Tarih vefadır.Vefayı en çok hak edenler arasında tarihi yazan, şanla tarihe izini bırakan Osmanlı padişahlarını sayarsak yeridir.Nesiller vefayı, hakikate parmak basmayı borç bilmelidir.

Tarih vefadır ve veballe alınan ahlar vicdanlarda kabuklar bağlasın istemez.
Abdülaziz Han'ın bileklerini keserek intihar etmesi iddiası iftiradır. Oysa ki ilahi hakikat Mithat paşa ve avanesi tarafından tahtan indirilerek katledilmesi gerçeğidir.

Tarih vefadır. Ve aynı tarih hakikatine atılan iftiralardan ve de yalanlardan hiç de haz etmez. Gerçekliğin çığlığı, hakkın gür sesi, inanmış yüreklerde hep duyulsun düşler.

Nasıl karanlıkları seherlerde doğan güneşler aydınlatıyorsa tarihin karanlık sayfalarını da hakikatler aydınlatmalıdır. Abdülhamit han Osmanlı soyunun Ulu Hakan'ı ve Türk'ün hakiki ata babasıdır.Vahdettin Han sürgünlere salınan küskün ve kırgın, torunların Mağrur atasıdır.

Tarih vefadır. İhaneti, ırkçılığı bünyesinde barındırmaz. Mümin müminin kardeşidir, ilahi hakikatinin sırrından olsa gerek iman dolu her yüreği birliğin kardeşliğinde kudretli ve ayrıştırılmaz kılmak ister.

Muhammed Alparslan Malazgirt'te Bizans'a karşı vuruşacağı günün sabahında eller açıp namaza durdu. Rabbimizden bir vatan diledi, adı Anadolu.Alparslan ordusunda Türk ve Kürt kardeşin kanı Anadolu'yu vatan kılmaya bir aktı.

Dandanakan'larda, Malazgirt'lerde, Ankara Ovası'nda, Sakarya'da şehitler abidesi Çanakkale'de, Alanya'da, Bodrum'da, Sinop'ta, Hatay'da, Kars'ta Anadolu toprağının her karışında Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Zaza ve nicesinin kanı beraberce yatar.

Kan ve can kardeşliğidir vatanı bir kılan mayanın adı. Ve güneşler balçıkla sıvanamaz. Hakikat ve tarih eninde ya da sonunda ama mutlaka birgün yerini bulur.

Firavun ve Cehil olanlar lanetle, Muhammed ve Musa olanlar duayla anılır. Gün gelecek padişahına küfreden, ecdadına iftira atan ve yalanlarla binbir yüzlü maskeler taşıyan tarihine ihanet eden evlatlar torunlarının gözleri önünde utançtan başlarını kaldırmaya yüz bulamayacaklar. Çünkü koskoca bir tarihi ve ecdadı karalarıyla nesiller gözünde yok saymaya, horlamaya, hiçe katmaya kalktılar. Gençlik atasını ve ecdadını tanıdıkça eserlerinin 600 yıl boyunca Anadolu'nun ve dünyanın dört bir yanına nasıl islam kültür ve medeniyetini taşıdığını öğrendikçe Abdülhamit'inden, Abdülaziz'den ve Vahdettin Hanından özür dileyecek ve o şanla şahlanacak inşallah biiznillah.
Şafaklar hep doğmuştur ve yine doğacak.

Karanlık zifirler hep aydınlık sabahlara uyanmıştır ve yine uyanacak.
Hakikat Muhammed olabilmekte, genç delikanlılar Muhammed'i bir duruşla hep özüne yürümüştür ve yine yürüyecekler.

Güzellik ve masumiyet Meryem kalabilmekte, Fatıma olabilmekte, Hatice dirayeti ve metaneti taşıyabilmekte, Asiye mağrurluğu ve inancından dönmek bilmezliğinde ümmetin kızları hep Elif mağrurluğunda yetişip gonca Gül olmuştur ve yine nebimizin nadide gülü olmaya canlar atacaklar.

Ümmetin 100 yıllık uykulardan uyanışı kutlu ve mübarek olacak.
Küfre ve küffara kukla değil tevhide ve hakka kul olmaya yaşayan Kur'an olacak.Yarınlarda batılın karanlık gölgesinden sıyrılıp islamın güneşine tebessümler nurlar saçan bir gençlik ışıyacak İnşaAllah, biiznillah

İLKAY YILMAZ