"Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir." (NİSA 1)

İnsanlığın kaynağı budur. Kadının da kaynağı budur. Öz olarak kadınla erkek birdir. Birbirindendir. Erkekle kadın birbirinden ayrı düşünülemez. Kadın da erkek kadar değerli ve özeldir. Kul olarak Allah katında kadın erkek ayrımı yoktur. Dünyada yaratılıştan kaynaklanan farklılıkları ve buna bağlı sorumlulukları vardır.

Kadının yaratılışı ikinci sıradadır. Bu aynı zamanda sorumluluk ve görevlerde de onu erkekten sonraya, yani erkeğin kanatları altına almaktadır. Fark insanlıkta değil yetenek ve vazifelerdedir. Bu yüzden kadınlar korunmaya, himaye edilmeye, sevilmeye ve sayılmaya aşıktırlar. Kadının anladığı en iyi dil şefkattir.

Erkek hakimiyetinin, kadını kötülüğün kaynağı olarak görmesi karanlık çağların ve cahiliyye dönemlerinin ürünüdür. Kadın neyse erkek de odur. Çünkü kadın erkekten yaratılmıştır. Ruhlarının özleri birdir. Asıl ve fıtrat aynıdır. Tek bir canız biz. K.Kerim, cahiliyye döneminde hayvanlarla ve eşyalarla bir tutulan kadını, atıldığı bataklıktan çıkarıp, yaratılıştan gelen itibarını iade etmiştir. Bu sürenin Nisa, yani kadınlar ismini taşıması ne kadar da anlamlıdır.

Resulullah Efendimiz (s.a.v) kadının yaratılışı hakkında şöyle buyurmuşlardır: "Kadınlar hakkında birbirinize hayır tavsiye ediniz. Muhakkak ki, kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri kısmı da üst tarafıdır. Eğer onu çok zorlarsan kırarsın. Kırılması da yuvanın yıkılmasıdır." (Buhari)

İbn Abbas (r.a) şöyle demiştir: Kadın erkekten yaratıldı ve Allah kadını erkekle tamamladı. Erkeği topraktan yaratan Allah onun da ihtiyacını topraktan kıldı. Kadınlarınıza ilgi ve alakanızı esirgemeyin"

Allah katında üstünlük cinsiyetle, ırkla, renkle veya başka bir dünyalıkla kazanılmaz. Allah katında üstünlük kulluk ile olur ancak.Hucurat Suresi 13. Ayet-i Kerime bu ölçüyü ne güzel açıklamıştır: "Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır."

Bir noktaya daha dikkat çekelim: Hz.Adem dünyada yaratılmamıştır. Hz.Adem ve Hz.Havva'nın yaratılışı dünya dışında gerçekleşmiştir. İlk yaratılışın gerçekleştiği alem Cennetin de içinde bulunduğu alemdir. Hz.Adem ve Hz.Havva buradan alınarak dünyaya indirilmişlerdir. Günümüz tabiri ile buna ilk uzay yolculuğu diyebiliriz. Hem de ne yolculuk... Milyarlarca galaksilerin ve uzay diye tanımladığımız sınırsız boşluğun ötesinden bir yolculuk... İlk çocuklarını geldikleri bu gezegende ellerine alırlar. Artık bütün çocukları dünya seması altında doğacaktır. Yeryüzündeki ilk aile de onlardır. İlk akrabalık bağları da onların çocukları arasında örülmüştür. İlk medeniyeti onlar kurdular.

İnsan neslinin ulaşabildiği heryer onun dünyası olacaktır. Ay ya da Mars, ya da bir başka gezegen... İnsanın, baba ve annesinin geldiği yere dönebilmesi ancak ölüm ile mümkün olacaktır. Çünkü Hz.Adem ve Hz.Havva'nın yaratıldıkları yere geri dönüşleri ancak ölüm sonrasında mümkün olmuştur.

Bu konuyla igili diğer ayet-i Kerimeler mealen şöyledir:

ARAF 189: "Sizi bir tek candan (Adem'den) yaratan, ondan da yanında huzur bulsun diye eşini (Havva'yı) yaratan O'dur. Eşi ile (birleşince) eşi hafif bir yük yüklendi (hamile kaldı). Onu bir müddet taşıdı. Hamileliği ağırlaşınca, Rableri Allah'a: Andolsun bize kusursuz bir çocuk verirsen muhakkak şükredenlerden olacağız, diye dua ettiler."

ZÜMER 6: "Allah sizi bir tek nefisten (Adem'den) yarattı, sonra ondan da eşini yarattı. Sizin için hayvanlardan sekiz eş meydana getirdi. Sizi de annelerinizin karınlarında üç katlı karanlık içinde çeşitli safhalardan geçirerek yaratıyor. İşte bu yaratıcı, Rabbiniz Allah'tır. Mülk O'nundur. O'ndan başka tanrı yoktur. Öyleyken nasıl oluyor da (O'na kulluktan) çevriliyorsunuz?"