İnsan için uzun, milletler için kısa bir süre önce yazıldı İstiklal Marşı. Osmanlı'nın üç kıtadaki topraklarını kaybettiği, başkentinin işgal altında olduğu günlerdi. Türk'ün elinde kalan, üstünde bağımsız yaşayabileceği tek vatan parçası olan Anadolu da dört bir yandan işgal edilmeye başlanmıştı. Bu, batılılar için 1000 yıllık bir hesaptı; Türkler Anadolu'dan atılmak isteniyordu. İşte o şartlarda milli bir mücadele yapıyorduk. Milli Mücadele sürerken, millete ve orduya manevi destek olsun diye yazıldı ve 12 Mart 1921'de meclisimizde, milli marşımız olarak kabul edildi İstiklal Marşı.

İstiklal Marşı mükemmel bir şiir olmasının yanında, mükemmel bir Türk tarihi özetidir aynı zamanda: Türk'ün inanç dünyasını, vatan sevdasını, bağımsızlık aşkını, emperyalistlere karşı duruşunu,'batıl' ile olan savaşını, Türk tarihinin büyüklüğünü anlatan muhteşem bir destandır.

Bu destanın yazarı olan Mehmet Akif;

büyük bir şair olmasının yanında düşünürdür, fikir adamıdır."Kendi inanç sistemimizi ve kültürümüzü koruyarak, batının bilim ve tekniğini almak"şeklinde özetleyebileceğimiz fikri anlayışıyla, medeniyetimizi ayağa kaldırabileceğimiz fikrini işlemiştir yazdıklarında. Derdi olanın fikri olur, O'nun vatan diye,din diye dertleri vardı,davası vardı.

Mehmet Akif, derdi, davası, vatanı için koşturan bir mücadele adamıdır. Osmanlı'ya karşı çıkan isyanları önlemek için, Teşkilat-ı Mahsusa(o dönemin gizli servisi) görevlisi olarak, büyük zahmetlerle arap çöllerine gitmiştir. Yine aynı amaçla Avrupa'ya da gitmiştir. Milli Mücadele'yi halka anlatmak için Anadolu'da pek çok şehirde çalışmalar yapmıştır. Milli Mücadele'yi yürüten 1.Meclisimizde Burdur milletvekili olarak, istiklalimizi kazanmamız için emek vermiştir.

Tüm Kur'an-ı Kerim'in mealini şiirle yazacak kadar bir dini donanıma sahiptir. Mısır'da iken yazdığı o meali, "Herkes bu meali okurda, Kur'an-ı Kerim'in aslı okunmaz olursa, ben bunun hesabını Allah'a veremem"diyerek yakılmasını isteyecek kadar da ileri görüşlü ve samimi bir dindardır Mehmet Akif.

Tüm şiirlerinin toplandığı Safahat isimli eserine,"bu artık benim değil millet indir"diyerek İstiklal Marşı'nı almayan bir mütevazılık ve ince ruhluluktur Akif.

Bursa'nın işgal edildiğini duyduğunda yazdığı"Bülbül"şiiri vatanına aşık bir insanın ızdırabını anlatır."Çanakkale Şehitlerine"isimli şiiri ise, dünya tarihinde şehitlik kavramını ve şehitliğin değerini anlatan en güzel örnektir herhalde.

Mehmet Akif'in fikirleri, duruşu ve hayatı Türk İslam anlayışının yansımasıdır diyebiliriz. İstiklal Marşı da aynı şekilde Türk İslam davasını özetleyen,sağlam köklerimizi bize yeniden hatırlatan bir Türk destanıdır.

Rahmet olsun, Mehmet Akif'e. Rahmet olsun ümmete ve millete hizmet eden tüm geçmişlerimize.

"Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,

Şarkın en sevgili sultanı Salahaddin'i,

Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...

Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;

Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

Sen ki, a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,

Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber."