"Evet, siz sabır gösterir ve Allah'tan sakınırsanız, onlar düşmanlarınız hemen şu anda üzerinize gelseler, Rabbiniz, nişanlı beş bin melekle sizi takviye eder." (AL-İ İMRAN 125.)

BEDİR SAVAŞI: Allah (c.c.) bu ayet-i kerimede 5 bin melekle İslam ordusunu takviye edeceğini haber veriyor. Meleklerin yardıma geldiği ilk savaş Bedir savaşıdır. Bu savaşta 1000 melek hazır bulunmuştur. Bedir'de, Rasulullah Efendimiz (s.a.v) müşrik ordusuna baktı; karşısında bin kişilik bir ordu vardı. Ashabı ise üç yüz on üç kişi idi. Kıbleye yöneldi. Ellerini kaldırdı. Allah'a şöyle dua etti: "Ey Allah'ım! Bana olan va'dini yerine getir! Bana zafer ihsan eyle! Ey Allah'ım! Eğer İslam'ın bu topluluğunu helak edersen, artık yeryüzünde Sana ibadet edecek kimse kalmayacak!" Rasulullah Efendimiz (s.a.v) o derece ellerini semaya kaldırıp dua ediyordu ki, ridası omzundan düştü. Bunu gören Hz. Ebu Bekir (r.a), Rasulullah Efendimiz'in (s.a.v) yanına gelerek ridasını aldı, omuzuna geri koydu ve: "-Ey Allah'ın Rasulü! Rabbine olan yalvarman yeterli değil midir? Allah Teala Sana olan vaadini mutlaka yerine getirecektir." dedi.[1]

Bedir'de Allah'ın (c.c.) meleklerini yardıma göndermesi Enfal suresinde yer almaktadır: "Hatırlayın ki, siz Rabbinizden yardım istiyordunuz. O da, ben peşpeşe gelen bin melek ile size yardım edeceğim, diyerek duanızı kabul buyurdu. Allah bunu meleklerle yardımı sadece müjde olsun ve onunla kalbiniz yatışsın diye yapmıştı. Zaten yardım yalnız Allah tarafındandır. Çünkü Allah mutlak galiptir, yegane hüküm ve hikmet sahibidir."[2] Bedir'de Hz.Cebrail komutasında 1000 melek hazır bulunmuştu. 1000 melek savaş alanını kuşatmıştı. İslam ordusunu korumaya almışlardı ve ihtiyaç durumunda İslam askerlerine manevi yardımda bulunuyorlardı. Onların varlığı herşeyden önce bir moraldi.

BEDİR'DE ALLAH'IN VAADİ GERÇEKLEŞTİ: Tarih: 17 Ramazan Hicri 2; Miladi 14 Mart 624 idi. Günlerden Cuma idi. Sabahın erken saatlerinde iki ordu karşı karşıya geldi ve Bedir'de Allah'ın vaadi gerçekleşti. Allah'ın yardımı ile Müslümanlar; müşriklerin ileri gelenlerinden yetmişini öldürüp, yetmişini de esir aldılar. Allah mü'minleri aziz; şirki ve müşrikleri zelil kıldı.

Melekler Allah'ın askerleridir. Müminler de öyle... Ancak zafer ne meleklerin ne de insanların elindedir: "Zafer, yalnızca mutlak güç ve hikmet sahibi Allah katındandır."[3]Aslında meleklerin ne varlığının ne de sayısının bu zaferde bir önemi yoktur. Allah (c.c.) ister meleksiz, ister 3 bin, ister 5 bin melekle, dilediği şekilde müminlere yardım eder. Müminlerin sabır, ihlas ve gayreti ölçüsünde de bu yardım ve sayı takviyesi artar: "Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bu sayede rahatlasın diye yaptı."[4] Rasulullah Efendimiz (s.a.v) Bedir günü: "İşte Cebrail! Atının başından tutmuş, üzerinde de savaş techizatıyla!" buyurdular.[5]

Uhud günü, Bedir günündeki gibi zafer elde edilemesi üzerine Allah (c.c.) Al-i İmran suresindeki şu ayet-i kerimelerle moral ve müjde vermiştir: "Andolsun, sizler güçsüz olduğunuz halde Allah, Bedir'de de size yardım etmişti. Öyle ise, Allah'tan sakının ki O'na şükretmiş olasınız. O zaman sen, müminlere şöyle diyordun: İndirilen üç bin melekle Rabbinizin sizi takviye etmesi, sizin için yeterli değil midir? Evet, siz sabır gösterir ve Allah'tan sakınırsanız, onlar düşmanlarınız hemen şu anda üzerinize gelseler, Rabbiniz, nişanlı beş bin melekle sizi takviye eder. Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bu sayede rahatlasın diye yaptı. Zafer, yalnızca mutlak güç ve hikmet sahibi Allah katındandır." [6]

HÜLASA: Dünya hayatı imtihan sahasıdır. Bu imtihan sahası Allah'ın hakimiyeti altındadır. Allah hükmü gereği herkese çalıştığının karşılığını verir. Başarı ve zafer de bir takım çabalara bağlıdır. Müslümanlar sabır, ihlas ve gayretleri ile bu başarıyı hak ettiklerinde, Allah zaferini Müminlerden esirgemez. Allah (c.c.) yaptığı her işi bir kader, ölçü yani bir yasa üzerine yaratır. Kullarına yapacağı yardımı da bir yasaya bağlamıştır. Buna sünnetüllah yani Allah'ın kanunu denir.

Allah'ın görünen ve görünmeyen orduları vardır. Bazen bir rüzgar, bazen bir yağmur, bazen arılar, bazen melekler ve müminler eliyle hükmünü hakim kılar. Hakikatte Allah öyle bir irade ve kudrete sahiptir ki, hiçbir kuluna ihtiyacı yoktur. O, "ol der olur".Biz kulları açısından asıl mesele; Allah'ın (c.c) koyduğu esaslar ölçüsünde yaşayıp ilahi yardımı hak edecek adımlar atmaktır.


[1] Taberi Tefsiri

[2] Enfal suresi 9-10

[3] Al-i İmran Suresi 128

[4] Al-i İmran Suresi 127-128

[5] Buhari, Meğazi, 11

[6] Al-i İmran Suresi 123-128