Geçtiğimiz aylarda 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü ülke çapında kutladık.Herkes sosyal medyada güzel güzel sözler paylaştı.Kimileri şiirler yazdı.Dost ve akrabalarımızın kadınlar gününü kutladık.İyi dileklerimizi sunduk.Çok sevdiklerimize çiçekler gönderdik.Bütün bunlarla gururlandık.Kadınların mutluluklarına ortak olduk.

Sadece yılın bir gününde değil de yılın 365 günü bu özel günde yaptıklarımızı yapabilsek ne güzel olurdu.Değil mi?Ama maalesef kadınlara hak ettikleri değeri vermeyi beceremiyoruz galiba.

Her yeni gelen gün;kadına saygının,ölümlerin,şiddetin,cinsiyet ayrımcılığının,tecavüzlerin ve çocuk gelinlerin olmadığı bir dünya için bir başlangıç olsun.

Murat Bozoğlu kadını ne güzel tarif etmiş.''Kadın annedir/Kadın cennettir/Kadın çiçektir/Kadın şiirdir/Kadın müziktir/Kadın vefadır/Kadın nefes aldığımız dünyadır.Bu duygu yüklü şiire katılmamak elde mi?

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) Veda haccında, 9 Zilhicce Cuma günü zevalden sonra Kasva adlı devesi üzerinde, Arafat Vadisi'nin ortasında bütün insanlığa şöyle hitabetti: ''Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim.'' Sözü ne kadar anlamlı değil mi? Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'in bu uyarısına rağmen kadına şiddetin ve kadın çinayetlerinin sonunun gelmemesi de ne kadar üzücü değil mi?

Albert Einstein'in''Şiddet.ahlak seviyesi düşük erkeklere her zaman çekici gelmiştir.''sözü günümüzdeki şiddet eğilimlilerin durumunu ne güzel açıklamaktadır.

Şiddet,aciz ve aklını kullanamayan kişilerin kendini ifade etme şeklidir.Hemen hemen her gün televizyon kanallarında kadına şiddet haberlerini duymaktayız.Gazete manşetlerinde kadına şiddet haberlerini okumaktayız.Bizi büyüten,geceleri uykusuz kalan,evin geçimine katkı sunan,acımızı acı,derdimizi dert edinen,ülke savunmasında baş aktör olan onlar değil mi?''Bebem,anasız büyür ama vatansız büyüyemez '' diyen Nene Hatunların torunları değil miyiz?Kadınlara yapılan bu zulüm niye?

Varlık nedenimiz kadınların karşılaştıkları bunca eziyette toplum olarak hiç mi suçumuz yok?Elbette var.Çocuklarımıza kadına saygıyı öğrettik mi?Ayrım yapmamayı öğrettik mi?Kadına zalimce şiddet uygulayan insanları adi bir kavga gibi değerlendirip mahkemeye dahi çıkarmadan salmadık mı?Saldık.Ama artık buna bir dur demeliyiz.Kanun yapıcılara ve özellikle kadın milletvekillerimize büyük görevler düşmektedir.

İster katılırsınız ister katılmazsanız ama ben ağır olduğunu da bildiğim halde bazı öneriler sunmak istiyorum.Kadın kanunu çıkarılmalı.Kadına şiddet uygulayanlar ister SSK lı olsun ister devlet memuru olsun görevlerine son verilmeli.Her kadına şiddet uygulayan insanlar adam öldürmeye tam teşebbüsten yargılanmalı,kolayca adliye kapısından dışarı çıkmamalı.Uzaklaştırma uygulamasını ihlal edenlere ağır para cezaları uygulanmalı.Eğitim kadar çaydırıcı cezalara da ihtiyaç var.Eğitim kalitesinin yükseltilmesi şart.Eğitimin yanında caydırıcılık olmazsa şiddet devam eder.Milli Eğitim Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da buna bir kafa yormalı.Eğitim ve yaptırım boyutunda neler yapabilirizi irdelemeli.El atıldığında,istendiğinde her işin çözümü vardır.Yeterki bu derdi derdimiz bilelim.

'' Kadın bir çiçektir/Bakmasını bileceksin./Kadın bir annedir/Sevmesini bileceksin./Kadın evinin meleğidir./Duasını almayı bileceksin''dizeleriyle sözlerimi noktalıyorum.