"Hatırlayın ki, Allah size, iki taifeden birinin sizin olduğunu vadediyordu; siz de kuvvetsiz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek ve kafirlerin ardını kesmek istiyordu." (ENFAL 7)

KUREYŞ ORDUSU VE KUREYŞ KERVANI: Bu ayet-i kerime Bedir savaşı ile ilgilidir. Ayet-i Kerime'de geçen 2 taife; Kureyş ordusu ve Kureyş Kervanıdır. Bedir'e doğru gelen İslam ordusuna, bu iki taifeden biri Allah tarafından vadedilmişti. İkisinden biri Müminlerin ganimeti olacaktı.

Bedir, Medine'nin 160 km. güneybatısında, Kızıldeniz sahiline 30 km. uzaklıktadır. Bedir; Medine, Mekke ve Suriye kervan yollarının birleştiği yerde bulunduğu için önemli bir konuma sahipti. Mekkeli müşriklerin kervanlarının çoğunun güzergahı burası idi...

Resulullah Efendimiz (s.a.v) Bedir'de, Muhacirlerin gasp edilen malları ile donatılan ve Suriye'den dönmekte olan Kureyş kervanına baskın yapmayı hedeflemişti.

Allah'ın emri ile Bedir'e çıkan Resulullah Efendimiz (s.a.v) her zaman olduğu gibi durumu ashabı ile istişare etmiştir. İstişare konusu şudur; Ebu Süfyan'ın yönetimindeki kervan üzerine mi gidilecek yoksa Ebu Cehil yönetimindeki Kureyş ordusu ile mi savaşılacak?

Kureyş Kervanını ele geçirmek kolay gözüküyordu. Çünkü bu bir ticaret kervanı idi. Üstelik silah ve sayıları azdı. 30-40 kişilik bir kervan... Çoğunluğun hedefi Kureyş Kervanını ele geçirmekti. Çünkü bu kervanda Mekke'de el konulan Müslümanların mal ve mülklerinin sermayesi vardı.

Oysa Allah (c.c.) Elçisine (s.a.v), Kureyş ordusunu vadediyordu. Zor gözüken ancak Hakkı gerçekleştirecek olan ve kafirlere büyük darbe indirecek olan seçenek bu idi.

BEDİR SAVAŞI İSTİŞARESİ: Bu konuyla ilgili rivayet şöyledir: Ebu Süfyan başkanlığındaki Kureyş kervanı Şam'dan yola çıkmıştı. Kervanda büyük bir ticaret malı vardı. Cebrail (a.s) gelerek Resulullah Efendimiz'i gelişmelerden haberdar etti ve şöyle dedi: "Ey Muhammed! Al­lah, şu iki gruptan birini yani ya kervanı veya Kureyş ordusunu size vadetti."

Bunun üzerine Rasulullah Efendimiz(s.a.v.) ashabı ile istişare etti. Ashab, (a.s.) az bir savaşla çok ganimet elde edecekleri için kervanı tercih ettiler. Müslü­manlar Resulullah Efendimizin (s.a.v) komutasında Medine'den çıkınca, Mekkeli Müşrikler bu durumdan haberdar oldular.

Mekke'nin liderlerinden Ebu Cehil meclisi toplayarak şöyle seslendi: "Ey Mekke halkı! Kurtuluşa gelin, kurtuluşa, kervanınız sizin malınızdır. Eğer Muhammed onu ele geçirirse, bundan sonra asla kurtuluş bulamazsınız." dedi.

Bu çağrı üzerine Mekkeli Müşrikler de büyük bir ordu hazırladılar ve Bedir'e geldiler. O sırada Ebu Süfyan gelişmelerden haberdar olmuş, güzergahı değiştirerek kervanı kurtarmıştı. Rasulullah Efendimiz (s.a.v.) bu gelişmeyi ashabına haber vererek şöyle buyurdu: "Kervan, deniz kıyısından devam edip gitti. Ebu Cehil ise bize doğru geldi."

Ashab : "Ya Rasulallah! Düşmanı bırakıp kervanı takip etmelisiniz" dediler. Bir kısmı da şu görüşte idi: " Ya Resulullah (s.a.v) biz kervan için geldik. Şayet savaşı daha önceden haber vermiş olsaydın; savaş için hazırlanırdık."

Rasulullah Efendimiz (s.a.v.) bu görüşü hoş karşılamadı. (PAZARTESİ GÜNÜ DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)