Kim seviniyorsa o kazandı. Ben böyle bir formül buldum ve işin içinden çıktım. Seçim sonuçları açıldığında birden üzülenler olmuştur. Yüksek oran aşağılara doğru inerken sevinenlerdi bunlar. Sandıklar açılıyor ve yüzdelik oran gittikçe düşüyordu.

Bu düşüş yüzde elli beşlere geldiğinde sandıkların yüzde atmışı açılmıştı ve diğer sandıklar açıldıkça yürekler ağızlara geliyordu. Sanki çivi tutmaz olmuştu. Devamlı düşüş, korkutuyor ve üzüyordu.

Sonunda sandıklar açıldı ve oran bir yerde durdu kaldı yüzde elli bir küsurat...

Kim sevindi bir kez daha gözleyelim. Seçimi mimarı kazandı. Nadir zamanlarda büyük milletlerin önüne düşen lider kazandı. Millet kazandı. Uzak diyarlarda dua ordusuyla sürece katkı sunan mazlum milletler kazandı.

Aliye İzzet Begoviç, Bosna halkını Türkiye'ye emanet etmişti, onlar sevindi çünkü kazandılar. Zorluk zamanlarında Türkiye'nin yanında olan Katar tebrik etti, sevindi. Can Azerbaycan, candan dost ülke sevindi ve tebrik etti, onlar da kazandılar.

Bu listeyi bu üslupla bir zincir gibi sıralayabiliriz. Sevinenlerimiz kadar üzülenler de vardır. Bunu bilmek için kahin olmak ya da anketör olmaya gerek yok. Ancak sevinenler ile üzülenler arasında derin bir fark vardı.

Üzülenler bu güne kadar bu işi kendilerine alışkanlık yapmış olmalılar. Zira bu tekerrür eden bir sonuçtur. Gönlünü millete vermiş, dini mübin-i İslamın da öngördüğü tarzla hizmet eden Müslüman bir adamın yolunu açıyor Yaradan.

"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" düsturunu rehber edinmiş bir yönetim sahipleri hemen devreye girdiler ve bu referandumun kaybedeni yok dediler. Sonuçlar bize Türkiye'nin kazandığını söylüyor.

Nasıl güçlü devlet olunacağını, nasıl güzel ve faydalı yatırımlar yapılacağını gördükçe "Allah bizi affetsin biz nasılda yanılmışız, ellerimiz kırılsaydı da hayır demeseydik" diyecek onca gafil çıkacaktır.

İnsanoğlu böyledir yani cahil ve hırslı. Peşin olana tamah eder, vaatlere kanar. Zaman olur aklı tutulur ve doğruyu göremez. Bazen de Allah belamı versin diye kendine beddua eder. Belasını bulunca aklı başına gelir. Kerim kitapta da buna benzer bir şekilde anlatılır insanoğlu. "Hani Allah'ın vaat ettiği azap nerede, gönderse ya Rabbin?" diye peygamberlerine diklenen zavallı milletler vardır gazaba uğramış.

Neyse tarihin tozlu sahifelerinden çıkalım ve beş sıfır da olsa bir sıfır da olsa üç puanı alan takım belli oldu. Basiret sahibi, hikmete vasıl olmuş Anadolu insanı liderini dinlemiş, sözüne kulak vermiş ve desteklemiştir. Bu sonuçları okuyanlar çok anlamlar çıkaracaktır. Nereden bakacağını bilenler ile sonuçtan aşırı rahatsız olanların bir noktada durup kabulleneceklerdir. Sonuç, yüzde elli iki ile yüzde kırk sekiz olarak belirlenmiştir.

Birileri çok isabetli yazmış, birilerinin aklı hala nefsine takılmış öylece konuşuyor. Partiler arası oranlar, partiler arası söylemler uçuşuyor. Kışkırtmalar, sataşmalar laf atmalar... İtidalli söyleyenler diyor ki, siyaset bir satrançtır oynamasını bilmek lazımdır. Seçimler bir maç gibidir. Geçtiğini fark edenler, seçim sonrası sorumluluk bilinciyle birlik beraberlik mesajları veriyorlar.

İyi ki devletin sahibi millet kazandı. Allah, sevinenlerin sayısını artırsın. Gerçekten mühim zamanlardan geçiyoruz. Sivil siyasetçilerin hazırladığı bir anayasa ile yönetiliriz bundan sonra. Yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi bizi biz kılar. Milletten çalınmış bir devlet görüntüsünden kurtarır bizi. Bölgemizde güçlü, sözü geçen ve oyunu kuran bir devlet yapar bizi inşallah.