"Şöyle dediler: «Bu ikisi, muhakkak ki, sihirleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve sizin örnek yolunuzu ortadan kaldırmak isteyen iki sihirbazdırlar sadece." (TAHA 63)

Sihirbazlıkla suçlanan 2 kişi; Hz.Musa ve kardeşi Hz. Harun'dur. Suçlayanlar da Fravun ve taraftarlarıdır.

Hz.Musa, Fravun'un karşısına mucizelerle gelmişti. Elindeki asayı attığında ejderhaya dönüşüyor, elini uzattığında nur yayıyordu. Ancak Fravun ve taraftarları bu mucizeler karşısında inanmamış O'nu ve kardeşini sihirbazlıkla suçlamışlardı.

Fravun'un iddiasına göre; Hz.Musa büyü ile Mısır topraklarını ele geçirecek ve Mısır halkını sürgün edecekti.

Fravun zamanında sihir ve büyücülük çok ilerlemişti. Hz.Musa'yı da kendileri gibi büyücü olmakla suçladılar ve sihirleri ile meydan okudular.

Fravun bütün usta sihirbazlarını topladı. Hz.Musa ile bir müsabaka planladı. Bayram günü kuşluk vakti bütün usta sihirbazlarını Hz.Musa'nın karşısına dikti. Bütün Mısır halkı da orada idi. Bu bir iktidar oyunu idi. Saltanat sahibi Fravun, oyun ve düzenini kurmuştu. Niyeti Hz.Musa'yı halkın gözünde küçük düşürmekti.

İbn Abbas, o bayram gününün aşura günü olduğunu söyler. Yapılan müsabakada Hz.Musa, Allah'ın yardımı ile tüm sihirbazları mağlup etti. Sihirbazlar, ip ve sopalarını meydana atmış ve sürünen yılanlar gibi göstermişlerdi. Yapılan sihirler, o kadar gerçek gibiydi ki halk gözüken yılanlardan ürkmüş, Hz.Musa da halkın bunlardan etkilenmesi sebebiyle tedirgin olmuştu.

Hz.Musa'ya sıra geldiğinde Allah'ın yardımı ile Hz.Musa'nın asası, ejderhaya dönüşerek tüm sihirbazların oyun ve hilelerini yuttu. Hz.Musa'nın asası, yapılan tüm sihirlerin etkisini yok etmiş ve onları tekrar iple sopa haline çevirmişti.

Öyleki o sihirbazlar gerçeği görüp iman ettiler ve Fravun'u terk ederek Hz.Musa'nın safına geçtiler. Çünkü sahip oldukları sihirbazlık ilmi sayesinde Hz.Musa'nın yaptığını kıyaslayabilmişler, O'nun sihir değil mucize gösterdiğini anlayabilmişlerdi.

Firavun'un, Hz. Musa'yı küçük düşürmek için tertiplediği oyun bozulmuş, sonuçta kendi aleyhine dönmüştü. Fravun bu büyük hezimet karşısında iyice öfkelendi. İman eden tüm sihirbazları tutuklatıp ellerini ve ayaklarını çaprazlama kestirdi, hurma kütüklerine astırıp şehid etti.

İbn Abbas şöyle demiştir: "Sihirbazlar yetmiş kişiydiler. Sabahleyin sihirbaz iken akşam şehid oldular."

Mekkeli müşrikler, Fravun ve taraftarları gibi Resulullah Efendimiz'e (s.a.v) sihirbaz demeyi tercih etmişlerdir. Müşriklere göre Hz.Musa gibi Hz.Muhammed de bir sihirbaz idi. Yine onların iddialarına göre; Tevrat ve K.Kerim de birbirini destekleyen iki sihir idi.

Taha Suresi'nde 41 - 73. Ayet-i Kerimeler bu konuyla ilgilidir. Şuara Suresi'nde 10 ve 51. Ayet-i Kerimeler arasında da Hz.Musa'nın Fravun ile mücadelesi yer almaktadır.

KASAS 48 ve 49. Ayet-i Kerime'ler bu konu ile ilgilidir: "Fakat onlara tarafımızdan o hak Peygamber gelince: «Musa'ya verilen mucizeler gibi ona da verilmeli değil miydi?» dediler. Peki, daha önce Musa'ya verileni de inkar etmemişler miydi? «Birbirini destekleyen iki sihir!» demişler ve şunu söylemişlerdi: Doğrusu biz hiçbirine inanmıyoruz. 49. Resulüm! De ki: Eğer doğru sözlüler iseniz, Allah katından bu ikisinden (bana ve Musa'ya inen kitaplardan) daha doğru bir kitap getirin de ben ona uyayım!"