"Allah, bir adamın içinde iki kalp yaratmadığı gibi, «zıhar» yaptığınız eşlerinizi de analarınız yerinde tutmadı ve evlatlıklarınızı da öz oğullarınız olarak tanımadı. Bunlar sizin ağızlarınıza geliveren boş sözlerden ibarettir. Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola O eriştirir." (AHZAB 4)

TEK İNSAN TEK KALP: Yaratan Allah, her insan için bir kalp yaratmıştır. İki kalbi olan insan yoktur. Tek kalp sahibi olan insan, tek inanç sistemine, Tevhide yani İslam'a bağlı olmalıdır. Bir insan ben Müslüman'ım dediği halde Allah'ın hükmünü beğenmeyerek beşeri hükümleri tercih edemez. Bir insanda iki kalp olamayacağı gibi İslam ile birlikte başka bir inanç ve ideolajiye Müslümanın sahip olması mümkün değildir.

Münafıklık ile iman da bir yerde durmaz. Mümin ikiyüzlü olamaz. Örneğin Müslüman olduğunu iddia eden bir insan; hem Budist hem Müslüman olamaz. Kapitalist Müslüman, Köminist Müslüman, Faşist Müslüman, Demokrat Müslüman, Sosyalist Müslüman, Fanatik Müslüman, Radikal Müslüman, ılımlı Müslüman gibi tanımlar yanlıştır.

Müslüman Müslümandır. Yanına başka bir inanç sistemi ve ideoloji eklenemez. Bir gönülde iki ilah olmaz. Olursa o kişi Mümin olamaz. "Bunlar insanların uydurduğu boş sözlerden ibarettir. Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola O eriştirir"[1]

MÜSLÜMANIM BEN: Haddi zatında Mümin kişi, Müslüman isminden başka bir ismi kullanmaz. Tarikatçı, Cihatçı, Mezhepçi, Cemaatçi, şucu, bucu gibi isimlere ihtiyaç yoktur. Müslüman ismiyle ilgili ölçümüz şu ayet-i kerime olmalıdır:"İnsanları Allah'a çağıran, iyi iş yapan ve «Ben müslümanlardanım» diyenden daha güzel sözlü kim vardır?"[2] "Müslümanım elhamdülillah!" Allah (c.c.) vermiş bu ismi bize. Bundan daha güzel bir isim ve sıfat olabilir mi?

İKİ KALPLİ ADAM: Mücahid bu ayet-i kerime ile ilgili şöyle demiştir: "Bu ayet, Kureyş kabilesinden, dehasından dolayı, "iki kalpli" diye çağrılan Cumah oğulları'ndan Cümeyl b. Ma'mer el-Fihri isimli bir adam hakkında indi. O, şöyle derdi: Benim içimde iki kalp vardır. Onlardan herbiri ile Muhammed'den daha iyi düşünürüm."[3]

Böyle diyerek K.Kerim ayetlerini beğenmez, küfür ve isyanında inat ederdi. Allah'ın hükmü ve Resulullah Efendimiz'in (s.a.v) sünneti varken, hangi beşer, ben daha iyi düşünürüm, daha iyi hüküm koyabilirim, diyebilir? Böyle bir iddia ve girişim, küfür ve şirkten başka bir şey değildir.

Mevdudi'nin iki kalple ilgili açıklaması ise şöyledir: "Yani, "Bir kimse aynı zamanda hem mümin, hem münafık, hem doğru yolda, hem sapık olamaz."[4]

ZİHAR VE EVLATLIK KONUSU: Bu ayet-i kerimede, Zıhar ve evlatlık konusunda Allah'ın kesin bir hükmü vardır. Artık bu hükmün dışında, bir başka örf, adet, uygulama ve hüküm söz konusu olamaz. Cahiliyye dönemine ait olan bu uygulamaya göre; zıhar yapmak, hanımını annesinin yerinde tuttuğunu belirtip onu ebediyyen boşamak demekti. Bir adam karısına kızdığında "Senin sırtın bana annemin sırtı gibidir" derdi ve böylece zıhar yapmış olurdu.

İbnu'l-Cevzi Zıhar konusunda şöyle der: "Yüce Allah, bu ayet-i kerime ile hanımın hiçbir şekilde anne gibi olmayacağını bildirdi. Cahiliyye devrinde bir adam karısına, "sen bana annemin sırtı gibisin" demesiyle karısını boşamış olurdu."[5] Bir insanda iki kalb olamayacağı gibi, zıhar yapılan eşin anne;
evlatlığın da gerçek oğul gibi olması mümkün değildir.

Resulullah Efendimizin (s.a.v) evlatlığı Hz. Zeyd, İslam öncesi Zeyd bin Muhammed diye çağrılıyordu. K.Kerim'in bu konudaki hükmü inince Hz.Zeyd, babasına nisbet edilerek Zeyd ibn Harise adıyla anılır olmuştur.[6] Resulullah Efendimiz (s.a.v) evlatlık konusunda "Kendisini bildiği halde babasından başkasına nisbet eden kimseye cennet haram kılınmıştır." Buyurmuştur.[7]


[1] Ahzab suresi 4

[2] Fussilet suresi 33

[3] Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi / İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami'l-Kur'an

[4] Tefhimü'l-Kuran

[5] Teysirü'l-beyan fi tefsiri'l-?ur?an

[6] Buharı, K.Tefsir el-Kur'an, Sure: 33, bab: 2

[7] Buhari