Osmanlı devleti zamanında yabancı devletlere verilen ayrıcalıklara kapitülasyon denir.İlk kez Kanuni Sultan Süleyman zamanında Fransa'ya verilmişti kapitülasyonlar.Amaç, Osmanlı'ya karşı sürekli ittifak kuran Avrupa'nın birliğini bozup, Fransa'yı o ittifaktan koparmaktı. Bu haliyle Osmanlı'nın faydasınaydı.

İlerleyen yüzyıllarda Osmanlı zayıflayınca, başka devletlere de kapitülasyonlar verildi ki bunların tamamına yakını Osmanlı'nın aleyhine, karşı devletin lehineydi.Üstelik bu ayrıcalıkların kapsamı genişlemiş ve sadece ekonomik alanda değil siyasi, hukuki anlamda da kapitülasyonlar verilir olmuştu.

Avrupalı devletler, verilen o ayrıcalıkları Osmanlı'yı köşeye sıkıştırmak, devletin kaynaklarına çökmek, ülke içindeki işbirlikçilerini korumak, Osmanlı'yı parçalamak isteyen çetelere destek vermek, azınlıkları isyan ettirmek için kullanmışlardı.Özellikle 19.asrın ortalarından yıkılışına kadar olan süreçte, devleti Avrupalı sömürgen güçlerin paryası haline getiren, adeta Osmanlı'nın bağımsızlığının üstüne kabus gibi çöken bu kapitülasyonlar, devletin yıkılış sebeplerinden biri olmuştur.

1.Dünya Savaşı başladığında, Avrupalı sömürgen devletlerin savaşta olmasından istifadeyle Osmanlı Devleti bu kapitülasyonları tek taraflı olarak kaldırdığını ilan etmişti.Sonrasında kazandığımız Milli Mücadele'nin ardından imzalanan Lozan Antlaşmasıyla kapitülasyonlar tamamen kaldırılmıştır.

Ancak Milli Mücadele döneminde de, Cumhuriyet tarihimizde de kapitülasyon sevdası bitmemiştir Sömürgen Batılı devletlerde.Kendilerini herşeyin sahibi gören, kendi belirledikleri uluslararası hukuku menfaatleri için sürekli çiğneyen Batılı güçler, kontrollerinden çıkmamamız için yaklaşık 150 yıldır her yolu denemektedirler.Ve bu çabalarında kendilerine yardım eden yerli işbirlikçileri de her zaman kullanmışlardır.

Milli Mücadele sürerken, "ABD mandasına girelim" diyenlerden, "İngiliz mandasına girelim" diyen İngiliz Muhipleri Cemiyetine kadar pek çok mandacı batıkafalılar vardı.Yani hem batıya hem de yerli işbirlikçileri olan batıkafalı mandacılara karşı mücadele ettik o yıllarda.

İlerleyen yıllarda da bu batıkafalılar hep etkin oldular ülkede.Siyasette, orduda, medyada, üniversitelerde gücü elinde bulunduran bu kesim, batı aşkıyla kör olan gözleriyle, ülkede herşeyi batıya endeksleyip, batıya adeta kuyruk olmayı savundular.Temel ve tek fikirleri vede tek dertleri, "aman batıdan uzaklaşmayalım" şeklinde özetlenebilecek bu kesim, kendileri gibi düşünmeyenleri düşmanlaştırıp, ötekileştirip ülkenin iplerini ellerinde tuttular.

Ne zamanki yerli ve milli hamleler yapamayız kalktık, karşımızda önce bu batıkafalıları bulduk sonra batılıları.İç kargaşa, ekonomik saldırılar, darbeler, terör dahil her yolu kullanarak tam bağımsızlık yolundaki adımlarımızı engellemeye çalıştılar. Bunu yaparken, her zaman, bütün batıkafalılar birbirine sahip çıktı, güçleri yetmeyen konulardan da batılı devletler yerli işbirlikçilerini korudular. Aslında yakın tarihimizin özeti ve kısırdöngüsüdür bu.

Guncel örnekle baglayalım.Soros denen bir adam var, Derin Dünya Devleti'nin tetikçisi bir adam. Sözde sivil toplum kuruluşları kuruyor pek çok ülkede.O örgütler üzerinden, terör örgütleri dahil tüm batı işbirlikçilerine para akıtıyor, böylece ülkelerde darbe dahil pek çok yolla yönetimleri değiştiriyor veya yönetimleri batının dümen suyuna sokuyor. "Karıştırıcı Soros"un işi özetle bu.

Bu Soros'un Türkiye temsilcisi olan bir kişi bir süredir hapiste. Gezi İsyanı ve 15 Temmuz'un organizatörlerinden biri olduğu iddiasıyla, mahkemece tutuklandı.Türkiye'de birileri durup durup o kişiyi hapisten kurtarmaya çalışıyor.Kapitülasyon özlemi ve mandacılık sevdalısı bu kesimlerin batı medyasından aldıkları destek yetmemiş olacakki, 10 ülkenin büyükelçişi devreye girdi ve serbest bırakın osmanımızı dediler.Lafı uzatmaya gerekte yok, yerimizde yok:Bir kişiyi kim koruyorsa o kişi onların adamıdır nokta.

Bu ülke kimsenin mandası değildir, kimsenin kuyruğu da değildir nokta.

Cumhurbaşkanı o 10 büyükelçinin " istenmeyen kişi" ilan edeceğini açıklayınca geri adım atan o ülkeler, "içişlerinize karışmayız" anlamında açıklama yapıp geri adım attılar. Bu tavrımız bağımsız devlet tavrıdır, nokta.

Fetö hainlerinden, Pkk bölücülerine kadar kim varsa batının kuklalığını yapan, bilsinler ki kapitülasyonlar devri de, mandacılık hayalleri de tarihe gömülmüştür.Bir avuç batıkafalının, büyük Türk milletine kader çizdiği, ülkenin kaymağını yiyip milleti aşağıladığı günler de tarihe gömülmüştür.

"Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım..."