"Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu: Yedi başak veren bir buğday danesi gibidir. Her başakta yüz dane vardır. Allah dilediğine daha fazla verir. Allah ikramı sınırsız olandır, O her şeyi bilendir. (BAKARA 261)

Allah (c.c.) bu Ayet-i Kerime'deki örneği, hayatın içinden, çiftçilikten veriyor. Çiftçi attığı tohumun karşılığını fazlası ile alır. Allah yolunda malını harcayan da öyle...

Allah (c.c), İslam yolunda mallarını harcayanların durumunu, çiftçinin yetiştirdiği bir buğday tanesine benzetiyor.Öyle bir buğday tanesi ki; 7 başak veriyor. Her başakta 100 dane var. Toplam 700 tane ediyor. Allah'ın bir iyiliği 10 katıyla ödüllendirdiğini dikkate alırsak sonuç 7000 oluyor.

Böyle bir başak var mı? Bildiğimiz başaklarda kaç tane vardır? Cavrus cinsi tohumun başağında, bu özelliğin görüldüğü söyleniyor. Zamanımız buğdaylarında bir sapın üstünde olan bir başakta en çok 30 ya da 40 tane buğday yetişiyor. Yani mevcut başaklar bire kırk veriyor. Oysa tarihte öyle buğdaylardan bahsediliyor ki; bir başakta en az 100 tane var. Ayet-i Kerime'de geçen habbe kelimesi Arapça'da; buğday, arpa, pirinç, mısır gibi hububat için kullanılmaktadır.

Böyle bir bereketli hububatı hangi çiftçi, tercih etmez?Bire karşı verilen karşılık 700. Matematiksel hesap yaptığımızda sonuç bu.. Ancak Allah'ın lütuf ve ikramını matematiksel hesaplarla sınırlayamayız. Allah'ın ödülü sayısız ve sınırsızdır.Allah'ın hazinesinin matematiği yoktur. Dilediğine bu hazinesinden daha fazla ikramda bulunur. Dilediği kulunu sınırsız ödüllendirir.

Tefsirlere göre bu Ayet-i Kerime Tebük gazasında Hz. Osman ve Hz. Abdurrahman b. Avf hakkında nazil olmuştur. Hz.Osman (r.a.) bu gaza için bin deve hazırlamış ve bin dinar vermişti. Rasulullah Efendimiz (s.a.v.) bu infak üzerine: "Osman'ın bu günden sonra yapacakları ona zarar vermez" buyurdu.

Abdurrahman b. Avf ise, 4000 dirhem getirerek şöyle dedi: Ya Rasulallah! Sekizbin dirhem param vardı. Dörtbinini kendime ve aile efradıma ayırdım, dört binini de Rabbime borç veriyorum. Rasulullah Efendimiz(s.a.v.): Ayırdığını da, verdiğini de Allah sana mübarek kılsın" buyurdu.

Ebu Mes'ud el-Ensari anlatıyor: "Bir adam, yuları boynunda devesini getirip "Bunu, Allah yoluna adadım dedi. Bunun üzerine Resulullah Efendimiz(s.a.v.) çok mutlu oldu ve: "Bunun karşılığında kıyamet gününde sana yedi yüz deve verilecektir, hepsi de yularlı olacaktır." "Kim, Allah yolunda bir şey harcarsa ona yedi yüz katı yazılır" buyurdu.

Allah yolunda yapılan hiçbir harcamayı küçük görmeyelim. Çünkü Allah yolunda yapılan harcamanın değeri, miktarı, azlığı ve çokluğu ile bağlantılı değildir. Değerli olan Allah yolunda sergilenen sömertlik ve fedakarlıktır.

İşin hikmetine bakar mısınız? Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ın. Allah bunca nimetleri bize sunmuş. Aslında sahip olduğumuz herşey Allah'ın bize bir emaneti. Mülkün gerçek sahibi O. Ve Mülkün gerçek sahibi, verdiklerinden bir kısmını O'nun yolunda harcamamızı istiyor. Hem de kat kat karşılığını vermek üzere. Böyle bir alışverişten hangi akıllı kaçar?