İshak Paşa, Sultan II Murad, Fatih Sultan Mehmed ve Sultan II. Beyazıt devirlerinde yaşamış ünlü devlet adamlarından biridir. Şu kadar var ki, aynı dönemde yaşamış ve de en üst seviyelerde devlet hizmeti gören bir diğer İshak Paşa daha vardır ki bu İshak Paşa, başta "Osmanlı kronikleri" ve bu kroniklerden nakil yapan bir çok tarihçi, aynı dönemde devlet hizmetinde bulunan bu iki İshak Paşa'yı karıştırmıştır.

Sadrazamlık görevi gibi en üst görevlerde bulunan bu iki İshak Paşa'yı, bir tek İshak Paşa olarak göstermişlerdir. Ancak Amasya Tarihi'nin yazarı Abid-zade Hüseyin Hüsameddin Efendi ile Osmanlı Mimarisi isimli hacimli eserleri kaleme alan Ekrem Hakkı Ayverdi Bey,ilk kaynaklara inerek gerçeği tespit etmişler ve aynı dönemde yaşamış iki İshak Paşa'nın bulunduğunu, vakfiye ve mimari eser kitabelerine dayanarak, ispat etmişlerdir.

Bu iki araştırıcı yazarın tespitine göre, yaşça büyük olan İshak Paşa, Sırp asıllıdır ve meşhur akıncı beylerinden Üsküp'ün ilk Sancak Bey'i olan Paşa Yiğit'in manevi evladı olarak yetişmiştir. Sancak Beyliği, Anadolu ve Rumeli beylerbeyliği gibi üst görevlerde bulunduktan sonra, Sultan II. Murad ve Fatih Sultan Mehmed devirlerinde üç defa sadrazamlık makamına getirilmiştir. Bu zatın bütün hayri eserleri, halen, Üsküp'te mevcut bulunmaktadır. Oğlu İsa Bey ve Mustafa Paşalara ait cami ve medreseler de halen günümüzde Üsküp'ü süslemektedir.

Diğer İshak Paşa ise İnegöl'lü İbrahim Ağa'nın oğludur. Ancak; dedesi İsa Bey, Amasya'lıdır ve Yıldırım Beyazıt'in de yakın silah arkadaşlarındandır. Muhtemelen İsa Bey, Ankara-Çubuk Meydan Muharebesi'nde şehit olmuştur. Oğlu İbrahim Ağa, devlet memuriyeti almamış; babasına dirlik olarak verilen arazileri işletmekle geçinmiştir.

Günümüzde İnegöl-şehir merkezine mücavir duruma gelmiş olan İsaören Köyü, bu dirlik içindedir ve ismi de buradan kaynaklanmaktadır. İbrahim Ağa, kendisi devlet hizmeti kabul etmemekle birlikte oğlu İshak Paşa'yı, Sultan II. Murad devri vezirlerinden Yergüç Paşa'nın maiyetine vermiştir; bu zat, onun -güçlü bir maliyeci olarak- yetişmesini sağlamıştır. Dedesi İsa Bey, büyük şöhrete sahip olduğu için İshak Paşa, dedesine nisbet edilerek tanınmıştır.

Bu nedenle, Amaysa menşe'li fakat İnegöl doğumlu olan İshak Paşa, bazı araştırıcı yazarlar tarafından Amasyalı kabul edilmiş; diğer bazı araştırırcı yazarlar ise İshak Paşa'nın pederi İbrahim Ağa'nın ikamet yerini dikkate alarak O'nu, İnegöl'lü kabul etmişlerdir.

Söz gelimi, Amasya Tarihi'nin yazarı Abid-zade Hüseyin Hüsameddin Efendi, İshak Paşa'yı Amasya'lı olarak kabul ederken Bursa Kütüğü adlı kıymetli eseri hazırlayan Kamil Kepecioğlu, İshak Paşa'nın, İnegöl'lü olduğunu ileri sürmüştür. Şüphesiz, her iki görüşün de doğru ve eksik tarafları vardır.

Menşe' itibariyle Amasyalı olmakla birlikte İshak Paşa, en geniş yatırımlarını ve hayri eserlerini İnegöl'de yapmıştır. Zevcesi Sultan Hatun da türbesini İnegöl'de inşa ettirmiş ve buraya defnedilmiştir. Selanik valisi iken 1487 yılında vefat eden İshak Paşa da-vasiyeti gereği İnegöl'e getirilmiş ve yaptırdığı cami haziresine defnedilmiştir.

İşte bu maliyeci ve de Amasya kökenli İshak Paşa, Fatih Sultan Mehmed ve Sultan II. Beyazıt devirlerinde iki defa sadrazamlık makamına getirilmiş ve bu esnada İnegöl'de, cami merkezli imaretini inşa ettirmiştir. Bu imarette sırasıyla: kanatlı bir cami, türbe, medrese, hamam, kervansaray ve gelir sağlayan dükkanlar yer almıştır. İshak Paşa'nın, başta Ankara olmak üzere Kütahya, Bursa, İstanbul, Edirne ve Selanik'te de hayri eserleri vardır. Vakfiyesinde bunlar, detaylı bir şekilde tasvir olunmuştur. Günümüzde İnegöl şehir merkezine göre mücavir alan sınırları içine giren Çeltikçi/Ulu Çeltilçi Köyü, İshak Paşa vakıfları arasında yer almaktadır. Tahrir defterindeki kayda göre bu köyün,1520 ve 1573 yılları için belirlenmiş ve İshak Paşa vakfına tahsis yapılmış vergi geliri, 20938 akçadır.