"Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan bir çok insan buldu. Onların gerisinde de, (hayvanlarını) engelleyen iki kadın gördü. Onlara: Derdiniz nedir? dedi. Şöyle cevap verdiler: Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız; babamız da çok yaşlıdır. Derken, o iki kadından biri utana utana yürüyerek ona geldi: Babam, dedi, bizim yerimize (hayvanları) sulamanın karşılığını ödemek için seni çağırıyor. Musa, ona (Hz. Şuayb'a) gelip başından geçeni anlatınca o: Korkma, o zalim kavimden kurtuldun, dedi. (Şuayb'ın) iki kızından biri: Babacığım! Onu ücretle (çoban) tut. Çünkü ücretle istihdam edeceğin en iyi kimse, güçlü ve güvenilir olandır, dedi. (Şuayb) dedi ki: Bana sekiz yıl çalışmana karşılık şu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan artık o kendinden; yoksa sana ağırlık vermek istemem. İnşallah beni iyi kimselerden (işverenlerden) bulacaksın. Musa şöyle cevap verdi: Bu seninle benim aramdadır. Bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayım, demek ki bana karşı husumet yok. Söylediklerimize Allah vekildir. (KASAS 23- 28)

Fravun Hz.Musa hakkında yakalama emri çıkarınca, durumdan haberdar olan Hz.Musa Mısır'dan gizlice ayrılmıştı. Mısır'dan hicret eden Hz.Musa Fravun yönetiminin dışında bulan Medyen bölgesine gelmişti. Tefsirlerimizde bu hicret hakkında şu bilgiler verilmiştir: "Musa, (a.s.) korku içinde, azıksız ve bineksiz yola çıktı. Mısır ile Medyen arasın¬da sekiz günlük mesafe vardı. Rabbi hakkında taşıdığı iyi zannın dışında, yol hakkında herhangi bir bilgisi yoktu. Allah ona bir melek gönderdi de melek ona yolu gösterdi. Musa (a.s.) Medyen'e vardığında, zayıflıktan ve yolda ağaç yaprağı yemiş olmasından dolayı, otların yeşilliği karnında görülecek gibi idi."

Burası Hz.Şuayb'ın (a.s) ülkesidir. Hz. Musa Medyen'e vardığında subaşında koyunlarını sulamak için bekleyen iki kız gördü. Diğer çobanların varlığından hayvanlarını sulayamıyorlardı. İşte o iki kız Hz.Şuayb'ın kızları idi. İsimleri Safura ve Leyya idi.Baba Şuayb yaşlanıp hastalandığı için bu iş kızlarına kalmıştı. Hz.Musa kızların, kuyu başını işgal eden adamların varlığından dolayı zor durumda kaldıklarını fark etti. Hz.Musa onlara acıdı ve yardımcı olmayı teklif ederek koyunlarını suladı. Kızların hayır duasını aldıktan sonra dinlenmek için bir ağacın gölgesinde oturdu.

İbn Abbas Hz.Musa'nın bu durumu hakkında şöyle demiştir: "Musa, Mısır'­dan, yeşillik ve ağaç yapraklarının dışında hiçbir yemeği olmaksızın Medyen'e kadar yürüdü. Yalın ayaktı. Zira Medyen'e varmadan ayakkabıla­rı yıpranmıştı. Musa (a.s.), Allah'ın, mahlukatı içinden seçtiği bir kul olarak, gölgede oturdu. Karnı, açlıktan sırtına yapışmıştı. Yediği bitkilerin yeşilliği, karın boşluğundan görünür gibiydi. Ve o, yarım hurmaya muhtaç kalmıştı."

Hz. Ömer'den (r.a.) yapılan rivayete göre; Hz. Musa (a.s.) Medyen suyuna vardığı zaman, orada davarlarını sulayan bir insan topluluğu görmüştü. Onlar davarlarını sulama işini bitirdiklerinde, kuyunun üzerine onu kapatmada kullanılan kayayı koydular. Onu, ancak on erkek kaldırabiliyordu. Hz. Musa o sırada davarlarını kollayan iki kadın gördü ve: "Sizin işiniz nedir?" diye sordu. Onlar da durumlarını ona anlattılar. Hz. Musa kuyunun üzerine kapatılmış olan taşı tek başına kaldırdı, onlar için kovayla su çekti de, bununla koyunları suya kandılar."

Koyunları Hz.Musa tarafından sulanan kızlar, eve gittiklerinde durumdan babalarını haberdar ettiler. Hz.Şuayb kızlarından birini geri göndererek Hz.Musa'yı evine davet etti.Hz.Musa davete icabet edip Hz.Şuayb ile buluştu. Tanışıp başıan gelen imtihanları paylaştı. Hz.Şuayb, Hz.Musa'ya dua edip nasihat etti. Kızının teklifi ile yanında kalıp ücretiyle çalışmasını istedi.

Kızı Hz.Şuayb'e: "Babacığım, Bu adamı, koyunlarımızı otlatması ve su vermesi için ücretle tut. O güçlü ve güvenilir bir insandır" dedi. Rivayete göre, Şuayb (a.s.) kızma, "O'nun güçlü ve güvenilir olduğunu nereden anladın?" diye sordu. Kızı şöyle cevap verdi: O, ancak on kişinin kaldırabileceği kayayı kaldırdı. Onunla beraber gelirken önüne geçmiştim, o bana, "arkamdan gel ve bana yolu göster" dedi. Hz.Musa, Hz. Şuayb'ın (a.s.) teklifini kabul etti. Yine O'nun isteği ile kızlarından küçük olanı ile evlenmeye razı oldu.10 yıl geçti. Hz.Musa, anlaşmış oldukları süreyi tamamlayıp, kayınbabasından müsaade aldı. Ailesini alarak Mısır'a gitmek üzere yola çıktı. Gece, yolda yemek yapmak için ateşe ihtiyaç duydular.

Ateş arayan Hz.Musa, Tur Dağı'nda, parlayan bir nur gördü. Kaynaklara göre: "O gece, soğuk bir geceydi. Yollarını kaybetmişlerdi. Şiddetli bir fırtına esmiş, hayvanlarını dağıtmıştı. Hanımı doğum sancıları çekiyordu. O sırada Musa (a.s) uzakta bir ateş gördü. Kendisine yol gösterecek birini bulurum diye oraya gitti." Ateş bulmak umuduyla Tur dağına çıkan Hz.Musa, orada Allah'ın nuru tarafından kuşatıldı. Allah (c.c.) Tur dağında, kulu Hz.Musa'ya kelamını duyurarak O'nu elçisi olarak görevlendirdi ve Fravun ile mücadele etmesi için Mısır'a gönderdi.