Din, insan hayatının en vazgeçilmez parçasıdır.Çünkü Yüce Rabbimiz “Ben cinleri ve insanları,ancak bana kulluk etsinler diye yarattım” (Zariyat,56) buyuruyor.Bu ibadet ve kulluk ise sadece din ile yerine getirilebilir.Ayrıca din, insanın malını ve canını uğrunda feda etmekten çekinmediği en yüce değerdir.Bütün bunlar dinin değerini ve kutsallığını ortaya koymaktadır.
O halde bu kadar önemli olan bir kavramı nasıl anlamalıyız? Din laboratuvar da test edilebilen bir nesne değildir.Bir eşyanın veya bir maddenin sağlamlığını ve kalitesini deneylerle test edebiliriz.Ama din ve dini değerleri maddi ortamlarda test etmek mümkün değildir.
Öyleyse ne yapmalı? Dini doğru anlamanın yolları yok mu? Elbette ki vardır. O yollar Allah’ın yüce kitabı Kur’an ve Resulünün (sav) sünnetidir.Bu konuda da karşımıza bir soru daha çıkıyor.Peki Kur’an’ı ve sünneti nasıl anlayabiliriz?
Yüce Allah bizlere “…Eğer bilmiyorsanız bilenlerden sorunuz” (Nahl,43) buyurarak yol göstermiştir.Bu bilenleri bulmalı ve gerçek dini öylece anlamalıyız.Bu konuyu araştırırken çok dikkatli olmak gerekir.Zira yarım hekim insanı candan ettiği gibi yarım hoca da insanı dinden edebilir.
Hani meşhur bir hikayedir. Gözleri görmeyen dört kişiden biri filin hortumuna ,diğeri kulağına ötekisi ayağına bir diğeri de karnına dokunmuş ve kendilerine ‘fili tarif edin’ dediklerin de her birinin tanımı farklı olmuştur.Ayağını tutan kişi, fil sütun gibidir derken karnını tutan, fil tavan gibidir v.b. tanımlar yapmışlardır.
Aynen bunun gibi Kur’an ve Sünneti bir bütün olarak ele almayanlar kendilerince bir Müslüman tipi oluşturabiliyor ve nitekim de oluşturmuşlardır.Çevremizdeki çeşitli İslami grupların farklı oluşları bunu göstermiyor mu? Fil örneğinde olduğu gibi yanlış İslam anlayışıyla pısırık bir Müslüman tipi de yetiştirebilirsiniz eli kanlı bir cani de yetiştirebilirsiniz.
Bir ayet veya kelime şu 3 şekilde tahrif edilir:
1-Lafzını tahrif etmek:Bunu yapamıyorlar,çünkü Allah’ın koruması altındadır.”Şüphesiz Kur’an’ı biz indirdik.Onu koruyacak olanda biziz” (Hicr,9)
2-Manasını tahrif etmek,
3-Maksadını tahrif etmek.Yani Kur’an’ın ne demek istediğinin yerine kendilerinin ne demek istediğini koymak.
Günümüz de biz Müslümanların en çok dikkat etmesi gereken iki nokta Kur’an’ın manasını ve maksadını tahrif edenlere karşı dikkatli olmamızdır.Bunu gerçekleştirmek çok da zor değildir.Çünkü, alışverişe çıktığımızda nerede kaliteli ve hesaplı ürün satılıyor diye defalarca tur atmaktan yorulmuyorsak aynen bunun gibi dinimizi de kimden öğrendiğimizi ve öğrenmek istediğimize de dikkat etmemiz gerekir.
Taassup yani katı tutum/ yanlışta ısrar etmek dine verilen en büyük zarardır.Sanıyorum en büyük hatalarımızdan bir tanesi de bir yere bağlandık mı artık bir daha kopamayışımızdır.Oysa dine zarar verdiği apaçık ortada olan bazı grup ve örgütler vardır.Bunlara bağlı nice samimi Müslümanlar var ki bunu ya görmüyor veya görmek istemiyorlar.Oysa Allah aklımızı kullanmamızı Kur’an’ın bir çok yerinde açıklamıştır.Bu ayetler içinde en çarpıcı olanı şu olsa gerek:”O (Allah), akıllarını kullanmayanları murdar eder”(Yunus,100).Yani onları pislik haline getirir.
Eğri çubuğun doğru gölgesi olur mu? O halde yanlış din anlayışının amelleri de yanlış olacaktır.Nasıl ki sağlımızı kontrol ediyor,tansiyonumuzu,şekerimizi v.b. gidip arada bir kontrol ediyorsak bunun gibi din anlayışımızı da zaman zaman Kur’an’a ve sünnete ne derece uyup uymadığını kontrol etmemiz gerekir.
Grupçuluktan ve tefrikadan uzak bir Müslüman olmaya çalışalım.
UNUTMAYIN:Müslüman olmak bir gruba değil, bir duruşa sahip olmanın adıdır.