Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylarıdır. İşte bu doğru hesaptır. (TEVBE 36)

Allah katında ayların sayısı 12'dir. Allah'ın (c.c) güneşi, ayı ve yeryüzünü yarattığı günden beri bu bir ilahi kanundur. Bugüne kadar da hiç değişmemiştir. Zamanı yaratan Allah'tır (c.c.) Zaman ölçüsünü de belirleyen Allah'tır. (c.c.)Günlerin ve ayların sayısını ilk öğrenen ve dünyada bu aylara göre yaşayan Hz.Adem'dir. Hz.Adem'den Resulullah Efendimiz'e (s.a.v) kadar bütün peygamberler bu ay sayılarına göre hareket etmişlerdir.

Mekkeli Müşrikler başta olmak üzere ayların sayısı ile oynayanlar olmuş ancak tüm tahrip girişimlerine rağmen ayların sayısı 12 olarak kalmıştır.Bu aylar, ayın hareketleri dikkate alınarak hesaplanır. Ramazan, hac ve bayram günleri başta olmak üzere tüm dini gün ve geceler ay takvimine göredir.

Bakara Suresi 189. Ayet-i Kerime'de bu konuda şöyle buyrulmakatdır: "Sana ayın şekillerini soruyorlar. De ki; O, insanlar ve Hac ibadeti için bir zaman ölçüsüdür."

Dinimizin, tüm zaman ve takvimle ilgili hükümleri, ay takvimi ölçü alınarak ortaya çıkmıştır. Ay ölçü alındığı için bu aylara kameri aylar denilir.Kameri aylar; Muharrem, Sefer, Reblülevvel, Rebiülahir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelahir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade, Zilhicce, aylarından ibarettir.

Bunlardan dört ay, haram aylardır. Bunlar Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb aylarıdır. Bu aylara hürmet ve saygı gösterildiği için "Haram" denilmiştir. Bu aylarda savaş haramdır.

Ancak Mekkeli müşrikler bu haram ayları kafalarına göre değiştiriyorlardı. Bazen ileri alıyor bazen de geri bırakıyorlardı. Müşriklerin liderlerinden biri ortaya çıkar, bir yıl Muharrem ayını haram ilan eder, ertesi yıl ise Safer ayını haram ilan eder, insanlar da ona uyarlardı.

Araplar cahiliye döneminde haram aylarda birbirlerine saldırmazlardı. Hz.İbrahim'den beri bu adeti yaşatıyorlardı. Diyelim ki bir savaş çıkardılar ve bu savaş haram aya denk geldi. Haram ayı başka aya sayıyorlar, savaşa devam ediyorlardı.İşlerine gelmediği durumlarda da rakiplerine karşı haram ay kozunu kullanıyorlar ve "Haram ayda savaş olmaz" deyip, savaş meydanından kaçmaya mazeret uyduruyorlardı.

Bu konuda İbn-i Zeyd şöyle demiştir: "Araplar cahiliye döneminde, haram aylarında birbirlerine kızmaz ve dokunmazlardı. Öyle ki kişi babasını öldüren kimseyle karşılaşsa ona elini kaldırmazdı. Kinane oğullarından "Kalmez" isimli bir kimse bu duruma düştü. Katili cezalandırmak istedi. Halk; "Bu ay Muharrem ayı'dır. Ceza verilmez" dediler. O da: "Bu yıl Muharrem ayını erteleriz. Bu ay haram ay olmasın" dedi ve düşmanını cezalandırdı.

Yine Mekkeli Müşrikler, ay takvimini güneş takvimine uydurmak için kullandıkları aylara bir ay daha ilave ediyorlar, böylece hac mevsimini de sabitlemiş oluyorlardı. Yaptıkları hac, 33 yıl boyunca gerçek tarihinin dışında yapılıyordu. Ancak 33 yıl sonra devir tamamlandığında gerçek tarihine denk geliyordu.Resulullah Efendimiz (s.a.v) Veda haccını gerçek tarihinde yapmıştır. O günden itibaren ay takvimi ile oynanması da yasaklanmıştır.

Hz.Ebubekir (r.a.) Resulullah Efendimiz'in (s.a.v), veda Haccında şöyle buyurduğunu haber vermiştir:

"Şühesiz ki zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı gündeki şekli üzere dönmüştür. Şüphesiz ki ayların sayısı, Allahın, gökleri ve yeri yarattığı günden beri kitabında tesbit olunduğu üzere, on iki'dir Bu aylardan dördü mukkades olan haram aylardır. Bunlar da, peşpeşe gelen zil­kade, Zilhicce ve Muharrem ayları ile Recep ayı'dır."

İşte Veda Haccı'ndan beri yani Hicri 9. Yıldan itibaren hacc günleri, takvimde doğru bir şekilde yer almaktadır.Ay takvimine göre; Ramazan ayı da, hac günleri de yılın günlerinde ilerlemekte ve tüm mevsim şartlarına denk gelmektedir. Böyle olunca Kışın kısa günlerde de oruç tutuyoruz, yazın uzun günlerde de oruç tutuyoruz.