Ahmet Hocam, geçen yaptığınız konuşmayı pek beğenmedim. Konular çok güzeldi ama dinleyen kişiler bunu anlayabilecek düzeyde değillerdi sanki. Tamam biliyorum, zaman zaman bu meseleyi de açıyorsun ve devamlı tartışıyoruz seninle bu konuda. Fakat artık kabul et, bazı mevzular senin düşündüğün gibi değil.

Dünya hayatının bir imtihan yeri olduğunu gencecik çocuklara anlatıyorsun. Eğlenmeyi, gezmeyi, akranlarının yaptıkları gibi sosyal medyada kendi önlerine konulan her türlü meseleden birazcık haberdar olmakla kendisini alim sanan bu gençlere çok ciddi konulardan söz açıyorsun.

Hani şu okuduğun Ankebut Suresindeki ayet-i kerime var ya? Çok meşhur, her zaman konuşuyoruz. Şu an aklıma gelmedi ya. Hah işte o ayet... Hatırlatman için teşekkürler: "İman ettik demeleriyle bırakılacaklarını, imtihana çekilmeyeceklerini mi sandılar?" galiba surenin ikinci ayetiydi.

Bunun nesine mi itiraz ediyorum? Ya hocam, ayeti kerimeye itiraz edilir mi? Cenab-ı Allah böyle buyurmuş ise boynumuz kıldan incedir tabii. Alemlerin rabbi Allah'a hamdolsun o ne diyorsa odur bizim için. Lakin günümüzde o kadar çok : "ben de Müslümanım deyip de müslümanca yaşamayan insan var ki!" İşte bu insanlar, imtihana çekilmeyeceklerini sanıyorlar ya da imtihanda olduklarını fark etmiyorlar. Tüm dertleri dünyalık biriktirmek olmuş. Kadınıyla erkeğiyle, gece-gündüz çalışıyorlar daha rahat, daha konforlu bir hayat yaşamak için. Modern çağdaş hayatın tüketim kültürünün getirmiş olduğu havayı teneffüs edenlere böyle konulardan bahsetmek sıkıcı olur, kaçırırsın gençleri.

Tamam senin vazifen; doğru bildiğin şeyleri anlatmak ama... "Ama"sı ne deyip itiraz etmene gerek yok ki! Ya ne bileyim ben de... Bu hakikatleri herkes kavrasın, herkes anlasın isterim. Ya anlasana millet imandan soğumuş, İslam'dan soğumuş, ümidini kesmiş sanki. Bazen "din" diye inandıkları/yaptıkları şeyler çok, çok küçük ve basit uygulamalar.

Günlük hayatta İslam ahlakından uzak kalmışlar, en temel ibadet olan namaza vakit ayıramıyorlar çalıştıkları için. Bireysel ve sosyal bütün davranışlarında, imanlarından çok başka sebepleri göze almışlar. Kafalarında bir sürü engeller: "Arkadaşlar ne der, öğretmenler ne der, velhasıl insanlar ne der, ne der...Korku bu. Çoğu kimse acaba "Rabbim Allah ne der" diye düşünmez.

Aaa biliyorum, benim böyle konuşmamdan çok rahatsız oluyorsun. Yaptığın sohbetlere inançla, aşkla, şevkle bağlısın anlıyorum. Hatta itiraf edeyim çok etkilendim söylediğin o iki ayet-i kerimeden. Benim yaşım müsait. Elhamdülillah biraz okumuşluğum var ama seni dinleyenler çocuk denecek yaştalar. Gerçi sen elinden geldiği kadar çocukların anlayışına hitap etmeye çalışıyorsun. Peygamber Efendimizin buyurduğu gibi "insanların akıllarına göre konuşmaya" gayret ediyorsun.

Elbette ki insanları Allah yarattı, elbette ki insanlara Rabbi'l-alemin rızık veriyor, elbette ki bizler müslüman Türk toplumunda yaşıyoruz. Öyleyse.... Diyorsun ama söylemesi zor. Bu gençler annesinin babasının sözünden çok sanal alemde gördüklerine inanırlar.

Hangi ayet-i kerime beni etkiledi, onu mu söyleyeyim. Konuyu saptırmak istiyorsun ama söyleyeyim hadi. "Kim ameli/davranışı ile dünya menfaatini isterse, dilediğimiz kimseye, istediğimiz şeyi dünyada peşin veririz; sonra da onu cehenneme koyarız. Kötülenmiş ve rahmetten kovulmuş bir halde ona ulaşır. İsra suresindeki bu ayetten Allah'a sığınmak isterim Ahmet Hocam.

Tamam biz çalışırız, çabalarız bir mümin olarak. Cenab-ı Allah da bunun karşılığı bize bir miktar mal mülk verir. Ben bu imkanlarla dünyada rahat yaşamayı istemek yerine ebedi olan ahiretin sevabını Allah'tan dilerim.

Hocam, şahsen ben konuşmanı dinledim.Müstefid oldum yani istifade ettim. Zaten "kim mümin olduğu halde ahireti ister ve çalışmasında O'nun için yaparsa işte bu çalışmaları makbuldür" sözü benim artık parolamdır. Bundan sonra hangi ameli yaparsam Rabbimden ahireti talep edeceğim. Umarım gençlerimiz de dünya hayatında, iman sınavını başarıyla geçerler de gayretleriniz boşa gitmemiş olur.