Noktacı K?sım Efendi, aslen, Antakya'lıdır; baba adı, İlyas; dede adı İdris'tir . Abdülkadir-i Geylani (H. 470-561/M. 1077-1165) torunların- dandır . Çevresinde yer alan yakın dostlarının teşviki ve rüyasında Hz. Peygamber (s.a.v.)'den aldığı manevi bir işaret üzerine 1496 yılında ''Cevahirü'l-Ahbar'' adlı eserini Arapça olarak kaleme almıştır.

Sultan II. Beyazıt'ın (1481-1512) son sadrazamı Sadrazam Koca Mustafa Paşa'nın İstanbul' da Kızlar Kilisesi'ni tekke olarak ihya ederek hizmete açtığı Koca Mustafa Paşa Dergahı'na şeyh olarak atanmış olan Cemal Halveti, Hac farizasını ifa etmek için yola çıkmış ; ancak daha Medine' ye varmadan Şam coğrafyasında hastalanarak bu coğrafyada Hakk'a yürümüştür.

Bu sırada Antakya'da yaşamakta olan Noktacı K?sım Efendi, Cemal Halveti'den boşalan İstanbul Koca Mustafa Paşa Halveti Dergahı'na şeyh olarak atanmayı arzu etmiş ve İstanbul'daki ilgililerden bir davet beklemiştir. Beklediği davet gelmeyince o da, Arapça olarak kaleme almış olduğu "Cevahirü'l-Ahbar'' adlı eserini yanına alarak ilk Osmanlı başkenti olan Bursa'ya gelmiş ve Yiğitbaşı Hace İlyas Külliyesi'ne yerleşmiştir.

Hace İlyas Bey külliyesi, İnegöl fatihi Turgut Alp'in oğlu İlyas Bey tarafından Bursa- Camii Kebir civarında inşa edilerek halkın hizmetine sunulmuş bir külliyedir. Şu kadar var ki Noktacı Kasım Efendi'nin kaleme almış olduğu eser, Arapça olduğundan bunun halk tarafından okunması ve muhtevasından yararlanması mümkün görülmediğinden Türkçe'ye tercüme edilmesi ön görülmüştür.

Zira bu dönemde Gelibolu'lu Yazıcızade Ahmed ve Mehmed Efendiler, Türkçe olarak Ahmediye, Muhammediye ve Envarü'l-Aşıkin isimli kitaplarını yazmış ve halkın istifadesine sunmuş bulunmakta idiler . Bu sebepten K?sım Efendi, Arapça kaleme almış olduğu ''Cevahirü'l-Ahbar'' adlı eserini Türkçe'ye aktarmaya karar vermiş ; sosyal ve de tasavvufi bir ortamda bulunmayı gerekli görmüştür.

Bu amaca yönelik olarak-gerekli formasyonu kazanmak amacıyla- K?sım Efendi , Yiğitbaşı Hace İlyas Külliyesi'nden ayrılarak Hüdavendigar Sultan I. Murat Külliyesi'nin bulunduğu Çekirge yöresine intikal eylemiştir.Burada Yiğitbaşı Ahmed Şemseddin Marmaravi'nin halifelerinden İzzeddin Ali Karamani'ye intisap ederek bu zattan Halveti geleneği üzere hem icazet ve hem de hilafet almıştır.

Bu sırada hilafet ve icazet aldığı Ali Karamani'nin şeyhi, Yiğitbaşı Ahmed Şemseddin Marmaravi'nin kaleme almış olduğu tasavvufi eserlerden de yararlanarak 1496 yılında Antakya'da Arapça olarak kaleme almış olduğu ''Cevahirü'l-Ahbar'' kitabını Türkçe'ye aktarmaya başlamıştır.

Kitabının mukaddime bölümünde ifade ettiği üzere ; Noktacı Kasım Efendi, eserini Türkçe'ye aktarma hususunda oldukça zorlanmıştır ; tabir caiz ise kitabını yeniden yazmıştır. Kasım Efendi, kitabını kaleme alırken genç-ihtiyar her seviyeden halk tabakasını hedef aldığı için kullandığı dil, kitabi bir dil olmamıştır; bab ve bölüm başlıkları, ilk kaleme alındığı dönemde olduğu gibi Arapça kalmıştır.

Bölüm ve içerikler, halk diliyle ve de destani bir anlatım ile Türkçe'ye aktarılmıştır . 'Cevahirü'l- Ahbar'' , 32 bölümdür ; her bölümde önce konu ile ilgili referans gösterilen ayet ve hadislere yer verilerek bunla rın tasavvufi yorumları yapılmıştır. Ardından da aynı konu, manzum bir şekilde yeniden işlenerek özet halinde okuyucuya verilmiştir.Ayrıca her bölüm, yapılan bir dua ile sonlandırılmıştır. K?sım Efendi, Bursa Çekirge yöresinde irşad hizmeti gören şeyhi İzzeddin Ali Karamani'den icazet ve hilafet aldıktan sonra Muradiye Külliyesi civarına yerleşmiştir. Burada Bahri Baba Halveti Dergahı civarında o da Halveti geleneği üzere irşad hizmetine başlamıştır. Bu arada kendisine "Şehzade Türbe Vakıfları"nda yapılan hizmetleri yürütme ve denetleme görevi verilmiş olduğundan Kasım Efendi, "Noktacı" lakabı ile anılmaya başlamıştır

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR