Vaktiyle Japon ekonomisi darboğazdan geçiyor. İç borçlar, dış borçlar gırtlağı aşıyor.

Zamanın başbakanı meclisi toplar. Kürsüye çıkar. Durumu olanca açıklığı ve tehlikeleri ile anlatır ve;

-Şu andan itibaren der,

-Tanrı şahidim olsun ki, Japonların iç ve dış borçları son kuruşuna kadar ödenmeden, pirinçten başka bir şey yemeyeceğim.

-Şu üstümdeki elbiseden başka elbise giymeyeceğim.

Dediklerini yapar, en üstten en alta bir israftan kaçınma kampanyası açılır. Japonya bütün borçlarını öder.

Bu durumun toplumun bütün kesimlerini, tek istisna olmadan kapsadığını söylemeye gerek yok.

Geçenlerde Japon imparatorunun sarayını gördüm. Yarabbim, ne kadar sade, ne kadar mütevazı, ne kadar gösterişten uzak...

*Gerekmediği halde elektriği yakmakla, suyu kapamadan bos yere akıtmakta, cam şişeleri geri dönüşüme atmayıp yol kenarlarına atmakla, piknikteki çöpleri,poşet torbaları sağa sola atmakla biz de zavallılar sınıfına geçmiyor muyuz?

*Hayat çok ince, akil almaz incelikte ipliklerle örülmüştür. Her şey o kadar birbirine bağlıdır ki, İlkokul okuma kitabımızdaki bir sözü hiç unutmadım.

Bir mıh bir nalı kurtarır.

Bir nal bir atı, bir at bir komutanı,

Bir komutan bir orduyu,

Bir ordu bir ülkeyi kurtarır diyordu..

Maddi durumumuz ne olursa olsun, ister zengin olalım ister fakir, hepimiz israf haramdır bilinci ile hareket etmeliyiz.

İsraf ve Tasarruf kavramında , parayı da, maddiyatı da aşan büyük bir edep ve incelik vardır."

Bu yazıyı okuyunca aklıma ne geldi biliyor musunuz?

Siz siz olun olun bir pirinç tanesini bile ziyan etmeyin.Zira bu güzelim ülke bizim.Bizim başka gidecek yerimiz yok.

Harcama yaparken bir şeyler tüketirken kırk kere düşünelim. "İsraf haramdır,Tasarruf gelecektir.''

(Alıntı: [email protected]"dan... Kaynak:www.adanamedya.com)