ANNE BABAYA İYİLİK: 40 yaşında insan evlenmiştir, artık eş ve çocuk sahibidir. Anne babasına bağımlı değildir. Bilakis anne baba yaşlanmıştır. Hastalıkları ortaya çıkmıştır. Evlatları tarafından bakılmaya ve sevilmeye ihtiyaçları vardır.İşte Allah özellikle bu döneme dikkat çekerek, insanın ana babasına iyilik yapmasını emrediyor. Allah (c.c.) K.Kerim'de kendisine ve elçisine itaatten sonra ana babaya itaati emretmiştir.

Şu ayet-i kerimelerde Allah (c.c.) kendisinden sonra anna babadan bahsetmiştir: "Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti."[1] "Önce bana, sonra da ana babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur."[2]

Ana babaya tek konuda itaat olunmaz. Bu konudaki ayet-i kerime şöyledir: "Eğer anan-baban seni körü körüne bana şirk koşmaya zorlarlarsa onlara itaat etme. Ama dünya işlerinde de maruf veçhile onlarla geçin." [3]

Ey insan geçmişini unutma. Bir zamanlar anne karnında idin. Annen seni ne zahmetlerle taşıdı ve doğurdu. Bir zamanlar bebektin. Annen emzirdi, yedirdi, içirdi, bakımını yaptı. Bir zamanlar çocuktun, anne baban yetiştirdi, büyüttü seni. O günleri unutma. Ve şimdi seni yetiştirip büyüten anne babana karşı nankör olma. Anne babana iyi davran, onların hayır duasını al. Unutmaki, Allah'ın rızası, ana ve babanın rızasında, Allah'ın gazabı da onların gazabındadır. Resulullah Efendimiz (s.a.v) bu konuda şöyle buyurmuşlardır: "Allah'ın rızası, babanın rızasında; gazabı da gazabındadır"[4]

EN FAZLA KİMİN HAKKI VAR?: Özellikle de anne hakkı çok önemli. Bu konuda Resulullah Efendimiz'den (s.a.v) bir çok hatıra var."Birisi Allah Rasulü'ne (s.a.v) gelerek "Üzerime en fazla kime hizmet etme hakkı düşer?" diye sordu. Allah Rasulü (s.a.v) "Annen" buyurdu. Adam "Sonra kim?" dedi. Allah Rasulü (s.a.v) yine "Annen" diye cevapladı. Adam aynı soruyu üçüncü defa sorunca Allah Rasulü (s.a.v) bu sefer de "Annen" karşılığını verdi. Dördüncüde "Babana" buyurdu."[5]

Annesini omuzunda taşıyarak tavaf ettiren biri gelip, Resulullah Efendimiz'e (s.a.v) "Analık hakkını ödedim mi?" diye sorduğunda; Resulullah Efendimiz (s.a.v)"Hayır bir nefes soluğun hakkını bile ödeyemedin" cevabını verdi.[6]

EN BÜYÜK GÜNAHLARDAN BİRİ: Resulullah Efendimiz (s.a.v) ana babaya asi olmayı büyük günahlardan saymıştır: " Büyük günahlar: Allah'a şirk koşmak, ana babaya asi olmak, bir insanı öldürmek ve yalan yere yemin etmektir."[7]

Resulullah Efendimiz(s.a.v) üç defa: "Yazıklar olsun o kimseye" buyurdu. Sahabe-i Kiram Efendilerimiz: "Kimdir O? Ey Allah'ın Resulü" diye sorunca. Resulullah Efendimiz(s.a.v)şu cevabı verdi: "Ana-babası veya bunlardan birisi yanında ihtiyarladığı halde, cennete giremeyip, cehenneme giden kimse"[8]

ÖLÜMLERİ SONRASINDA DA İYİLİK YAP: Ebu Useyd Malik b. Rabia es-Sa'idi (r.a.) şöyle anlatıyor: "Biz, Allah Rasulünün yanında otururken aniden Seleme oğullarından bir adam çıkageldi ve "Ey Allah'ın Rasulü! Anne babam öldükten sonra artık onlara yapabileceğim bir iyilik kaldı mı?" diye sordu.

Allah Rasulüde (s.a.v): "Evet, onlara dua etmek, onlar için istiğfarda bulunmak, onların ölümünden sonra hayatta iken verdikleri sözleri yerine getirmek, ancak onlar sayesinde oluşan akrabaları ziyaret etmek ve onların dostlarına değer verip, saygı göstermektir." buyurdu.[9]

Cabir b. Abdullah (r.a)'dan rivayet edildiğine göre Resulullah Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Üç şey var ki bunlar kimde bulunursa Allah onu koruması altına alır ve cennetine koyar. Bunlar; 1. Zayıf kimselere yumuşak davranan, 2. Anne babaya şefkat gösteren, 3. Çalıştırdığı işçilere güzel davranan.[10] Resulullah Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Üç dua kesinlikle kabul edilir: 1. Babanın duası, 2. Yolcunun duası, 3. Mazlumun duası.[11]


[1] İsra suresi 23

[2] Lokman suresi 14

[3] Lokman: 15

[4] Tirmizi, Birr, 3/1899

[5] Buhari, Edeb, 2; Müslim, Birr, 1

[6] Hafız Ebu Bekr El-Bezzaz,Müsned

[7] Buhari, Şehadat 10, Edeb 6, İsti'zan 35, İstitabe 1; Müslim, Îman 143

[8] Müslim, Birr, 9, 10

[9] Ebu Davud, Edeb, 119-120/5142; İbn-i Mace, Edeb, 2

[10] Tirmizi, "Sıfatü'l-kıyame", 48

[11] Ebu Davud, "Vitir" 29; Tirmizi, "Birr", 7