KOPYA İLE MEMUR OLDUM, KUL HAKKI OLUR MU?

Erzincan Müftülüğünün Alo Fetva hattı çalar. Müftülükteki görevliye vatandaş
telefondan şu soruyu sorar: KPSS sınavında yanımdakilere baktım, kopya çektim. Aldığım puanla da atanma imkanı yakaladım. Eğer ben aldığım puanlarla atanırsam kul hakkına girer miyim, aldığım kazanç bana helal olur mu?

?Alo Fetva? hattı görevlisi vatandaşa çok net ve kısa bir cevap verir: Evet, Girersin Ve görevli ekler: Evet, bununla bin kişinin önüne geçmiş isen, o bin kişinin hakkını yersin

Cevabı alan vatandaş, atanabilecek yüksek bir puana sahip olmasına rağmen, müracaat etmekten vazgeçer.

Olayı anlatan Erzincan İl Müftüsü Burhan İşleyen?.

Müftünün anlattığına göre buna benzer bir başka olay da şöyle: Giresundan arayan
bir vatandaş, Ben üniversite birinci sınıfta İngilizce dersinde kopya çekmiştim. Şimdi 10 yıldır öğretmenim, kopya çekerek geçtiğim bu dersten dolayı bir vebal altında kaldım mı, mesleğimden ayrılmalı mıyım? diye sorar.

Sizce bu sorunun cevabı nedir?

Görevlinin cevabını sizlerle paylaşmayacağım. Sadece kul ve kamu hakkına dikkat çekmek istedim.

MAAŞIMI DÜŞÜK GÖSTERMEYE NE HAKKIN VAR?

SGK, bu yılın sonunda yeni bir uygulama başlatacak.Bu uygulama ile her mesleğin taban maaşı olacak. Düşük maaştan prim yatırmaya sistem izin vermeyecek.

Bu uygulama çalışan açısından büyük önem taşıyor. Çünkü daha yüksek maaş almasına rağmen, maaşı asgari ücretten gösterilen ve sigortası asgari ücretten yatırılan o kadar çok çalışan var ki?

Hem Devletten çalıyorlar, hem işçiden? Özellikle özel okullarda ve dershanelerde çalıştırılan öğretmenlerin bu şekilde mağdur edildiği tespit edilmiş. Bu kul hakkına girmiyor değil mi? Ne dersiniz?

Sosyal Güvenlik Kurumunun başlatacağı Meslek Kodu uygulaması ile çalışanın sigortasını asgari ücret üzerinden yatırma dönemini kapanmış olacak.

Bu uygulama ile vatandaşın işe giriş bildirgesindeki maaş bölümüne taban maaşın altında bir rakam girilmesi halinde sistem uyarı verecek. Böylece işverenler personelinin sigortasını asgari ücret üzerinden değil, yaptığı mesleğin taban maaşından ödemek zorunda kalacak.

Daha da önemlisi çalışan patronunu bu konuda şikayet ederse, geriye dönük işyerlerine cezai işlem uygulanacak.

Kayıtlara göre şu an: SGKya bağlı 18 milyon çalışan ve 10 milyon emekli vatandaş var. Türkiyede kayıt dışı çalışma oranı ise yüzde 43. Bu vahim bir tablo. Maalesef bu tarz ihlallerin ekonomik imkansızlıklardan çok bazı patronların ekonomik ahlaksızlıklarıyla ilgili
olduğu tespit edilmiş.

İMAMLARIMIZ TÜRK FİLİMLERİNDEKİ HOCALARA BENZEMEMELİ

Gazete haberlerine de yansıdı. İstanbul?da Kılıç Ali Paşa Camii imamı Selman Okumuş, 4 dil biliyor. Hutbelerde i-Pad kullanıyor. Teknolojiyi yakından izliyor. Üniversitede çift master yapmış.. Cübbeyle de takım elbisesiyle şık olmaya çok önem veriyor.

