İtaat kavramı aslında dini bir kavramdır.Anlamı "boyun eğme,söz dinleme,emirlerini yerine getirme" v.b.anlamlara gelir. Kur'an-ı Kerim'de şunlara itaat etmemiz istenmektedir: 1-Allah'a itaat,

2-Allah'ın Resulüne (sav) itaat,

3-Ve sizden olan (Müslüman olan) idarecilere itaat.

İslam kaynaklarında idareciler için Ulü'l emr kelimesi kullanılır.Ulü'l emr, emir sahibi manasına gelir. Emir sahibi olmaktan amaç ise, işin başında ve yetki sahibi olmak demektir. Bununla da demek istenilen, halkın üzerinde yönetme yetkisine sahip olan kimseler demektir.

En yukarıdan aşağı; devlet başkanı ve ondan aldıkları yetkiye dayanarak, vali ve kaymakamlara kadar ulül emr sayılırlar. Eğer bu yetki sahipleri, yetkilerini meşru bir şekilde almışlarsa, meşru dairedeki emirlerine itaat etmek dinen farzdır. Bu farz, Kur'an-ı Kerim'deki şu ayete dayanır:


"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin; peygambere ve sizden olan ülü'l-emre (emir sahibi idarecilerinize) de itaat edin! O halde bir şey hakkında ihtilafa düşerseniz, Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, artık onu Allah'a ve peygambere arz edin! Bu hem hayırlı, hem de netice i'tibarıyla daha güzeldir." (Nisa, 59).

Bu konu ile ilgili Sevgili Peygamberimiz (sav) şöyle buyuruyor: "Kim bağlılık sözü verdiği devlet başkanına karşı sebepsiz yere itaatsizlik ederse, kıyamet gününde Allah Teala'nın huzuruna, tutunacağı hiçbir delili bulunmaksızın çıkar. Devlet başkanına bağlılık sözü vermeden ölen kimse, Cahiliye devrinde ölmüş gibi olur."(Müslim).

Ayet-i Kerimeden ve Hadislerden şunları öğreniyoruz:

1. İnsan farklı zamanlarda değişik hislere kapılarak devlet başkanına karşı tutumunu değiştirmeyecektir.

2. Kişinin menfaatına dokunulsa bile, milletin huzurunun bozulmaması için buna katlanacaktır.

3. Valilik, kumandanlık veya benzeri görevlerle başa gelen bir idareciye itaat edilecek, emirleri dinlenecektir.

4. Her ne olursa olsun bir kimse kişisel menfaatlerini devletin menfaatinin üstünde tutmayacak,devleti ve milleti zora sokacak,tehlikeye atacak hiç bir hareket içerisine girmeyecektir.

Kur'an,anne-baba için "İTAAT" kavramı yerine "İHSAN (İYİLİK)" kavramını kullanır.Şöyle buyrulur:" Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. .."(İsra,23).Çünkü İtaat emredilseydi, anne-baba çocuğuna günah ve suç unsuru teşkil eden her türlü emirleri verdiğinde çocuk onu yapmak zorunda kalacaktı.

Çünkü İslam'da "Allah'a isyan konusunda mahluka itaat yoktur" kaidesi vardır.

İtaatın yanlış kullanıldığı yerlerden bir tanesi de bazı Grupların ve Meşreblerin yaptıkları yanlışlarını kendilerine bağlı olanlara "İTAAT" kavramıyla kabul ettirmesidir.Yani mensuplarını her türlü yanlış hallerinde bile "İTAAT" kavramıyla kendilerine bağlı kalmalarını sağlayabilmektedirler.

Bazı grupların ve meşreblerın yanlış çizgide olmalarına rağmen bu yanlışlarını "İTAAT "ayetlerini okuyarak örtbas ettiklerini görüyoruz.Veya değer verdiklerini iddia ettikleri ve yolunu takip ettiklerini söyledikleri Değerli Alimlerin sözlerini çarpıtarak yanlışlarına devam ettiklerine şahit oluyoruz.

Çünkü yanlış çizgide olan bazı Grup ve Meşrepler,kendilerine bağlı olanların İslam'ı tam bilmediklerinden yararlanarak yanlış çizgilerini onlara benimsettiklerine şahit oluyoruz.

Kur'an'ı ve Sahih Sünneti doğru öğrenseydik kimlere "İTAAT" edilmesi gerektiğini iyi bilecektik.Ve "Bizim yolumuzdan ayrılırsan ahirette......Hocamıza,Üstadımıza ne cevap vereceksin"v.b. korkutan yalanlarına kanmayacaktık.

Abdulvasih DURAN