"Ey müminler! Ellerinizin altında bulunan hizmetçileriniz ve içinizden henüz ergenlik çağına girmemiş olanlar, sabah namazından önce, öğleyin soyunduğunuz vakit ve yatsı namazından sonra yanınıza gireceklerinde sizden üç defa izin istesinler. Bunlar, mahrem halde bulunabileceğiniz üç vakittir. Bu vakitlerin dışında ne sizin için ne de onlar için bir mahzur yoktur. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. İşte Allah ayetleri size böyle açıklar. Allah, her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." (NUR 58)

Evin de kuralları vardır. Aynı çatı altında yaşamak bir takım sorumlulukları da beraberinde getirir.Evde anne babaya ait özel oda var. Öz çocuklar bile bu odalara girerken izin almalıdırlar.Aynı şekilde evde çocuklara ayrılmış odalar vardır. Bu odalara bile girerken seslenmek en doğrusudur.

Bunun gibi aynı çatı altında yaşayan herkes evin adabına uygun hareket etmeli. Evdeki hizmetçiler, misafirler, akrabalar, çocuklar, herkes evin bu önemli adabını bilmeli. İzin alınması gereken durumlar, mekanlar, zamanlar iyi bilinmeli ve bunlara riayet edilmeli.

Ayet-i Kerime özellikle 3 vakte dikkat çekiyor:1-Sabah namazı öncesi 2-Öğle vakti 3-Yatsı namazı sonrası

3 mahrem vakit...Bu 3 vakitte insan istirahat ediyor olabilir. Yatak kıyafeti ile bulunabilir. Yatak halinde olabilir. Karı kocanın özel durumu söz konusudur... Her türlü ihtimal dikkate alınarak izin alınmadan odalarına kesinlikle girilmemeli.

İzin isteği de 3 keredir. 3 sesleniş sonunda bir cevap alınamasa bile odalarına girilmemeli.Hele hele "müsait değilim" cevabı alınmışsa kesinlikle rahatsızlık vermeden geri dönülmeli.

Özellikle egenlik çağına girmiş çocuklar bu konularda bilgilendirilmeli. Aynı hassasiyet onların odasına da girilirken gösterilmeli. Geldiğini fark ettirmeli insan...Selam ver, öksür, hamdet bir şekilde seslen.

Demek ki evlere girilirken izin istendiği gibi ev içindeki odalarımıza girerken de birbirimizden izin istemeliyiz. Mesken dokunulmazlığı olduğu gibi özel oda dokunulmazlığı da vardır. Özellikle de anne babamızın odasına girerken böyle bir sorumluluğumuz var.

3-4 yaşından itibaren çocuklarımıza evin bu önemli adabını öğretmeye başlamalıyız.Aslında aynı hassasiyet telefon açılırken de sergilenmeli. 3 kere çaldırmak en doğrusudur. Kimse bizim telefonumuzu açmak zorunda değildir. Müsaitse bakar. Dilerse bakar, ya da bakmaz. İstediği zaman da bize geri döner ya da dönmez. İş, hak,hukuk ve vazife sorumluluğu yoksa durum budur.

Bu Ayet-i Kerime'nin iniş sebebi olarak şu olay tefsirlerimizde rivayet edilmektedir: Resulullah Efendimiz (s.a.v) bir öğle vakti Hz. Ömer'i çağırmak için Müdlic isimli bir sahabeyi göndermişti. Müdlic, Hz. Ömer'in yanına müsaade istemeksizin girmiş, onu uyku halinde elbisesi üzerinden açılmış bir halde bulmuştu. Hz. Ömer, bunun üzerine rahatsız olmuş ve şöyle demiş: "Cenab-ı Hak'tan temenni ederim ki, bu saatlarde babalarımızı, oğullarımızı, hizmetçilerimizi izin istemeden yanımıza girmekten men buyursun." Sonra Hz. Ömer, o genç ile beraber Resulullah Efendimiz'in (s.a.v) yanına girince bu Ayet-i Kerime'nin nazil olmuş olduğunu öğrenmiş ve Allah'a hamdetmiştir.

Taberi de şu olayı rivayet eder: Ensar'dan bir kadın Resulullah Efendimiz'e (s.a.v) gelerek şöyle dedi: "Ya Resulellah! Doğrusu ben kendi evimde öyle vaziyetlerde bulunuyorum ki başkasının beni o vaziyette görmesini arzu etmiyorum. Hatta babam ve oğlumun bile görmesini istemiyorum. Ama zaman zaman babam gelip içeri girmekte, ailemizden biri gelip girmektedir. Bu durumda ne yapmalıyım?"İnen Ayet-i Kerimeler bu soruya cevap niteliğindedir. (DEVAM EDECEK)