"Neden sevgi ve muhabbet kavramı üzerinden anlatıyoruz" dediğini duydu Hollandalı genç kız. Gurbet ellerde kendi ülkesinden sevgi ve muhabbet kavramları ile birlikte dinlediği üçüncü sohbetti bu. Kuzeni haber vermişti böyle bir ortamın olduğunu. Kuzenin hocasıydı sohbetleri yapan.

Hollandalı genç kız uzaklardan ilgi ile merak etmişti sorunun cevabını. Görüntülü konuşan kır saçlı, tatlı tatlı açıklamalarda bulunuyordu şimdi.

"Bir şeyi sevdiğimizde, ona muhabbet beslediğimizde onunla geçirdiğimiz zaman bize asla sıkıcı gelmiyor. O bizden uzaklaşmıyor, onunla birlikte olmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu duygu üzerinden kitaba sarıldığımızda aynı şeylerin olacağı da muhakkaktır.

Lakin sesli sesli düşünelim, sorular soralım cevaplar arayalım sorularımıza, sorunlarımıza.

Neden Kur'an-ı Kerim'e ihtiyaç hissederiz?

İnsan yaşadığı müddetçe doğru ve dürüst olanlara karşı kuvvetli bir güven oluşturur. Güven duygusu, birçok eylemin biçimlenmesinde direkt etkisi vardır. Güvendiğimiz insanlarla ortaklık yapar, güvendiğimiz biriyle evlenir güvendiklerimizle yola çıkar, güvendiklerimize sırtımızı dayarız.

Güvenin olmadığı yerde yalan, sahtekarlık baş gösterir ve bunu da hiç kimse istemez. İnsan zorda kalmadığı müddetçe kandırmak istemediği gibi hiçbir şekilde kandırılmak istemez. Güvensizlik, birlik ve beraberliğin en kavi düşmanıdır.

Cenabı Allah, Kur'an-ı Kerim'i tanıttığı ilk ayetlerde Bakara Suresinde "Bu, içinde şüphe olmayan bir kitaptır." buyurur.

Şüphe, birçok yanlışın yalanın ilk basamağıdır. Dürüstlükten uzaklaşmanın ve güven dağlarındaki yol ayrımıdır. Neden Kur'an-ı Kerim'i çok samimi dost kabul etmeliyiz, bu ayet bize açıklıyor...

Hollandalı genç kız Avrupanın ortasındaki hemşehrilerini ve yabancıları düşündü. Hangileri daha çok güven veriyorlardı. Onları işlerine ve ahlakına göre bir de dinlerine göre değerlendirdi kendi zihninde.

Sonra toparlandı ve kulak verdi söylenenlere.

"Diğer açılardan bakalım Kitaba...

İnsan için önemli olan konular üzerinden yaklaşalım konuya.

İnsan öğrenmek ister, tamamlamak ister, meçhulde kalmayı sevmez. Bu konuda Kur'an-ı Kerim, bize dünyanın ilk kurulduğu andan bugüne, buradan sonra sonsuzlukta ne olacağını anlatarak insanlığın en temel sorunlarından birini açıklar. Ne büyük bir iyilik meraklı insan için. Bu sebeple insan yaratılışını, evvelini ve ahirini bildirir...

Ayrıca insan, çevresindeki varlıkların nasıl oluştuğuna ve niçin yaratıldığını da merak eder. Düşünürün dediği gibi "Dünyaya düşmüş bir bebek saflığı ile her şeye dokunuyor ve öğrenmek istiyor insan." Bilim adamlarının açıklamış olduğu sebep-sonuç yaklaşımından daha öte farklı bir bilgiye ulaşması kişinin kendini güçlü görmesine sebep olur. Herkesin bildiğinden daha farklı bir şey bilmek, insana kendini iyi hissettirir, akranları arasında.

İnsan, gelecekle alakalı fikir sahibi olmak ister. En sonunda nasıl bir durumla karşılaşacağını merak eder. Mesela bir işe girdin, çalışıyorsun, sonunda ne olacak? Biri ile ticaret yaptın, sonunda ne olacak? Birçok şey sonucu itibarıyla yapılmayı ya hak eder veya reddedilir.

İşte Kur'an-ı Kerim yeryüzünde bir ömür boyu yapabileceğimiz amellerin sonucunda bizi nereye götüreceğinin bilgisini ve şuurunu da verir. (YARIN DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)