"Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları bahşeder. Yahut onları, hem erkek hem de kız çocukları olmak üzere çift verir. Dilediğini de kısır kılar. O, her şeyi bilendir, her şeye gücü yetendir." (ŞURA 49-50)

ERKEK VE DİŞİ: Allah (c.c.) insanı erkek ve dişi olmak üzere çift yaratmıştır. Yaratan Allah'tır. O dilediğine evlat verir, dilediğine vermez. İster erkek çocuk verir, ister kız... Kimine evlat verir imtihan eder, kimine de evlat vermez imtihan eder.Hiç kimse, doğum yapmıyor ya da hep kız evladı doğuruyor diye kadınları suçlamasın. Ne doğurmak kadının elindedir, ne de erkek evladı doğurmak... "Kök ve nesil bendedir" diye erkek de gururlanmasın. Erkek de bu konuda acizdir. Allah (c.c.) dilediği erkeği kısır kılar.Zavallı insan, bilmeli ki herşey Allah'ın elindedir. Var O'nun, varlık O'nun... Mülk sahibi O' dur. Evlat ve mal, her ne varsa sahip olduğumuz, aslında gerçek sahibi biz değiliz. Heşey bize emanet...

ÖRNEK PEYGAMBERLER: Her konuda Peygamberler biz insanlara örnektir. Bu konuda da peygamberlere bakalım: Hz.Şuayb ve Hz.Lut'un sadece kız çocukları oldu. Hz.İbrahim'in sadece erkek çocukları oldu: Hz.İsmail ve Hz.İshak... Hz.Muhammed'in (s.a.v) hem kız hem erkek çocukları oldu. Erkek çocukları: Kasım, Abdullah ve İbrahim. Kız çocukları: Zeynep, Rukiye, Ümmü gülsüm ve Fatıma. Hz.Yahya ve Hz.İsa'nın hiç çocukları olmadı.[1]

İbnu'l-Arabi bu ayet-i kerimeyi şu şekilde açıklamıştır: İlim adamlarımız dedi ki: "Dilediğine kızlar ihsan eder" buyruğu ile Lut (a.s)'ı kastetmektedir. Onun kız çocukları vardı, fakat oğlu olmamıştı. "Dilediğine de erkek evlat bağışlar" buyruğu ile İbrahim (a.s)'ı kastetmektedir. Onun oğulları vardı, fakat kız çocuğu yoktu."Veya onlara erkekler ve dişiler olarak her ikisinden de verir" buyruğu ile de Adem'i (a.s) kastetmektedir. Havva her seferinde biri erkek ve biri dişi olmak üzere ikiz doğururdu. Bir batındaki dişiyi bir diğer batındaki erkekle ev-lendirirdi. Nihayet yüce Allah Nuh (a.s)'ın şeriatında bu husustaki haram kılıcı hükmü indirinceye kadar bu böylece devam etti.

Aynı şekilde Hz.Muhammed'in de (sav) hem erkek, hem kız çocukları vardı: Kasım, Tayyib, Tahir, Abdullah, Zeyneb, Um Külsum, Rukayye ve Fatıma. Hepsi de Hatice'den (r.a) doğmuştu. İbrahim ise Mariye el-Kıbti'den olmuştur."[2]

YARATILIŞ KANUNU: Yaratılış konusundaki örneklere bakalım: Hz.Adem'in anne babası yok. Topraktan yaratıldı. Hz.Havva'nın anne babası yok. Hz.Adem'in özünden yaratıldı. Hz.İsa'nın babası yok, annesi var. Bir mucize olarak babasız yaratıldı. Bunların dışındaki tüm insanlar, bir erkek ve dişiden yaratılmıştır. Bu Allah'ın dünyadaki genel yaratılış kanunudur. Zuhruf suresinde mealen şöyle buyrulmaktadır: "Bütün çiftleri O yaratmıştır."[3] Bu ayet-i kerimenin tasavvufi yorumunda; 1(bir), Allah'ı temsil ederken, 2 (iki) yaratılanları temsil eder. 2 (iki) tüm yaratılmışların sayısıdır.

İbn Arabi'ye göre 2 (iki) sayısı, yaratılan aleme ve bu alemdeki zıtlığa işaret eder. 2 (iki) sayısının karşılığı Be harfidir. Be harfinin mahrecinde bile ikilik vardır. Çünkü Be harfinin ağızdaki çıkış yeri iki dudaktır. Kainat ve içindekiler, karşılıklı kutuplar sayesinde varlığını korur. İbn Arabi'ye göre evrendeki bu zıtlık Allah Teala'nın isim ve sıfatlarından kaynaklanmaktadır. [4] İnsanların ben ve sen ayrımından kurtulması tevhit ile mümkündür. Muvahhid olan nefs ve şeytanın arzularına uymaz. Hz.Mevlana der ki: "Ben, sen ayrımında kaldığın sürece bu kapıdan geçemezsin."[5]

Bu yorumlardan anlıyoruz ki; bütün insanlar ve hayvanlar çifttir, erkek ve dişidir, yani 2'dir. Bunlar artı ve eksi kutup gibidir. Ancak bu öyle bir zıtlıktır ki birbirini tamamlar ve birbirine eş olur. Allah (c.c.) kulunu dilediği şekilde yaratır. Bunun için de bir erkek ve dişiye ihtiyacı yoktur. Hz.Adem'in yaratılışı buna örnektir. Hz.İsa'nın da babasız yaratılması bir istisna olmuştur. Bu istisna insanlar için bir ayet ve mucizedir.(DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)


[1] Beyzavi, 2-176/İmam Kurtubi, Camiu li-Ahkami'l-Kur'an/İbn-i Kesir

[2] İmam Kurtubi, Camiu li-Ahkami'l-Kur'an

[3] Zuhruf 12

[4] "Fususül - Hikem", İbn Arabi, İstanbul Kitapevi, İstanbul, 1981

[5] Mevlana, Mesnevi, c.1, 3056-65