Sinan Bey, İsabeyzade İshak Paşa'nın azadlı kölesi ve de kethüdasıdır. Şu kadar var ki İshak Paşa ve oğulları, değişik nedenlere dayalı olarak üstlendikleri görevler dolayısı ile İnegöl coğrafyası ile bağları kesilince İnegöl'deki İshakpaşa İmareti ile ilgili bütün yönetim ve de denetim hizmetleri, Kethüda Sinan Efendiye kalmıştır.

Söz gelimi, İshak Pşa'nın ölümünden sonra büyük oğlu Halil İbrahim Bey, İshak Paşa'nın Selanik'teki vakıf ve emlakini yönetmek üzere; Selanik'e yerleşmiştir.

İshak Paşa'nın oğlu Selanik'e gidince; yıllarca önce İshak Paşa'nın dedesi İsa Bey'e, devletçe dirlik olarak tahsis edilmiş olan İsaören Köyü, bir başka tahsise konu olmuştur.

Hüdavendiğar Livası Tahrir Defterlerinde kaydedildiği üzere; bu kerre İsaören köyü,devletçe Kethüda Sinan Efendi'ye mülk olarak verilmiş; o da bu emlakını, vakıf statüsünde İnegöl'de, YenişehirKöprühisar'da ve Bursa-Muradiye'de Beşikçiler semtinde inşa ettirmiş olduğu hayri eserlerin işletilmesinde yapılacak harcamaları karşılamak üzere; vakfetmiştir.

1509 Yılında merkezi İstanbul olmak üzere; bütün Anadolu ve Balkanları derinden etkileyen ve halk arasında "kıyamet- i suğra = küçük kıyamet" adı verilen korkunç bir deprem, vuku bulmuştur.

Debrem sonrasında Sultan II. Beyazıt'ın emriyle başta İstanbul olmak üzere; Rumeli'de ve Anadolu'da depremde yıkılan yerleri, yeni baştan yapmak üzere; geniş bir imar faaliyeti, başlatılmıştır.

İşte bu cümleden olmak üzere; 1509 Yılında vuku bulan ve de 45 gün süren bu korkunç depremin sonrasında ; İshakpaşa vakıflarının nazırı Kethüda Sinan Efendi' ye İnegöl'ün yeniden imar edilmesi görevi verilmiş ve yukarıda sözü edilen temlik işlemleri, gerçekleştirilmiştir.

Deprem sonrası İnegöl'ün yeni baştan imarını üstlenen İshakpaşa vakıfları nazırı Kethüda Sinan Efendi, artık, İnegöl'de "Sinan Bey" olarak anılmaya başlamıştır.

Yapılan onarım sonrasında da İnegöl'deki yerleşim alanları -yeni baştan- dizayn edilmiş ve İshakpaşa Cemaati olarak anılan ticaret ve sanat sahiplerinin işğal ettiği ticaret bölgesi de ayrı bir mahalle olarak değerlendirildiğinden Sultan II. Beyazıt devrinde ve 1510 Yılında yapılan bir tahrirde İnegöl mahalleleri, dört olarak, belirlenmiştir.

İshakpaşa Cemaati olarak anılan ve de "tekalif-i divaniyye" adı verilen devlet vergisinden muaf tutulan bu sanat ve ticaret erbabı da vergiye tabi tutulmuştur.Bir önceki bölümde sözü edilen Hamzabeyzade Derviş Mehmed Bey ile iş birliği yaparak Sinan Bey, Noktacı Kasım Efendi'nin İnegöl'e gelmesini ve adına yapılan tekke ve zaviyede irşat hizmetine başlamasına vesile olmuştur.

Ayrıca merkez mahallede bulunan ve Orhan Gazi tarafından hizmetlisine dirlik olarak tahsis edilmiş olan zaviyeli mescidin karşısına Sinan Bey, kendi adına bir cami, bir okul ve bir de hamam yaptırmış; burada hizmet edecek görevliler için de vakıflar bırakmıştır.

Zaviyeli mescid'in yol cephesine de zaviyeye gelir temin etmek amacıyla 4 dükkan ve bir de fırın yaptırarak halkın hizmetine sunmuştur. Bu sebepten Sinan Bey tarafından yapılan bu imaret faaliyetinden sonra İnegöl'ün merkez mahallesi, "Sinanbey- Mahallesi" adıyla anılmaya başlamıştır

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR