HAHAM VE RAHİPLERİNİ RAB EDİNENLER

Yahudi ve Hristiyanlar, muvahhid değildirler. Dinlerinin esasları tevhit dışıdır. Bu sebeple onlar, Mümin ve Müslüman sayılmazlar.

Bu konuda Tevbe Suresi 31. Ayet-i Kerime mealen şöyledir: "Yahudiler Allah'ı bırakıp bilginlerini, hıristiyanlar da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i rabler edindiler. Halbuki onlara ancak tek ilaha kulluk etmeleri emrolundu. O'ndan başka tanrı yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır."

Adiy b. Hatim(r.a) anlatıyor: "Boynumda altın bir haç takılı olduğu halde Rasulullab'a (s.a.v) geldim. Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki: Ey Adiy! Bu putu üzerinden at." Resulullah sonra da Tevbe Suresi 31. ayet-i kerimeyi okudu: "Allah'ı bırakıp haham ve rahiplerini Rab edindiler."

Onu dinledim sonra dedim ki: "Ya Rasulullah! Onlar hahamlara ve rahiplere ibadet etmiyorlardı." Rasulullah (a.s.) şöyle buyurdu: "Haham ve rahipler Allah'ın helal kıldığını haram kılıyorlar, onlar da bunu haram kabul etmiyorlar mıydı? Allah'ın haram kıldığını da helal sayıyorlar ve onlar da bunu helal saymıyorlar mıydı? Ben: "evet" dedim. Rasulullah (s.a.v.): İşte bu onlara ibadet etmektir." buyurdu.[1]

Burda biz Müslümanlar için de önemli bir mesaj var: Yahudi ve Hristiyanlar, din bilginlerini rab edindiler. Bunu nasıl yaptılar? 1(bir) olan ve birinci olan Allah'ın (c.c.) yanına başka isimler ekleyerek...1(bir) ve birinci olan Allah'ın yerine başka isimler koyarak...

Kullukta;1(bir) ve tek birincimiz, her zaman Allah (c.c.) olmalıdır. Aksi halde Yahudi ve Hıristiyanların düştüğü duruma düşeriz.

Bu hassasiyet sebebiyle Resulullah Efendimiz (s.a.v) Ashabını şöyle uyarmıştır: "Hıristiyanların Meryem oğlu Îsa'yı insanüstü vasıflarla övdükleri gibi siz de beni övmeyin. Ben sadece Allah'ın bir kuluyum; benim için O'nun kulu ve resulü deyin"[2]

CENNETİN ANAHTARI

Kelime-i Tevhid, Cennet kapılarının anahtarıdır.

Resulullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: "Kim Lailahe İllallah sözü üzre ölürse, her kimin söylediği son söz la ilahe illallah olursa, o kişi cennete girer."[3]

Hz.Enes'in (r.a) şu rivayetinde ne büyük müjde vardır: Resulullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır: "La ilahe illallah» deyip de kalbinde bir arpa ağırlığınca hayır bulunan kişi Cehennem'den çıkacaktır. «La ilahe illallah» deyip de kalbinde bir buğday ağırlığınca hayır bulunan kişi Cehennem'den çıkacaktır. «La ilahe illallah» deyip de kalbinde bir zerre ağırlığınca hayır bulunan kişi Cehennem'den çıkacaktır."[4]

Kelime-i Tevhid imanın garantisidir. Bu sebeple Resulullah Efendimiz (s.a.v) ölmek üzere olanlara; "La ilahe illallah demeyi" telkin etmeyi emretmiştir.[5]

Hayatına bu sözü hakim kılanlar, şüphesiz ölürken de bu söz üzerine öleceklerdir. Kelime-i Tevhidi dilimizden ve gönlümüzden eksik etmeyelim. Çünkü Resulullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: "En faziletli zikir «La ilahe illallah», en faziletli dua da «el-Hamdülillah» demektir."[6]