Bir deyim var halk arasında 'Paran kadar konuş' gerçi bu deyim karın kadar konuşa dönüştü ama yine de kültürümüzde belli bir ağırlığı olan deyim. Sosyal yaşamın içinde her an karşımıza çıkıyor. Bu deyimin bir başka versiyonu daha var, Nasrettin Hoca alışverişe gidip geldiğinde çocuklara söylediği 'Parayı veren düdüğü çalar.' Bu iki deyim bize insanların elinde var olan değerleriyle hayatın içinde olabileceğini göstermekte. Hayatın bir gerçeği var o da varlıklarınızla varsınız, varlığınız yoksa keyfiyeti hükmünüz de yok. Burada şunu da ifade etmekte yarar var bu düşüncelerimi materyalist bir yaklaşımla ele almıyorum, realist bir yaklaşımla ifade etmek istiyorum.

İlçemizde 15- 24 Şubat tarihleri arasında '3. Kitap Günleri' düzenlendi. 'Kitap Günleri' organizasyonu, mobilya fuarında yapıldı. Tabi bu mekanın hepsi kullanılmadı ancak organizasyonda insanların ihtiyaçlarını giderebilecekleri her türlü ayrıntı düşünülmüştü. Yeme içme mekanları, ibadet mekanları, wc'ler, imza etkinliğinin yapılacağı salonlar, söyleşi salonları. Organizasyon alanını gezip görünce kendi adıma, ülkem adına ilçem adına sevindim, mutlu oldum. Demek ki bizler de istediğimiz de etkili organizasyonlar yapabiliyoruz diye.

'Ağaç yaşken eğilir' atasözünü kendine düstur edinmiş bir organizasyon etkinliği gördüm. Okullardan öğrenci gruplarının ulaşımını belediye üstlenmiş yine insanların fuar alanına gelip gitmelerinde ki ulaşım zordu bahanesini de ortadan kaldırmak için de mahallelerden fuar alanına ücretsiz servis konulmuştu. Organizasyonun düzenli olmasını sağlamak, kaos ortamını azaltmak için okul gruplarına randevu verilmiş, randevu sırasına göre öğrenciler fuar alanına getirilip götürülüyordu. Bu da ayrı bir nitelik katmıştı organizasyonun kalitesine.

'3. Kitap Günleri'nde' yerel yazarlar da unutulmamıştı. Yerel yazarlar ile ulusal bazda yazan yazarların kitaplarının aynı çatı altında toplanması, birlikte görücüye çıkması ayrı bir güzellik katmıştı organizasyona. Yazarlık, sanatkarlık zor bir zanaat, bu işi yapanlar emeklerinden, yaşantılarından, ödünler vermekte, başkaca bir geliriniz yok ise bu işleri yaparak yaşamınızı sürdürmeniz, hayatın içinde kalmanız, tanınıncaya okununcaya kadar imkansız gibi.

Bu organizasyonun yapılmasına onay veren Belediye Başkanımız Alper TABAN' a, organizasyonun hatasız bir şekilde gitmesini sağlayan Kültür Müdürü Önder KILIÇ' a, öğrencilerin gelip gitmesi kolaylığını sağlayan organizasyon yürütme üyesi Volkan DERMAN' a ve isimlerini sayamadığım gizli kahramanlara teşekkür etmek istiyorum.

Okumak, bir yaşam biçimi, okumak kültürün atölyesi, okumak duyguların terbiyecisi, davranışların mimarı, bu amaçla insanları özellikle de öğrencileri okuma etkinliğinin içine sokan, okumayı yaşam kültürünün içine katan 'Kitap Günleri' etkinlikleri, belki kültür değerlerinin yeniden canlanmasının anahtarı olur. Devir uluslararası sıcak savaşların rafa kalktığı, kültür savaşlarının başladığı devir. Kültür o kadar önemli bir olgu ki, istemedikten sonra kafaya mermi sıksanız bile davranış değişikliği yapamazsınız. Kültürel değerlerin benimsenmesi yoluyla insanlar kendiliğinden bazı toplumların gelenek göreneklerini kabul etmekte, böyle olunca da ayrıca bir etkinlik yapmaya gerek kalmıyor. Kültürünüz ne kadar etkiliyse dünya milletleri içinde etkinliğiniz de o kadar güçlü, çünkü Milletler nezdinde 'Kültürün kadar konuşabiliyorsunuz'.