Zekeriyya dedi ki; " Rabbim, oğlum olacağına dair, bana bir işaret göster." Allah buyurdu ki; "İstediğin işaret şöyle olacak: 3 gün, işaret etmekten başka insanlarla konuşamayacaksın. Rabbini çok an. Gece gündüz, sürekli Allah'ın ismini söyle." (AL-İ İMRAN 41)

Hz.Zekeriyya (a.s) Allah'ın elçilerindendir. Hz.Harun'un soyundandır.Hz. Zekeriyya, annesi tarafından mabede adanan Hz.Meryem'in himayesinden sorumlu idi.

Hz. Zekeriyya (a.s.) bu sorumluluğu esnasında, Hz. Meryem'e bir mucize olarak gökten meyvelerin geldiğine şahit olmuştu. Yazın kış meyveleri, kışın yaz meyveleri taze olarak Hz.Meryem'e ikram ediliyordu.Hz. Zekeriyya (a.s.), bu mucizelere şahit olunca Allah'a dua edip bir çocuğunun olmasını istedi.

Oysa o sırada Hz.Zekeriyya ömrünün kışını yaşıyordu. Çok yaşlıydı. Hanımı da kısırdı. Çocuklarının olması mümkün gözükmüyordu. Olması mümkün olmayan meyveleri Hz.Meryem'in yanında görünce cesareti arttı ve Allah'tan (c.c.) oğul meyvesi istedi.Duası kabul edildi. Melekler gelip bir oğlu olacağını müjdelediler.

Bu olay Al-i İmran Suresi'nde mealen şöyle anlatılır: 37. Allah, Meryem'i Zekeriya'nın korumasına verdi. Zekeriyya ne zaman onun ibadet ettiği yere girse; orada yeni bir yiyecek bulurdu. Zekeriyya merak edip sordu: " Ey Meryem, bu sana nereden geldi?" Meryem dedi ki: " Bu Allah'ın bana ikramıdır" Şüphesiz Allah, dilediğine sınırsız ikramda bulunur.

38. Zekeriyya, orada Rabbine dua etti. Dedi ki:" Rabbim, bana senin tarafından tertemiz bir nesil bağışla. Şüphesiz sen, duayı işitensin"

39. Melekler O'na şöyle seslendiler, Zekeriyya, o anda ibadet yerinde namaz kılıyordu: " Allah sana, Yahya'yı müjdeliyor. O, Allah'ın sözünü, Hz.İsa'yı doğrulayan, efendi, iffetli, İyilerden, Allah'ın bir elçisi olacak."

40. Zekeriyya dedi ki; " Ey sahibim, benim, nasıl oğlum olabilir? Ben iyice yaşlandım, eşim de kısırdır, hiç çocuğu olmuyor." Allah buyurdu ki; " Ne olursa olsun, Allah dilediğini yapar."

41.Zekeriyya dedi ki; " Rabbim, oğlum olacağına dair, bana bir işaret göster." Allah buyurdu ki; "İstediğin işaret şöyle olacak: 3 gün, işaret etmekten başka insanlarla konuşamayacaksın. Rabbini çok an. Gece gündüz, sürekli Allah'ın ismini söyle."

Bu Ayet-i Kerime, işaretin dilinin de konuşma gibi bir değer ifade ettiğinin delilidir.

Ebu Hanife de der ki: "Eğer işaretinin ne anlama geldiği biliniyor ise böyle bir işaret hüküm ifade eder."

İbn Abbas bu konuda şöyle der: "Hastalık olmadığı halde Hz.Zekeriyya'nın 3 gün dili tutuldu. Hiç kimse ile konuşamıyordu. Ancak işaret edebiliyordu."

Ebu Müslim'in görüşü de şöyledir: "Zekeriyya (a.s) Cenab-ı Hak'tan hamileliğin meydana geldiğine dair bir alamet isteyince, Allahu Teala ona, "senin alametin, konuşamamandır; yani sen üç gün üç gece insanlarla konuşmayıp, insanlardan ve dünyadan yüz çevirerek, zikir, teşbih ve tehlil ile meşgul olup, böyle bir bağışından dolayı Allah'a şükretmekle emrolunursun.. Eğer bir şeye ihtiyacın olursa, bunu işaretle göster..

Buna göre Zekeriyya (a.s.) oğlu Yahyanın doğmasından önce üç gün konuşamamış ancak işaret diliyle insanlarla muhatap olabilmiştir. Zekeriyya Aleyhisselam, bir anda konuşamaz hale gelmişti.

Herşeyin sahibi Allah'tır. (c.c) Allah dilerse konuşan dil susar, Allah dilerse doğmayacak çocuk doğar. Hz.Meryem annemizin nasıl bir mucize eseri olarak oğlu Hz.İsa (a.s) babasız dünyaya gelmişse, Hz.Zekeriyya'nın da oğlu Hz.Yahya (a.s) baba çok yaşlı, anne de kısır olmasına rağmen yine bir mucize olarak dünyaya gelmiştir.

Mucize çocuklar Hz.İsa ve Hz.Yahya, teyze çocuklarıdır.Bu üç peygamber de öldürülmeye çalışılmıştır. Allah (c.c.) Hz, İsa'nın öldürülmesine izin vermemiş ve O'nu göğe kaldırmıştır. Hz. Yahya ve Hz.Zekeriyya ise şehid edilmiştir.