40 yaş ve üstü olanlar iyi bilir. İnegöl'ün dört bir yanında ki çeşmelerin üzerinde Körpe Usta yazardı. Çünkü bu çeşmelerin meşhur bir tek ustası vardı. O da yaptığı her çeşmeye imzasını atardı. Biz Körpe Usta yazısını okuyarak büyüdük neredeyse. Çünkü eskiden İnegöl'ün her köşesinde çeşmeler vardı.

Öyle acıdır ki bir çok çeşme nedenini bilmediğim sebeplerle yavaş yavaş ortadan kaldırıldı. Oysa çoluk çocuk susadıkça mutlaka yakın bir yerde çeşme bulur kana kana buz gibi suyundan içerdik. Sadece insanlar değil kuşu, kedisi, köpeği faydalanırdı. Kime ne zararı oldu ki bu çeşmeler kaldırıldı? hayret ve öfkeyle karışık kendi kendime soruyorum.. Neden?

İnegöl büyüdükçe estetik kaygısından uzak yapılaşma, geleneksel yaşam standartlarımızdan uzak kentleşme kültürünü de beraberinde getirdi. İnegöl'ün ortak belleği olan tarihi sokakları, caddeleri, çeşmeleri, evleri, köşe başları, kahvehaneleri, bakkalları, çayırları, top koşturduğumuz boş arsaları hep yenileşme, gelişme adına yok edildi, evrime uğradı.

Çocukluğumuza dair ne varsa sanayileşme ile birlikte endüstrileşen İnegöl'ün azgın, kapitalist dişlilerinde öğütüldü, parça pinçik edildi.

Evet elbette İnegöl göç alan bir yerdi ve büyümesi engellenemezdi. Bir şekilde bu kadar insan çalışacak, karnını doyuracak, daha çok kazanacak konforunu artıracak, yetmeyecek ihtiyaçlarını güncelleyecek, ihtiyaçları arttıkça daha çok çalışıp daha çok satacak, daha çok sattıkça da daha çok yapacaktı. Daha çok yapmak için daha büyük fabrikaların bacalarından emeğin buram buram dumanı tütecekti. Öyle de oldu. İnegöl kabına sığamaz oldu. Bir çok ilden daha büyük olan ilçemiz Türkiye'de ki belli başlı endüstri şehirlerinden biri haline geldi. Artık romantizm yerini kapitalizm almıştı. İnegöl'ün ortak değerleri, belleği yok olmuş kimin umurundaydı.

Çünkü daha çok para kazanmak için gidilen yolda duyguya asla yer yoktu.