Ülkemizde çok ilginç insanlar var, aynı zamanda ilginç olduğu kadar birçok tuhaflıkları da yapıyor. İnternet gazetelerinde sörf yaparken, ilgimi çeken ve beni düşündüren, güldüren, kızdıran bir haber okudum. Haber Eskişehir' de geçiyordu. Haberde kendisini Hz Süleyman'ın soyundan geldiğini iddia ederek, tedavi olmak için sağaltıma gelenlere kanını içirdiği, bunun karşılığında insanları 3 Milyon TL dolandırdığı gerekçesiyle dolandırıcının tutuklandığı yazıyordu. İnsanları dolandıranları mazur görmem mümkün değil ama peki aldatılmak için gidenlere ne demeli. Bu ülkede en çok pirim yapan şey insanların dini duygularını sömürmek var ve bu sömürüye de insanlarımız çok yatkın. Beynini kullanmaktan aciz insanlarımızın galiba affedilecek günahı çok olacak ki, günahlarının affedileceğini düşünerek, kendisini şeyh, şıh, cemaat lideri, cemiyet liderlerine teslim ediyor. Bu teslimiyetin sınırsızlığı o kadar fazla ki cemaat liderinin abdest sularını içenlerden tutun da, ağzını sildiği peçeteyi çiğneyip yutanların ve mübarek olduğu için evinde mahzende saklayanların da olduğunu okuduk, haberlerden duyduk, öğrendik. Bütün bu yapılanlar Allah'a şirk koşmak değil mi? Günahları kul hakkı hariç yalnızca Allah affetmiyor mu? Yoksa bizim bilmediğimiz başka değerler mi var?

Bir söz var çok özür diliyorum ama 'Siz eşek olduktan sonra sırtınıza semer vuracak çok insan çıkar.' Yukarıda ki haberin sıcaklığı geçmemişti ki başka bir haber internet sayfalarına düştü. 'Elazığ'da, kendisini, Mısır'da yaşadığını iddia ettiği hayali şeyh 'Muhammed Mustafa'nın 'yeryüzündeki' temsilcisi olarak tanıtan Oğuzhan Karahanlı, kardeşiyle birlikte iş insanı Zülküf Altıntaş'tan 13 milyon, 6 iş insanından da 4 milyon olmak üzere toplam 17 milyon TL dolandırdığı, yazıyordu.' Şimdi burada suçlu olan kandıran mı? Kendisini avcıya teslim eden kandırılanmı? Be kardeşim Allah sana akıl vermiş hala ne diye şıh'dan, şeyh'den medet umuyorsun, Allah sana yetmiyor mu?

Bu haberler duygu sömürüsü için yeterli oldu mu? Hayır, malum yıllar önce de kamuoyu tarafından çok yakından bilinen sözüm ona bir cemaat lideri de 5 TL'lik terlikleri 135 TL' ye müritlerine satmıştı. Sözüm ona müritlerine'Bu terlikleri kim giyerse Peygamberimizi rüyasında görür.' vadinde bulunarak, masum insanların temiz duygularını sömürme yolunu seçmişti.

Bunlar haberlere düşenler hele bir de haberlere düşmeyenler var ki, evlere şenlik. Efendim Anadolu da bir kentte bizlere göre meczup ama aslında hiç de meczup olmayan kişinin, yaptığı şeylerin yenilir yutulur cinsten olmadığını söylemiş olursam hiç de abartmamış olurum. Bu kişi 70- 80 yaşlarında bir kadın, yaptığı şey her insanın cesaret edemeyeceği bir iş, tam bir filmlik. Bu kişinin yaptığı nedir diye meraklandığınızı biliyorum ama biraz sabırlı olmanızı istiyorum. Şimdi sıkı durun, bakalım kim bu yazdıklarımı yapabilecek cesarete sahip. Efendim hikayemizin kahramanı, düşünmüş taşınmış ne yapabilirim, nasıl hem sevap alırım hem de para kazanırım diye bir plan yapmış ve uygulamaya koymuş, uyguladığı da tıkır tıkır işlemiş. Kahramanımız evinin bahçesine kendi adına bir yatır yaptırmış, adına da Neyime Sultan Yatırı demiş. Kendisi önce yaptırdığı yatıra bez parçaları bağlamış, önüne de bozuk paraları bırakmış. Sözüm ona yatırın yanından geçenlere 'Efendim burada Neyime Sultan Yatırı var. Hastalara şifa dertlilere deva, bekarlara heva vermektedir, duanız kabul ve makbul olur. Duanızın kabul olması için elinizin açık, yüreğiniz cömert olması lazım. Neyime Sultan Yatırının bakımı için cömertliğiniz göstermeniz gerek ki günahlarınız af ola ondan sonra cennete gidesiniz, onun için Neyime Sultan Yatırına bağışta bulunmalısınız.'

Benim, saf ve temiz yürekli insanlarım 'Neyime Sultan Yatırı' için yaptıkları bağışların günahlarının affedileceği duygusuyla cömert cömert bağışlar yapmaya başlarlar. Neyime Sultan bir taş ile iki kuş vurmaya başlamıştır, kendisi sağ olduğu halde yatırı bir yandan tıkır tıkır dua diğer yandan para kazanmaya başlar. Akşam olunca Neyime Sultan, yatıra bağışlanan paraları alarak gününü gün eder, sefasına sefa katar, güllük gülistanlık içinde yaşamaya başlar. 'Neyime Sultan Yatırı' olur 'Kendime Yatır.'