Tarih boyunca kadınlar hep tartışılan varlık olmaktan kurtulamadılar.Ortaçağ dünyasında kadının ruhu var mı yok mu ? Onu da insan sınıfından sayalım mı saymayalım mı? tartışmaları yapılırken, İslam öncesi cahiliye toplumunda da kadın adeta bir meta’ gibi algılanıyordu.

Kadına gerçek değeri İslam dini vermiştir.Çünkü bir çok doktrinler kadın -erkek eşit mi değil mi? diye tartışırken İslam dini,kadın da erkek de neticede bir kadının çocuğudur diyerek ilk iman edenin kadın olduğunu (Hz.Hatice) (r.a) ilk şehidin kadın olduğunu (Sümeyye) ve ilk öğretmenin (evde ) kadın olduğunu bize hatırlatıyordu. Hz.Peygamber (sav)”Cennet annelerin ayakları altındadır” buyurarak anneleri en yüksek yere taşımıştır.

Kadın,hisli.duygulu ve samimi bir varlık olduğu için her zaman istismar edilmiştir.İslam dini kadını nefsani/şehevi istismarlardan korumak için tesettürü (örtünmeyi) farz kılmıştır.İslam dini Müslüman kadınlara örtünmeyi emretmekle kadına aslında en büyük değeri veriş onu şehvet düşkünü sefil insanlardan korumuştur.

Günlük hayatımızda da değerli maddelerin örtülü olduğunu görüyoruz. Manavlarda ki pahalı portakallar beyaz kağıtlara sarılıdırlar. Kuyumculardaki pırlantalar mutlaka bir kadife beze sarılı olup küçük kutularda saklanmaktadırlar.Hemen hemen bütün meyve ve sebzelerin kabukları vardır.Kabuklarını soyun kısa süre sonra buruşup bozulduklarını göreceksiniz.

Örtü kadının dişiliğini değil kişiliğini ön plana çıkartır. Erkek, kadına baktığı zaman dişiliğine değil kişiliğine bakmak zorunda kalır.

Cahiliye döneminde kadınlar örtünmeye dikkat etmezlerdi.Boyunları,saçları ve küpeleri açıktı.Kadınların örtünmesiyle ilgili Ku’an’da emirler vardır:Ahzab suresi 59.ayeti kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:” Ey Peygamberhanımlarına,kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına söyle,bedenlerini örtecek elbiseler giysinler.Bu onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur.Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır çok merhamet edicidir.”

Nur Suresi 31. ayette de şöyle buyuruluyor:”Mü’min kadınlara da söyle:Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar.Namus ve iffetlerini muhafaza etsinler.Görünen kısımları (el,yüz) müstesna olmak üzere,ziynetlerini teşhir etmesinler.Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar.”

Ayet-i kerimelerden şu sonuçları çıkartıyoruz.Kadınların namahreme bakmamaları , namuslarını korumaları emrediliyor.Başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar.Yani baş,saçların tümü, kulaklar göğüs ve boğaz örtünmelidir.

Bir gün Resulullah (sav) baldızı (Hz.Aişe’nın kız kardeşi) Esma’yı ince bir elbiseyle görünce hemen yüzünü çevirmiş “Esma Kadın ergenlik çağına (buluğa) erdikten sonra şundan ve şundan başka (el ve yüzü işaret ederek) yerlerin görünmesi caiz değildir”buyurmuştur.

Hz.Aişe (ra) der ki:Örtünme ayeti gelince,erkekler bu ayeti hanımlarına ilettiler.Bütün Müslüman kadınlar istisnasız,yünden ve pamuktan yapılmış elbiselere büründüler.Ve sabah namazında hepsi örtünmüş olarak saflardaki yerini aldılar.

Tesettür bir bütündür.Baş örtülüyken vücudu örten diğer elbiseler de başörtüsünün ruhuna uygun olmalıdır.Yani mütemmimi olmalıdır.Baş örtülüyleyken vücudu örten elbiseler kısacık ise veya vücut hatlarını belli ettirecek kadar daracık ise o giyinme şekli gerçek bir tesettürü yansıtamaz.Elbise,takva ölçüsü olmalıdır.Aşırı lüks veya pejmürde olmamalıdır.İslami olmayan giysiler taklit edilmemelidir.Örtünme, Allah’a gerçek kul olmanın simgesidir.

Örtünme emri, kadın sosyal hayatın içine girsin diye farz kılınmıştır. Kadın okul okusun,ticaret yapsın ve toplumun içine girsin diye örtü vardır.Kadın okumayacaksa ,toplumun içine karışmayacaksa evde hapsedilecekse o zaman örtünün ne anlamı vardır ki? Zaten evde babasına,eşine, çocuğuna, kardeşine karşı örtünmesine gerek yok ki.

Kızlarınızı okutmayın, diyenlere soruyoruz. Hanımlarınız hastalandığında neden bayan doktor arıyorsunuz?