Ben ilkokulu Şükrünailipaşa ilkokulunda okudum.. Bir ilkokul öğretmenim vardı ismini yazmayacağım.. İnegöl'de yaşıyor hala kendisi.. Ara sıra yolda denk geliriz.. Çok şey öğrendim kendisinden.. En son CHP ilçe örgütünde yönetimdeydi.. Bayağı yaşlanmış.. Ne haldedir şimdi bilmiyorum. Aylardırda görmedim..

Hep bize sorardı "çocuklar buradan sonra hangi okula gideceksiniz?" diye... Ben imam hatip lisesi demiştim.. Çok bozulmuştu.. Zaten ondan sonra bana karşı tavırları da değişmişti.. Beni çok seven, üzerime titreyen o babacan gitmiş yerine eli sopalı bir ceberrut gelmişti.. İyi bir tarafı da döveceği zaman dışarı çıkartır kordidorda döverdi.. Çok anlayışlıymış meğer.. Rencide etmeyecek ya malum.. Gerçi kulaklarımdan tutup kafamı sınıfın koridor tarafından duvara vurdurduğunda içeriye ses gidiyordu neyseki en azından sadece duyuluyordu görünmüyordu.. İçeridekiler "aha hoca yine Vedat'ın kafadan kıvılcım çıkarttı" diye konuşmadıklarına inanmak istiyordum ama "olsun hocadır döverde severde" diyerek hiç bir şey olmamış gibi utana sıkıla sıramıza geçip otururduk...

Mesela Edirne Keşan'ı bu öğretmenim sayesinde öğrenmiştim. Kendisi oralıydı. Ufacık bir şeyde memleketinden örnek verirdi. Bizim Keşan'da şöyle derler, bizim Keşan'da böyle yaparlar.. Hayatımda ilk öğrendiğim ilçe İnegöl'den sonra sanırım Keşan'dı.. Hey gidi günler heey..

Yine de üzerimizde emekleri elbette çok.. Hakkını yememek lazım.. Ama demek ki eskiden beri ideolojik bakış ile çocuk yetiştirmek ya da kategorize edip ona göre tavır almak sorunsalı varmış.. Ananın, babanın giyimine, senin inancına kadar herşeye göre öğrenciler öğretmenin kategorize etmesi sıkıntısıyla karşı karşıyalar.. Hangi ideolojiden olursa oldun bu böyle maalesef.. Oysa ilkokul son sınıf dahil derslerim hep pekiyi idi.. O dayakları neden yediğimi hala anlamıyorum... Bu vesile ile tüm öğretmenlerin geçte olsa öğretmenler gününü kutluyorum..

NİETZSCHE BİLE HAKKINI VERİYOR

Ateist filozof Nietzsche diyor ki Deccal adlı eserinde: "Eğer İslam, Hristiyanlığı küçük ve hakir görüyor idiyse, böyle görmekte bin kez haklıydı: Çünkü İslam, insanı yüceltir ama putlaştırmaz...

Hristiyanlık, bizi, kadim dünyanın kültürünün mahsulünden mahrum bırakmıştı. Üstelik bununla da yetinmemiş, daha sonraları, bizi İslam kültürünün mahsulünden de mahrum etmişti. Aslında bize, Grek kültüründen de, Roma kültüründe de, esasta temel meseleler açısından daha yakın olan, bizim duygularımıza, zevklerimize ve seçimlerimize daha doğrudan hitap eden İspanya'daki o harikulade İslam kültürü ve İslam kültürünün eşsiz birikimi ayaklar altına alınarak çiğnenmiş ve yok edilmişti.

İyi de, neden? Nedeni şuydu: Çünkü İslam kültürü, asil bir kültürdü; çünkü İslam kültürü, kökenlerini, temellerini insan fıtratına borçluydu; çünkü İslam kültürü, İspanya'daki Müslüman hayatının nadir bulunan, nefis hazinelerinin üzerinde bile hayata evet diyordu! Daha sonraları, Haçlılar, estirdikleri o toz bulutunun ortasında, aslında önünde diz çökmeleri gereken, diz çökmekle daha iyi bir yapmış olacakları bir şeye karşı, asil bir kültüre karşı, bizim bugünkü 19. yüzyıl kültürümüzle mukayese edildiğinde, bizim çağdaş kültürümüzün, kendisini, İslam kültürünün yanında son derece "yoksul" ve oldukça "geç kalmış" bir kültür olarak görebileceği böylesine asil ve yüksek bir kültüre karşı savaş açmışlardı. Haçlılar, ganimet peşinde koşuşturuyorlardı, hiç şüphesiz ki. Çünkü Doğu, İslam dünyası, zengindi..."

Ateist filozof bile İslam'ın hakkını veriyorda bizim sonradan görme Türk atesitler veremiyor. Objektif dahi olamıyorlar. Bırakın tüm dinlere karşı aynı tavrı göstermeyi İslam'a özellikle savaş açmışlar.. Lakin güneş balçıkla sıvanamaz..