Kudüs, yeryüzünün üç kutsalında biri. Allah'ın kendisine ait kıldığı yaradılışın can bulmaya başladığı, mükafatların da, cezaların da katlanarak verildiği (takdir) kutsal belde.

Kudüs altın ve kurşun kubbesiyle nazlı, hüzünlü, kırgın biraz, çatık kaşları. Ben! İnsanlık meselesi ben! Hepinizin namusu, ben varoluşun onuru, Selahaddin Eyyubi'nin, Abdülhamit Han'ın mirasıyım. Ben! Hepinizi kucaklayan, bağrına basan, selamet ve salahiyet veren... Ben! Türk'ün, Arap'ın, Çerkez'in, Laz'ın; Ben! Azerbaycan Türk'ünün, Çeçen'in... Ben! Müslüman Fransız'ın, Müslüman Alman'ın, Amerikalının ve Japon'un... Ben! Şii, Alevi ve Musevi'nin, İsevi'nin ve kalbi zerre miskal adalet, merhamet ve onur barındıran beşeriyetin meselesiyim.

Ey insanlık! Şunu bil ki eğer yanarsam her şeyi yakacak olanım. Ve eğer ağlarsam derinden Nuh Tufan'ını aratacak olanım... Ey! Arap meselesi diyen Türk Genci, Türk Atası, Türk Anası, hocası, edebiyatçısı, siyasetçisi, tarihçisi, sağlıkçısı ve Heeeyy! başını kuma gömmüş kendini güvende hisseden hele bir uyan da arz-ı mev'ud nedir? Vaad edilmiş topraklar diyerek hastalıklı düşünceleriyle kalplerini çürütmüş Siyonistler; insanlığın utancı, Esfele Safili'nin yeryüzündeki temsilcisi olan canavarların hedefleri neymiş. Sonra düşün! Filistin halkının nasıl bir misyon üstlendiğini, kimin topraklarını savunduğunu.

Allah için şehadete koşarken Türk Yurdunu da koruduğunu (19 Şubat 1915-9 Ocak 1916) cehennemi yaşayan bir milletin feryadını, Türk Yurdu çiğnenirmiş, Kurtuluş Mücadelesi verirmiş, kim neyini verebiliyorsa meydana getirsin sözünü işiten bir annenin verebilecek hiçbir şeyi olmadığı için yavrusunu esir pazarında satıp, parasını da bankaya yatırdığını, nice Arap gençlerinin Çanakkale'de şehitlikte koyun koyuna yattığını öğren.

Belli ki büyümeye çalışan bir yılan var. Büyüyemesin, ejderha olup müminlere musallat olmasın diyerek bin yerinden sokulsa da dağ gibi ayakta durmaya, yerini bir başkası alıncaya kadar yıkılmamaya, tıpkı Vazgeçmek yok! Dönmek yok! İmanıyla "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında, yerimize başka kuvvetler ve komutanlar kaim olabilir" 25 Nisan 1915 Arıburnu Çanakkale'si gibi İslam'ın şerefini koruduğunu gör. Gör de KUDÜS Arap meselesi mi, yoksa bizi birbirimize düşman edenlerle bütün Müslümanların yok olup gitmesini hayal edenlerle mücadele meselesi mi?

Biz ne ara bu kadar bencilleştik, vurdumduymaz, kökleriyle bağlarını koparmış, baktığımızı göremez hale geldik. Çok üzgünüm, utanıyorum, yağmurlu bir günde damlalardan kaçıp şemsiyemi açtığım için. Başlarına bombalar yağdığını hatırlayınca kardeşlerimin, mübarek bedenlerine aldıkları yaralarla mübarek toprağı al kanlara boyadığının görüntülerini izlerken akşam haberlerinde çok utanıyorum ve soruyorum sıranın ne zaman bize geleceğini düşünmeden edemiyorum.

Kuş olsam, uçsam, kucaklasam, korkudan pır pır olmuş gözler başa alemi seyredercesine yuvalarından fırlamış minik yürekli bedenlere. Bedenlere diyorum çünkü sadece can kalmış bedende, yaşamsal faaliyetlerini sürdürmesi için. Ruh yok, duyguları donmuş, dönmek istemiyor geriye ve siz, diyebilir misiniz ki; korkma, hepsi geçecek diye? Diyemedik, diyemiyoruz. Her şeyden sonra mutfağa gidip bir bardak çay doldurup yudumladıkça mangalda kül bırakmayız, oturduğumuz yerde bütün Müslümanları kurtarırız. Bir kısmımız da kurtarmaya çalışanlara mesele Arap Meselesi der, Filistin'e yardım için 2868'e yaz gönder ibaresini okuyup bir ara ben de göndersem olur derken uykuya dalar gideriz güvenli döşeklerimizde. Ben kendi adıma özür diliyorum bütün mazlumlardan, hayata en ağır imtihan ile başlayan yavrulardan, Kudüs'ten, Kubbetü's-sahra'dan, boynu bükük Aksa'dan, bu kutsal beldeye dokunuşlarını ve hizmetlerini hiç esirgemeyen ecdadımdan özür diliyorum.

Bir gece yarısı Burak ile Mescid-i Aksa'ya gelerek Muallak Taşı'na mübarek ayaklarıyla basıp Refref ile Hakk'a yürüyen Peygamberimiz (S.A.V.) 124 bin peygambere imam olan alemlere rahmet, ümmeti için yanan güzel Peygamberim senden özür diliyorum. Dilediğim özür için de özür diliyorum. Sana layık bir ümmet olamadım adını anmaya layık olmayan dudaklarımdan yazmayı hak etmeyen parmaklarımdan dökülenler için hadsizliğim için affet. Alemlerin Rabbi olan merhametliler merhametlisi olan çok sevgili Allah'ım senin sonsuz rahmetine sığınıyor, senden bin parçaya bölünmüş Müslümanları birleştirmeni niyaz ediyorum. Yaşamımın da ölümümün de hayra vesile olmasını eğer lütfedersen şehit olabilmeyi diliyorum.

SENİN HER ŞEYE GÜCÜN YETER.

Vareste