"Allah, şu iki kişiyi de misal verir: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şey beceremez ve efendisinin üstüne bir yüktür. Onu nereye gönderse bir hayır getiremez. Şimdi, bu adamla, doğru yolda yürüyerek adaleti emreden kimse eşit olur mu?" (NAHL 76)

Sonsuz ilim ve kelam sahibi Allah (c.c.) K.Kerim'deki ilim ve sözlerini, insan seviyesine uygun bir ölçüde indirmiştir.

K.Kerim Ayetleri; insanın dikkatini çekecek söz, hikmet, hikaye ve örneklerle donatılmıştır.

Bu Ayet-i Kerime de onlardan biridir. Allah (c.c.) bu Ayet-i Kerime'de iki adamı örnek gösterir; Biri dilsiz, beceriksiz ve Efendisine yük olan bir adamdır.

Diğeri ise her yönden sağlam, yetenekli, çalışkan, iman ve salih amel sahibidir. Allah yolunda çalışmaktadır.

Bu iki adamın eşit olması mümkün mü? Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? Hiç yaratanla, yaratılan bir olur mu?

K.Kerim'in ilk indiği çağ ve coğrafya dikkate alındığında bu Ayet-i Kerime'nin verdiği misalin değeri daha iyi anlaşılır. O çağda kölelik tüm dünyada yaygındı. Dilsiz ve beceriksiz bir köleyi hiçbir Efendi istemezdi. Köle sahibi olmak isteyen efendiler; akıllı, sağlıklı, yetenekli ve işe yarar köleleri tercih ederlerdi. Köle seçerken bu derece titiz olan efendilerin, hiçbir işe yaramayan, dilsiz ve elsiz putları efendi bilip, onlara kul köle olmaları ne kadar büyük bir tenakuz ve ne büyük bir ahmaklıktı.

Hz. Ömer'in (ra) şu hatırası bu tabloyu çok güzel anlatmaktadır: "Cahiliye hayatı hakkında iki şey aklıma gelince birine güler, birine ağlarım. Güldüğüm şey kendi ellerimizle helvadan put yapar sonra acıkınca o putları yerdik. Ne zaman bu aklıma gelse gülerim. Ağladığım şey ise kız çocuklarımızı dayıya gidiyoruz diye yanımıza alır götürür, şehrin dışında bir yerde kendi ellerimizle toprağa gömerdik. Bunu da ne zaman hatırlasam ağlarım."

Ayet-i Kerime'de misal verilen ilk adam; Kafirleri ve putları temsil etmektedir.

Hiç eşi ve benzeri olmayan, hiç birşeye muhtaç olmayan, herşeyin O'na muhtaç olduğu Allah (c.c.) ile tapılan putlar bir olabilir mi?

Allah'a iman eden bir Mümin ile inkar yolunu seçen kafir, bir olabilir mi? Hz.Ebubekir (r.a) ile Ebu Cehil bir olabilir mi?

Mücahid bu örneği şöyle açıklar: " Bununla da put ve Hak Teala kasdedilmektedir. Yani put dilsizdir, konuşamaz, ne hayır, ne de başka bir şey söyleyemez, bütünüyle hiç bir şeye güç yetiremez. Konuşması ve çalışması yoktur. Bunlara ilaveten o, efendisine bir yük, bir külfettir. Nereye gönderse bir hayır çıkmaz, uğraşmasında başarıya ulaşamaz. Nitelikleri böyle olan biriyle doğru yolda olup adaletle emereden, sözü hak, işi dosdoğru olan kimse bir olur mu hiç?"

Nahl Suresi'nde ilgili Ayet-i Kerimeler mealen şöyledir:

73. Müşrikler Allah'ı bırakıp da kendilerine göklerde ve yerde olan rızıktan hiçbir şey veremeyen ve buna asla güçleri yetmeyen şeylere (putlara) tapıyorlar.

74. Allah için emsal göstermeyin. Çünkü Allah bilir, siz ise bilmezsiniz.

75. Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile katımızdan kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak harcayan (hür) bir kimseyi misal verir. Bunlar hiç eşit olurlar mı? Doğrusu hamd Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler. *

76. Allah, şu iki kişiyi de misal verir: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şey beceremez ve efendisinin üstüne bir yüktür. Onu nereye gönderse bir hayır getiremez. Şimdi, bu adamla, doğru yolda yürüyerek adaleti emreden kimse eşit olur mu?