"Biz, Kitap'ta İsrailoğullarına: Sizler, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız, diye bildirdik. Bunlardan ilkinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşarak (sizi) aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi." (İSRA 4-5)

İSRAİLOĞULLARI: Yeryüzünde iki defa fesat çıkaracakları bildirilen toplum; İsrailoğulları'dır. Bildirilen Kitap da Tevrat'tır. İsrailoğulları'nın bugün Filistin ve Ortadoğu'da yaktıkları fesat ateşi ilk değildir. Daha önce de İsrailoğulları Filistin ve çevresinde fesat ve karışıklığa sebep olmuşlardır. İsrailoğulları'nın fitne ve fesadı Hz.Musa zamanında başlamıştır. İsrailoğulları'na ilk azap uyarısı Hz.Musa'nın elçiliğinde yapılmıştır.

Taberi der ki: "Ayet-i kerimede zikredilen Kitap'tan maksat, Levh-i Mahfuz'dur, denmişse de tercih edilen görüşe göre; bu Hz. Musa'ya gönderilen Tevrat'tır."[1]İsrailoğulları, kendilerine en çok Peygamber gönderilen toplumların başında gelmektedir. Buna rağmen isyan ve nankörlükte de başı çekmişlerdir. Birçok elçiyi şehit ettikleri için Peygamber katili bir topluluk olarak tarihe geçmişlerdir.

HZ.YAKUB'UN ÇOCUKLARI: Hz.Yakub'un çocukları yani İsrailoğulları, kardeşleri Hz.Yusuf döneminde Mısır'da güzel bir hayata sahip olmuşlardı. Daha sonra Mısır'da yaşadıkları Fravun zülmünden, onları Hz.Musa kurtarmıştı. Hz.Musa, İsrailoğulları için büyük bir devletin temelini de atmıştı. Hz.Davut ve Hz.Süleyman zamanında İsrailoğulları, devlet kurarak en güçlü dönemlerini yaşadılar. Ancak, Allah'ın sayısız nimet ve ikramına rağmen nankörlük yapmaktan vaz geçmediler.

Sonuçta Allah'ın gazabına uğramış ve lanetlenmişlerdir. Allah fitne ve fesatlarının cezasını bu dünyada vermiş, dünya cezası ile birlikte Ahiret cezalarının da çok acı olacağını haber vermiştir.

İSRAİLOĞULLARI'NIN HEZİMETİ: Allah'ın yardımını ve rahmetini kaybeden İsrailoğulları, düşmanlarına karşı mağlup olmuşlar ve devletleri yıkılıp gitmiştir. Tefsirlerde; Ninevalı Sencarib, Babilli Buhtünnasr ve Calut'un ordularının, İsrailoğulları üzerine gelen güçlü ordular olduğu bildirilmektedir. Asurlular ve Babilliler, İsrailoğullarını helak eden kavimlerdendir.[2]

"İsrailoğullan ha­ramları helal sayıp kan dökünce, Allah onlara Babil kralı Buhtunnasr'ı mu­sallat kıldı. Buhtunnasr onlardan 70.000 kişi öldürdü."[3]

Tarihi kaynaklardan, düşman ordularının Tevrat'ı ve Mescid-i Aksa'yı yaktıklarını, İsrailoğularının yöneticilerini ve bilginlerini öldürdüklerini, halkı katlettiklerini ve binlerce kişiyi de esir aldıklarını öğreniyoruz. Düşman orduları, Kudüs'ü ve Hz. Süleyman'ın mabedini yerle bir etti. Sağ kalan İsrailoğulları, sürgün edilip yabancı ülkelere dağıtıldı. İsrailoğulları tüm dünyada aşağılandı, lanetlendi ve her türlü baskıya maruz kaldı.[4] İşte bugün İsrail'de yahudilerin Ağlama duvarı edindiği yer, Hz.Süleyman'ın yıkılan mabedinden kalan hatıradır. Onlar bugün Hz.Süleyman'ın mabedini yeniden inşa edeceğiz diye Mescid-i Aksa'yı yıkmayı planlıyorlar. Süleyman'ın devletini kuracağız diye de dünyayı ateşe veriyorlar.

Günümüzde aynı baskı ve yıkımı, Kudüs ve Filistin merkez olmak üzere, İsrailoğulları tüm müslümanlara uygulamaktadır. Yine fitne ve fesat peşindeler. Yine Allah'tan belalarını istiyorlar. Yine yakında helak olup kaybedecekler. (YARIN DEVAM EDECEK İNŞALLAH)


[1] Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi Taberi Tefsiri

[2] Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi Taberi Tefsiri

[3] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü't-Tefasir

[4] Mevdudi-Tefhimü'l-Kuran