"Birinin suyu tatlı ve susuzluğu giderici, diğerininki tuzlu ve acı iki denizi salıveren ve aralarına bir engel, aşılmaz bir sınır koyan O'dur." (FURKAN 53)

KAPTAN JACQUES COUSTEAU: Ünlü Fransız bilim adamlarından Kaptan Cousteau'nun bu konudaki keşif sonucu Müslüman olması meşhur bir rivayettir. Kaptan Jacques Cousteau denizlerdeki araştırmalarının sonucunu şöyle anlatmaktadır:

"Bazı araştırmacıların farklı deniz kütlelerini birbirinden ayıran engellerin bulunduğuna dair ileri sürdükleri görüşleri inceliyorduk. Çalışmalar sonucunda gördük ki, Akdeniz'in kendine has tuzluluğu ve yoğunluğu var. Aynı zamanda kendine has canlıları barındırıyor.

Sonra Atlas Okyanusu'ndaki su kütlesini inceledik ve Akdeniz'den tamamen farklı olduğunu gördük. Halbuki Cebeli Tarık Boğazı'nda birleşen bu iki denizin tuzluluk, yoğunluk ve sahip olduğu hayatiyet açısından eşit veya eşite yakın olması gerekiyordu. Oysaki bu iki deniz, birbirine yakın kısımlarda bile ayrı yapılara sahiptiler. Bunun üzerine yapmış olduğumuz araştırmalarda bizi şaşkına çeviren bir durumla karşılaştık.

Çünkü bu iki denizin karışmasına birleşme noktasında bulunan harika bir su perdesi engel oluyordu. Aynı türden bir su engeli 1962 yılında Alman bilim adamları tarafından Aden Körfezi ile Kızıldeniz'in birleştiği Mendep Boğazı'nda da bulunmuştu. Daha sonraki incelemelerimizde farklı yapıdaki bütün denizlerin birleşme noktalarında aynı engelin bulunduğuna tanıklık ettik." [1]

KUDRET PERDESİ: Bu konuda Amerikalı deniz uzmanı Prof. Dr. Heyy de şunları söylemiştir: "Engin suların arasına çekilen ilahi bir kudret perdesi vardır. Bu perde, iki denizin birbirine karışmasını engelliyor. Bununla beraber, iki deniz suyunun birbirine geçmesine mani olmuyor. Ancak bu akışı, her iki tarafın sularının geçtiği tarafın taşıdığı kimyevi muhtevaya göre ayarladıktan sonra gerçekleştiriyor. Yani bu perde, geçmesi gerekeni geçiren, geçmemesi gerekeni engelleyen çift taraflı bir süzgeç gibidir. Çünkü bütün deniz ve okyanus sularının hususiyetleri ayrıdır. Öyle ki, sıcaklık ve tuzluluk oranlarından, bünyelerinde yaşayan canlıların farklılığına kadar her biri ayrı bir alemi ifade eder. Doğrusu ben, bu bilgileri Kur'an'da görmekle çok şaşırdım. Bunların asla bir beşer sözü olamayacağı kanaatindeyim! Bu bilgiler, mutlaka Allah tarafından bildirilmiş olmalı."[2]

İNSAN SUDAN YARATILDI: Furkan Suresi 54. ayet-i kerimeye de dikkat çekerek bu bölümü kapatalım. Ayet-i kerime mealen şöyle: "Sudan, meniden bir insan yaratıp onu nesep, kan ve evlilik bağından doğan yakınlığa dönüştüren O'dur. Rabbinin her şeye gücü yeter."

Yeryüzündeki tatlı ve acı denizleri birbirine karıştırmayan Allah (c.c.) insan bedenindeki suları da birbirine karıştırmıyor. İnsan bedeninde; kan, meni, idrar gibi birçok sıvı vardır ve bunlar birbirine karışmaz. Özellikle de meni ve idrarın bedeni aynı yerden terk etmelerine rağmen beden içersinde karışmaması ve bu iki sıvıdan meninin, insanın yaratılışına vesile olması, ne kadar ibretliktir.

HÜLASA: Ey Can! Seni bir damla meniden yaratan Allah'a (c.c.) teslim ol. O seni İslam denizinde yarattı. Şirk ve küfür gibi pis sulara karışıp boğulma.


[1] Celal Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur'an Tefsiri

[2] Osman Nuri Topbaş, Rahmet Peygamberi, Erkam Yayınları