Psikoloji bilimi öyle bir mucizevi bir hal aldı ki her sorunun her başarının altından çıkmaya başladı. Psikoloji adeta sihirli bir değenek gibi her ortamda insanların ağzına pelesenk oldu. İnsanların davranış biçimlerinin nedeni olarak, üretim becerilerinin başarısı olarak, sağlıklı düşünmenin nedeni olarak da ne idüğü belli olmayan, davranış biçimlerinin nedenini açıklamaya çalışan psikoloji bilimi hep karşımıza çıkmaya başladı.

Malum LGS 5 Haziranda, YKS ise 18 ve 19 Haziran 2022 tarihlerinde yapılacak. Bu tarihe kadar sınav grubu öğrencilerinin sağlıklı bir psikolojik alt yapıya ulaşmalarını sağlamak için çeşitli etkinliklerin yapılması kaçınılmaz oluyor. Bu anlamda gerek yöneticiler, gerek koç öğretmenleri, gerek rehber öğretmenler, gerekse anne babalar bir uzman easıyla çocukların ve gençlerin sınav psikolojisiyle ilgileniyorlar. Bu anlayışa doğal olarak kurumsal anlamda bizlerde katılalım diye düşündük.

Bu konuyu her ortam, her şart ve her ahvalde kendi içimizde konuştuk ve tartıştık. Bizim konuşmalarımız ve yorumlarımıza karşılık öğrencilerden yeterli feedback almış olduğumuzu söyleyemem. Öğrencilerin motivasyonunu artırmak, çalışmalarını kalıcı hale getirmek, bıkkınlıklarını azaltmak adına öğrencilerimizin karşısına mesleğimiz gereği bir uzman unvanıyla çıkalım diye düşündük ve düşündüğümüzü hemen uygulamaya koyduk.

Öğrencilerimi küçük gruplar halinde toplantı mekanına aldık onlarla interaktif bir etkinlik yapmaya başladık. Etkinliğe başlamadan önce öğrencilere hangi konuda kendileriyle paylaşımda bulunulması gerektiğini sorduğumda, öğrencilerin çoğu 'Sınav Kaygısı' konusunun irdelenmesini istedi. Öğrencilerden böyle bir soru geldikten sonra işimin artık kolaylaştığını düşünmeye başladım ve şu soruyu yönelttim.

Çocuklar kaygı nedir?

Kaygı olmasa ne olur?

Öğrenciler, benim soruma karşılık, kaygının başarıyı olumsuz etkilediğini ve kaygı duymaları nedeniyle hayata olumlu bakamadıklarını ifade ettiler. Öğrencilerimin kaygıyı öcü gibi görmelerine karşılık onun öyle sanıldığı gibi bir öcü olmadığını ifade ederek sözlerime devam ettim.

Çocuklar, biliyor musunuz? Kaygı olmazsa hayatımız nasıl olur? Ya da kaygı olursa hayatımız nasıl olur? Bu duygunun analizinin yapılması gerektiğini düşünüyorum, onun için hayatımızın olmazsa olmaz duygularından olan kaygıyı hep birlikte enine boyuna tartışalım. Şimdi soruyorum kaygı nedir? Kaygılandığınız zaman vücudunuzda ne tür değişimler oluyor?

'Öğretmenim kaygılandığım zaman ellerim titriyor, sesim titriyor, konuşmakta zorluk çekiyorum, dizlerimin bağı çözülüyor, mideme kramplar giriyor?'

Alp'in vermiş olduğu bu cevaba karşılık, bazı öğrencilerde benzer tepkiler gösterdiklerini ifade ettiler. Alp'e teşekkür ettikten sonra evet sevgili gençler kaygılı bir bireyde bu tür tepkiler gözlemlemek her zaman mümkündür. Unutmayalım ki kaygı hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Biliyoruz ki kaygı bireyin kedisini güvene alma tepkisi, kaygı başarılı olmak için olmazsa olmaz duygu, kaygı geleceği güvenli adımlarla inşa etmek için gerekli anahtar. Kaygı kişinin kendisini tehlikelere karşı koruması için gerekli bir davranış biçimi.

Korku ile kaygı iç içe girmiş girift duygulardır genellikle karıştırılır. Korku gerçek, kaygı ise sanaldır. Korkuda realizm vardır, kaygıda ise sürrealizm. Kaygısız bir hayatta başarısızlık, geleceksizlik, güvensizlik vardır. Çoğu zarar, azı karadır, kaygının. Başarınızı taçlandıracak, geleceğinizi güven altına alacak kaygılı hayatlar dileğimle.