KİTABIN ADI:BEYİN SİZSİNİZ-1

"Yetiştirdiğim binlerce doktor, beyin cerrahı, yardımcı doçent, doçent ve profesör öğrencilerime..." diyerek adanmış bir kitaptı elimde tuttuğum.

Pandemiden önce tanımadığım ve ilk defa kitabını okuduğum bilim adamı İsmail Hakkı Aydın, insanda hayranlık uyandıran özellikler taşımakta. Hani derler ya dudağım uçukladı, gözlerim fal taşı gibi açıldı vesaire vesaire...

Heyecanı dile getiren kelimeler burada faaliyete geçer.

Yıllarca insan beyni ile meşgul olmuş beyin cerrahı İsmail Hakkı Aydın Beyefendiyi hayırla yad ediyorum. (yanlış anlaşılmasın kendisi yaşıyor) Kitabın başında hayat öyküsünden önce: bilim insanı, beyin cerrahı, düşünür, edip, şair, güftekar, musikişinas, teolog, filozof, hattat yazıyor. Bu vasıfları okuduktan sonra sanırım sizin de merakınız artmıştır.

1954 yılında doğar ve oralarda ilk, orta ve lise eğitimini alıp Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi bittikten sonra beyin cerrahisi kürsüsünde yürüyüp giden bir insan....

Hani bazen büyüklüğü vurgulamak için "bunlar insan değil!" ifadesi kullanılır ya işte öyle biri.... (insanüstü varlıkmış gibi değerlendirilir.) On parmağında on marifet dedirtecek bunca vasfı taşımak her babayiğidin harcı değil sanırım. Okuduğum kitap "Beyin Sizsiniz" ismini taşıyor.

Kısa bir tanıtım olması açısından 320 sayfalık kitaptan aklımda kalanları söylemem yeterli sanırım.

"Bilim adamlarının ölüm tarihi yoktur. Bir bilim adamını andığımız müddetçe o yaşamaktadır" ifadesini çok beğendim. Bilim adamı olmayı ateşleyen bir ifade gibi geldi bana.

Dedesinin ismini taşıyor olması ona büyük bir onur ve şeref bahşetmiş ve kendi de bu değerin üstüne katmış bir şeyler. "Dedem derdi ki: Ne bulursan oku oğlum. Babası da: okunacak bir şeyler yaz oğlum..." demiş yanında yetiştiği dedesinin öğrettiği ilmi müktesebatı kazanmıştır.

Kitap, farklı zamanlarda yapmış olduğu konuşmaların bir derlemesi gibi. Çünkü bazı bilgiler birkaç defa tekrarlanmış hem de aynı ifade ile.

Beyin hakkında vermiş olduğu bilgilerin yanında beyne dokunabilen insan olma açısından da kendini her zaman özel hissetmiş. Sadece kendisine değil beyin cerrahlarına bu özelliği vermiş.

Bir bilim adamı olmasına rağmen bazen bilimsel verileri bir kıyıya koyup imanının gürlediği cümleleri de okuyoruz. Beynimizi %2 kullanıyoruz diyen literatürü, vallahi de yalan billahi de yalan..." diye reddedip "insanın ilmi de sonsuzdur Allah'ın ilmi gibi..." demesi de ilginç.

Hele kitabın bir yerinde "Kur'an ayetleri bilimsel delil olmaz ama falanca tıp dergisinde yazılmış bir makale bilimsel veri olarak kabul edilir..." dediği zaman çok kızmıştım. Hatta böyle dedesinden tefsir okumuş iman dolu insanın bu ifadeyi kullanması şaşırttı beni. Fakat bu düşünce, bilgiyi elde etme usulleri ve sonuçları hakkında değerlendirme yapılınca, vahyin bir bilimsel çizgiye indirgenmemesi mantıklı geldi bana.

AHMET TAŞTAN

(Yarın devam edecek inşallah!)