Dün köşemizde paylaştığımız Azap Osman Öyküsünü Yıllar yılı bizzat babasının yaşlı gözlerle anlatımından bilen Tüfekçi Yusuf Ustanın Kızı, Şule Yıldırımdemir Tüfekçi yıllar sonra yazdığı Kınalı Kız Şiirinde, bildiklerini şöyle anlatıyor:

Anamın kucağından aldın...

Tut elimi gidiyoruz dedin...Nasıl sevindim baba... Daha dün anam,Parmaklarımı tek tek öpüp,Kına yakmıştı...

Kınalı ellerim ne güzeldi... Sen görmedin...

Bir elinle beni tuttun... Diğer elinle anamı savurdun... Sahi, anam niye çok ağladı baba?

Ben yeni öğrendim yürümeyi... Senin adımlarına yetişemem ki... Ne olur biraz yavaşla...

Hem bak, Ellerim kınalı baba...

Bütün evler arkamızda kaldı...Belki, aha şu tepeye çıkarsak... Oradan görürüm, çökmeye yüz tutmuş evimizi... Nasılda yoruldum...

Bilsem konuşmayı, Sana dönelim diyeceğim...

Anamı özledim, acıktım..... Ama sen durmuyorsun ki baba...

Beni sırtına aldın, Uyu kızım dedin... Çok üşümüşüm... Sen beni ısıttın baba...

Yüksek dağların ötesine geçtik... Bir başka diyara geldik... Beni öptün kokladın...

Geldik kızım dedin...İşte yeni evin burası...

Bir tüfek parası berdelin olsun, Kızım Antep'e kurban olsun....

Bıraktın ellerimi... Kınalı ellerim ne güzeldi... Sen görmedin baba...

Bilirim, sevgini koydun gittin bana...

Fakirliği onuruna yediremedin... Herkes çabalarken, sen durup seyredemedin...

Anladım artık neden kınalı ellerim?

Bir haksız savaşa kurban oldum ama. Sen bir daha dönmedin baba...

Koca başlı dağların ardında, Bırak bir kızın olsun...

Gözyaşlarım... Berdel ettiğin tüfeğe kurşun olsun...

Bu dünyada haksızlık son bulsun...

Benim adımı Antep'li yüreğine sorsun...

Baba, hakkım sana helal olsun.!!