"Musa, çölde susuz kalan halkı için su istemişti. Biz de O'na; " Elindeki asa ile taşa vur" dedik. O anda taştan 12 pınar fışkırdı. Her grubun hangi pınardan içeceği belirlendi. Onlara dedik ki; "Allah'ın rızkından yiyin, için. Sakın nankörlük edip yeryüzünde karışıklık çıkarmayın." (BAKARA 60)

Hz.Musa liderliğinde Mısır'dan çıkıp ata topraklarına doğru ilerleyen İsrailoğulları, Tih çölünde susuz kalmışlardı.Hz.Musa'nın karşısına dikilip: "Bizi, oğullarımızı ve hayvanlarımızı susuzlukla öldürmek için mi kavmini Mısır'dan çıkardın?" dediler.

Hz. Musa dua edip kavmi için Allah'tan (c.c.) su istedi. Hz.Musa'nın elinde mucize bir asa vardır. Allah (c.c.)Hz.Musa'ya " Elindeki asa ile taşa vur" diye emreder. Hz.Musa asasını taşa vurunca 12 ayrı pınar fışkırmaya başlar.

Allah'ın izniyle, Mısır'da Fravun'un sihirbazlarına galip gelen, Denizi ortadan yarıp İsrailoğulları'na yol açan asa şimdi de taştan içecek su çıkarıyordu.

Araf 160. Ayet-i Kerime de bu konuyla ilgilidir: "Biz İsrailoğullarını oymaklar halinde oniki kabileye ayırdık. Kavmi kendisinden su isteyince, Musa'ya, «Asanı taşa vur!» diye vahyettik. Derhal ondan oniki pınar fışkırdı. Her kabile içeceği yeri belledi. Sonra üzerlerine bulutla gölge yaptık, onlara kudret helvası ve bıldırcın eti indirdik. Onlara dedik ki: «Size verdiğimiz rızıkların temizlerinden yeyin.» Ama onlar emirlerimizi dinlememekle bize değil kendilerine zulmediyorlardı."

İSRAİL İSMİ NEREDEN GELİYOR?

İsrail Yakub'un lakabıdır. Hz.Yakup'un çocuklarına İsrailoğulları denilir. Hz.Yakup' un oniki çocuğundan oniki kabile meydana gelmişti.

Çölde bir mucize olarak taştan fışkıran su, bu 12 kabilenin rahatça faydalanabilmesi için 12 ayrı kaynak olarak fışkırmıştı. Böylece 12 kabile halindeki kalabalık İsrailoğulları arasında bir kargaşa ve su savaşı yaşanmamıştı.

Gidip görenler, bu kayanın, bugün de, Sina Dağı yakınlarında üzerinde on iki deliğiyle var olduğunu söylemektedirler.

Katade ise bu taş hakkında farklı bir yorumda bulunur ve der ki: Bu taş Tur dağından gelmedir. Binekleri üzerinde yanlarında taşıyabilecekleri bir büyüklüğe sahipti. Bir yerde konakladıkları zaman Musa (a.s.) asasıyla ona vurur ve su fışkırırdı.

Abdullah b. Abbas'tan gelen rivayet de buna benzer bir yorumu içeriyor: "Hz. Musa'nın, kavmi için su istemesi Tih çölünde olmuştur. Allah teala İsrailoğullarını bu çölde bulutlarla gölgelendir­miş, onlara gökten kudret hevası ve bıldırcın eti göndermiş, elbiselerini eskimez ve kirlenmez elbiseler kılmıştı. Bunlara dört köşeli bir de taş vermişti. Onlar su­sadıklarında su isteyince Allah teala Hz. Musaya emretti o da asasını taşa vurdu. Taşın her kenarından üç pınar fişkırdı. Bu pınarlardan herbiri on iki torundan bi­rine aitti. Onlar nereye vanp konaklarlarsa o taşı orada buluyorlardı."

Allah Teala, yağmur duasına çıkan Hz.Musa ve kavmine doğrudan gökten su indirebilirdi. Yağmur yağdırabilirdi. Ya da yerden su çıkarabilirdi.Ancak hikmeti gereği burada Hz.Musa'nın asasını taşa vurması emrediliyor ve bu fiilden sonra su veriliyor. Böyle olması İsrailoğulları için de manevi bir dersti.

Kul önce üzerine düşeni yapacak. Sonra Allah'tan isteyecek. İşte Allah'ın(c.c.) dünyadaki işleri ve nimetleri, böyle manevi ve maddi sebeplerle takdir edilmiştir.