Biliyor musunuz, Türkiye'de sadece bizim ilçemiz olan İnegöl yok. Osmanlı başka yerlere de İnegöl ismini vermiş. Önce bizim İnegöl'den bahsedelim.

Evliya Çelebi'ye göre İnegöl Cuma günü fethedilmiştir. Osmanlı ordusu buradaki ilk Cuma namazını, İnegöl'ün gölü kıyısında kılmıştır.

Bütün tarihi kayıtlara göre şunu kesinlikle söyleyebiliriz; isminde de olduğu gibi bir zamanlar İnegöl'de göl vardı. İsmini de bu gölden aldı. Gölün hakim olduğu bu ovanın tam ortasında, yüksek yerde İnegöl şehri vardır. Havası da suyu da çok güzeldir.

Evliya Çelebi'nin eseri Seyahatname'de belirtilen gölün, mevsim ve yağış durumuna göre su seviyesi azalsa da uzun yıllar boyunca varlığını sürdürdüğü anlaşılmaktadır.

Günümüzde dahi İnegöl'de akarsu ve artezyen sularının bolluğu, Zemin, dip suları bakımından İnegöl'ün oldukça zengin olması bunun en önemli kanıtıdır. Nitekim belediye önünde yapılan inşaatların zemin sondajlarında, kabuklu su ürünleri kalıntılarının çıkması da ismin kökeninin gölden geldiği kanısını teyit eder niteliktedir.

Yakın zamana kadar Yenice kasabası ile İnegöl arasında bataklık bulunduğu ve insanların burada manda otlattıkları bilinen bir husustur.

Bütün rivayet ve ihtimaller, ismin su ve göl ile alakalı olma ihtimalini kuvvetlendirmektedir.

İnegöl Havzası'nda Çayır, Akça, Bedre Suyu ve Hocaköy Suyu gibi
birçok akarsu ve dere bulunmaktadır. Sular, Deliklikaya mevkiinde birleşe?
rek Yenişehir Ovası'na varmakta, orada Göksu adını alarak Sakarya Nehri'ne ulaşmaktadır. Yenişehir Ovası'na bir boğazdan geçerek ulaşmakta ise de geçit yüksekliğinden dolayı ovanın bazen sular altında kaldığı ve "göl başı", "subaşı" anlamına gelen "İnegöl" isminin kullanıldığı tahmin edilmektedir.

Kasaba merkezine yakın ve yükseltisi fazla olmayan Çeltikçi köyünün adının çeltik tarımından gelme ihtimali de bu kanıyı güçlendirmektedir.

Benzer bir tahmin Manisa'nın Sarıgöl ilçesi için de yapılmaktadır. Ki buranın da eski adı İnegöl'dür.

Sarıgöl ilçesinin yerinde bir göl bulunduğunu ve bunun kurutularak şehrin kurulduğunu söyleyen kaynaklar, şehrin ismini eskiden var olan gölle bağlantılı olarak açıklamaktadır.

Rivayete göre 1393?te Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid'in (1389?1402), Alaşehir ve çevresini Osmanlı topraklarına katmasıyla Sarıgöl, Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Sultan Yıldırım, kenti seyrederken burasını, daha önce Osmanlı hakimiyetine girmiş olan İnegöl'e çok benzetir ve "Tıpkı İnegöl" der. İşte bizim İnegöl'den sonra ikinci İnegöl, adı Sarıgöl oluncaya kadar burası olmuştur.

Kaynak: Dr.Mustafa Polat Hoca'nın Osmanlı Döneminde İnegöl isimli eserinden faydalanılmıştır.