Kılıç Ali Paşa Camiinin 35 yaşındaki imamı Selman Okumuş, cemaati tarafındna da çok seviliyor. İmam Okumuş; Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın da katıldığı bir cuma namazında İngilizce Hutbe okuyarak basının dikkatini çekmişti. İşte imam Selman Okumuş?un basına da yansıyan farklı tablosu. Tüm imamlara örnek olsun:

10 yıllık imam Okumuş, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini 2001 yılında tamamladı. Aynı üniversitenin İngilizce İşletme Bölümünde Yüksek Lisans Çalışması yaptı. 2007de İlahiyat Fakültesi Din Eğitimi Yüksek Lisans eğitimini de başarıyla tamamladı. Arapça, Osmanlıca, Almanca ve İngilizce biliyor. 2000 yılı Uluslararası Kuran-ı Kerim Okuma
Yarışmasında dünya birinciliğine ulaştı. Hutbelerde tablet bilgisayar kullanıyor. Kendisine ait bir internet sitesi ve bir de twitter hesabı var. Takım elbiselerini, parfümünü özenle seçiyor, bisiklete biniyor. Bosna Hersek, Makedonya, Hırvatistan, Türkmenistan, Ukrayna, Almanya, Slovenya, Amerika, Mısır, Malezya, Singapur, Bulgaristan ve daha pek çok ülkeye gitmiş.

İmam Okumuş,2001 yılında Fatih Camii bahçesinde bir
kişiyi vuran saldırganı yakalamak isterken kurşunun hedefi olur. Yaşam
mücadelesi veren Okumuş, sağlığına kavuşarak mesleğine geri döner.

Okumuş, Hürriyette yayınlanan röportajında: ?Türk filmlerindeki hoca tiplemeleri hiç hoş değildi. İmam olmayan, ağzı burnu birbirine girmiş figüranlar, gayet bakımsız, cüppesi en adi kumaştan ve ütüsüz, düzensiz sarılmış bir sargı beziyle imam rolünde oynuyordu.?

Bu güzel ve örnek imamı yorumsuz yorumlarınıza sunuyorum.

GÖREVİNE SON VERİLECEK ÖĞRETMENLER?

Eğitim sistemi tartışılıyor. Eğitim sistemi yenilenmeye çalışılıyor. Bu konuda tartışmalar bitmiş değil. Şu acı bir gerçek: öğretmen mesleği eski itibarından uzak görünüyor. Eskiden velilerin ve
öğrencilerin öğretmene saygısı daha çoktu sanki. Toplum nazarında öğretmenin yeri bir başkaydı.

Yayınlanan haberlere göre Milli Eğitim Bakanlığı bu sorunun farkında ve gerekli çalışmaları başlatmış bulunuyor.

Öğretmene el kaldıran veliler hatta öğrenciler hergün haber oluyorsa bu ülkede şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekiyor. Eğitimde ödül ve ceza sisteminin yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Tamam öğretmen eli sopalı olmasın,dayak ta atmasın eskide olduğu gibi ama dayak ta yemesin kardeşim. En ufak bir sorunda günah keçisi öğretmen ilan edilmesin.

İşte bir örnek?

Kırklareli Vizede bir öğretmen, öğrencilerinin aldığı notlarını boyunlarına asar. Bu şekilde
notlarıyla sergilenen öğrenciler şikayet konusu olur. Milli Eğitimin başlattığı
inceleme sonucunda öğrencilerin boynuna ders notlarını astığı iddia edilen sözleşmeli
öğretmenin görevine son verilir.

Tamam pedagojik açıdan öğretmenin yanlış yaptığını düşünelim. Peki bunca veli ve öğrenci yanlışını nasıl düzelteceğiz peki? Yanlış öğretmen tutum ve metotları ile birlikte yanlış veli ve öğrenci tutumlarını da masaya yatırmamız gerekiyor