.Bu konuda da Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:" Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona, "Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?" dedi. O da, "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi."(Saffat-102).Bu olaydan çocuklarımızın da büyük ders alması gerekir.Anne babasına karşı gelmeyen ,onların sözünü dinleyen ve Allah ne emretmişse 'hazırım' diyen Hz.İsmail'i (as) kendilerine örnek almaları gerekir.

ALLAH'A YAKIN OLMANIN ÇEŞİTLERİ:

1-)Zihni yakınlık:Allah'ı aklımızdan çıkarmamak ve sürekli O'nun güç ve kudretini tefekkür etmek:" De ki: "Ey mülkün sahibi olan Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin."(Al-i İmran-26).Kim Allah'ı unutursa Allah onu terk eder, kendi haliyle baş başa bırakır.Bu durumu Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor." Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar fasık kimselerin ta kendileridir."(Haşr-19)

2-Kalbi yakınlık:Kalbimizde Allah'ın sevgisi/korkusu her zaman olmalıdır.Bir anlık bile olsa gaflete kapılmamamız gerekir.Çünkü kalpler ancak Allah ile huzur bulur:" Onlar, inananlar ve kalpleri Allah'ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur."(Ra d-28).Allah'ın veli kullarından birisi odada tek başına otururken içeriye arkadaşı girmiş ve 'Burada yalnız ne yapıyorsun?' diye sormuş, veli kul şöyle demiş'Asıl şimdi yalnız kaldım.Sen gelmeden önce Allah'ın kudretini tefekkür ediyordum.Dolayısıyla yalnız değildim'.

3-İhlas ile yakınlık:Allah için ibadet ederken sadece Allah'ın rızasını kazanmak araya riya ve gösteriş sokmamaktır.Bu anlamda kurban ibadetini de bu ihlas içinde değerlendirmek gerekir.Çünkü Yüce Rabbimiz:" O Halde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes."(Kevser-2) buyurarak yapılacak ibadetlerin sadece Kendisi için olmasını istemektedir.Başka bir ayet-i kerimede de şöyle buyuruyor:" Onların (kurbanların) etleri ve kanları asla Allah'a ulaşmaz. Fakat ona sizin takvanız (Allah'a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele."(Hac-37).

Kurban etini 3 bölüme ayırmamız tavsiye edilmektedir.

a)Bir bölümünü kendi ailemize ayırmamız,

b)Bir bölümünü dost , konu komşuya hediye niteliğinde vermemiz,

c)Bir bölümünü de fakir fukaraya dağıtmamız.

Kurbanda ki bu paylaşmayı hayatımızın tümüne yaymamız gerekir.Yani hayatımız boyunca kazancımızı da 3 bölümde değerlendirmemiz gerekir.

a)Bir kısmını kendi ailemize nafaka olarak ayırmak,

b)Bir kısmını dost ve yakınlarımıza ikramda kullanmak

c)Bir kısmını da fakirlere infak etmek.

Unutmayın! Her ibadet kendi içinde özeldir ama hayatımızı kapsaması bakımından geneldir.