Düşünsenize İspanyol olarak dünyaya gelmişsiniz. Az sayıdaki İspanyol Müslümandan birisiniz. Size şanlı İslam tarihiniz anlatılıyor. Endülüs!

Tarık bin Ziyad komutasında Avrupa'ya adım atan Müslümanları sana anlatıyorlar. Geri dönmemek üzere karaya çıkan şanlı komutanın ve askerlerinin, gemileri yakıp geri dönüş ihtimalini ortadan kaldırarak gerçekleştirdikleri fethi sana anlatıyorlar. Tarık bin Ziyad'ın bu kararı ile oluşan kahramanlıkları dinleyip nasıl da gururlanırdık bir düşün.

Fetihten sonra, 100 yıl gibi kısa bir zamanda Emirlerin yaşantıları ile halkın kendi kendine ihtida hareketlerine geçtiği bilgisi ile ne de övünebilirdik. Hristiyan din adamlarının şiddetle karşı çıkmasına rağmen halkın, İslam'ın dili olan Arapçaya geçmeye başladığını okusaydık; zorla veya anlatarak değil de yaşayarak nasıl tebliğ yapılabileceğini öğrenirdik ve ne gurur duyardık bir düşünsene.

İlimde ve sanatta dünyanın hala hayranlıkla andığı dönemleri okusaydık, acaba ilme iştiyakımız mı artardı yoksa övünmek ile mi yetinirdik tam olarak kestiremiyorum. Ama kesinlikle ilim ve sanatta ulaşılan nokta, kollarımızı kabartırdı.

200 yıllık hakimiyetten sonra ümmet birliğinin dağıldığını ve herkesin birbirine düştüğünü, kabile devletçikler kurma hayalleri uğruna bu şaşalı dönemin sona ermeye başladığını okusaydık ne yapardık? Müslümanlar bugün de birlik olamadığı için İslam milleti olmaktan ziyade zillet içinde yaşadıklarını fark edebilir miydik acaba? İspanyol olsaydık böyle bir geçmişten ders çıkarabilir miydik acaba?

Ders çıkarıp, herhangi bir ümmet birliği olma faaliyeti yapar mıydık bilmiyorum ancak şuna eminim geçmişimiz ile çok hava atardık. Geçmişimizi çok yad ederdik. Dizilerini çekerdik. Zenginliklerini konuşurduk da dini bütün olmalarına pek takılmazdık her halde?

Saraylarda ilim yolunda kat ettikleri yolları incelemezdik de şatafatlı saray yaşantılarında haremlik - selamlık yaşantılarını merak ederdik her halde. Reyting uğruna; şanlı İslam tarihimize bile aşk kaçamakları eklerdik senaryonun sağına soluna. Tarihini öğrenmek isteyenleri de yakaladıktan sonra artık aşk dizisine çevirir amma ekmeğini yerdik şanlı tarihimizin.

Nasıl?

Bunları yapmak için İspanyol olmaya gerek yok mu?

Endülüs birlik olmayı bıraktı, birbirine düştü, küçük parçalara bölündü ve büyük acılara yuva oldu. Övünmeyi sevdiğimiz Osmanlı da her ömrü olan gibi nihayete erdi. Bugün Müslümanlar olarak en ciddi meselelerde bile birlik olamıyoruz. Gittiğimiz yönü tarif edeyim canın sıkılacak belki ama: Ey okuyucu! O şanlı tarih ile gurur duyacak nesil bile kalmadı Endülüste. Dağınıklığın neticesi ortada. Birlik olmak lazım.

İslam birliğini dile getiriyoruz. Ancak onun bile altını boşalttık da kendi partimiz, derneğimiz, cemaatimiz etrafında birleşme çağrılarına çevirdik.

Rabbimiz (cc):

"Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin." (1) diye buyurarak tüm Müslümanları kardeş ilan etmişken biz her geçen gün daha küçük parçalara ayrıldık.

Rabbim İslam kardeşliğini yeniden ihya etme gayretinde olanlarımıza kuvvet versin. Hayatlarımızı bu uğurda harcamayı bizlere de nasip etsin. Amin.

Allah'ın (cc) kulu, Ümmet-i Muhammed'den, kardeşiniz İlyas...

1. Hucurat Suresi 10. Ayet