Rekabet insan hayatında kaliteyi getiren bir unsur olarak kullanılabilir. Ahlaklı bir yarış, heyecan oluşturur. Dünya hayatı da bir yarıştır. Kimimiz dünyalık edinme yarışına girer, kimimiz kariyerde zirveye çıkma yarışına girer, kimimiz akademik yarışa girer ve kimimiz de Allah'a (cc) hayırlı kul olma yarışına girer. Rabbim bizim yarış önceliğimizi, rıza makamında yükselmek olanlardan eylesin. Bu yarışta zirve şüphesiz Peygamber Efendimizindir (sas). O insanlığın ve kulluğun zirvesi, örnek modeli ve Kuran-i tabir ile "Üsve-i Hasenedir". Bu yarışın en gerisinde yine şüphesiz şeytan vardır. Kibri ile isyanı ve isyanında diretmesi ile yarışın en gerisinde olmayı seçmiştir.

Rekabette yarışı kazanma veya önündekini geçme ümidi ve ahlakı olmayanlar; hile yollarına başvururlar, çirkefliğe başvururlar, geçemiyorsa önündekini geri düşürmenin yollarını ararlar. Kendilerince "ben olamıyorsam başkası da olamasın" tercihini yaparlar. Aslında bu tercih, şeytanın tercihidir. Çünkü iblis isyan edip kovulmasından sonra: "Senin şerefine and olsun ki, içlerinden ihlaslı kulların hariç, elbette onların hepsini azdıracağım" (1) demesi bu acizliğin atasıdır.

Kovuculuk; bozgunculuk amacıyla insanlar arasında söz taşıma, dedikodu yapma ve ikiyüzlülük anlamında ahlak terimidir (2). Gıybetten farklı olarak direk muhatabı ilgilendiren, muhatap ile söyleyenin aralarını açıcı söylemlerdir.

Kovuculuğu; bir anlamda yarışta ümidi olmayanların, önündekileri birbirine çarpıştırarak yarış dışı bırakmaya çalışmasına benzetirim. İyi bir kul, faydalı bir vatandaş, Ümmetten bir kardeş olma ümidini yitirenler; başkalarının ve hatta daha çok rekabette önündekilerin değerini düşürmeye çalışarak değersizleştirme gafletine saplanırlar. Önündekileri yarışarak değil de saf dışı bırakarak geçmeye çalışırlar...

Kovuculuk yapanın sermayesi sözler olduğuna göre; bize gelen bir laf taşıyıcı şüphesiz bizden aldıklarını da karşı tarafa taşıyacaktır. İçimize şüpheler ekecektir. Kardeşliğimize zararlar verecektir. Kovuculuk yapanın, yaptığından zevk almamasını sağlamanın yolu; onu dinlememek ve eline bir başka sermaye vermemek olacaktır. Yanımızda cehennemlik bir günah işleyen bir Müslümana nasıl müdahil olmamız gerekirse öyle müdahil olmalıyız. Biraz abartıyor muyum? Hayır, hayır... Peygamber Efendimiz (sas): "Söz gezdiren / laf taşıyan kimse cennete giremez." (3) buyurarak bu suçu işleyenin durumunu ortaya koymuştur. Kovucuyu tövbeye davet etmek, onu dinlememek ve hatta kovmak, ona karşı kabalık değil büyük bir iyilik olacaktır.

Laf taşıyanların, laf taşıyarak insanların arasını açma girişimi; yerine göre abartması, yerine göre yalan eklemesi, en hafif hali ile söyleyenin o sözü söylerken ki mimiklerini yansıtmaması da sözün amacını saptırmaktadır. Süleyman bin Abdulmelik adamın birine şöyle der: "Duyduğuma göre beni karalayacak sözler söylemiş ve şöyle şöyle demişsin!" Adam böyle bir şeyi ne yaptığını ne de söylediğini belirtir. Süleyman, 'Bana bu haberi getiren doğru sözlü bir adam' der. Bunun üzerine orada bulunan Zühri şöyle der: "Laf taşıyan kişi doğru sözlü olamaz!" Süleyman şöyle karşılık verir: "Doğru söyledin Ey Zühri, sen de ey adam, selametle gidebilirsin." (4)

Bugün iş yerlerinde, okullarda, politikada ve hatta Allah (cc) için yaptığımızı iddia ettiğimiz çalışmalarda bile bu fitneye düştüğümüz oluyor. İslam kardeşliğinin canlanması ve ümmet bilincinin dirilmesi konusunda hepimizin söylemleri var. Bu eksiğimizin farkındayız. Nasıl ki hayatımızda eksik olarak gördüğümüz bir eşya için ekstra çalışmalıyız, planlama yapmalıyız, birikim yapmalıyız; Ümmetin parçalanmış hali de bir eksiktir. Bunun bilincindeyiz ama bir planımız yok, bir birikimimiz yok ve maalesef ekstra çalışmamız yok. Koğuculuk, Kovuculuk, Nemime, Laf taşıma... Kardeşliğimize zarar veren büyük hastalıklardandır. Bizim laf taşıyanı dinlemeyeceğimizi karşı tarafın bilmesi lazım. Bize laf taşımaya cesaret dahi edememesi lazım. Şeytanda tuzak çok... "Sen sadece dinle ama bir şey söyleme böylece tedbir alır ama malzeme vermezsin" gibi fısıltılar duyarız bazen. Hayır hiçbir şekilde dinlememek lazım. Karşı tarafın bu alışkanlığı unutmasına yardımcı olmak lazım. İçimize şüphe tohumları ekilmesine izin vermemek lazım.

Rabbim'den İslam kardeşliğinin, ümmet bilincinin, birliğimizin dirilmesini dilerim. Bu yolda bizleri de vesile eylemesini, rızasına bu şekilde ulaşmamızı nasip etmesini isterim. Allah'ın (cc) kulu, Ümmet-i Muhammed'den, kardeşiniz İlyas...

1. Sa'd Suresi 82 ve 83. ayetler

2. TDV İslam Ansiklopedisi

3. Buhari, Edeb, 50; Müslim, İman, 169-170

4. Minhacü'l Kasıdin ve Müfidu's Sadıkin I. cilt